Hz. Mevlâna’nın 750. Vuslat Yıl dönümü “Vuslat Vakti” temasıyla 07-17 Aralık tarihlerinde birçok etkinlikle gerçekleştirildi.
Mevlâna için gerçek aşkın anlamı Allah’a duyulan aşk; ölüm ise Allah’a kavuşacağı gündü. İşte bu yüzden, 17 Aralık olan ölüm yıldönümü bir yas günü olarak değil, bir kutlama günü olarak kabul ediliyor. Her sene 17 Aralık’ta düzenlenen Şeb-i Arus törenleri de “Vuslat Gecesi ya da Düğün Gecesi” anlamına geliyor. Ölümü Şeb-i Arus olarak görmek biz fanilere garip gelmiş olmalı ki yıllardır bunu anlama gayreti içindeyiz.
Büyük bir mütefekkir, büyük bir şair, büyük bir mürşit olan Mevlâna çok yönlü, çok boyutlu bir fikir adamı olarak dikkat çeker. Mükemmel bir şekilde yetişmiş, devamlı surette mükemmel insan yetiştirmenin gayretini vermiştir. Yaşadığı devirden günümüze kadar örnek yaşantısıyla, evrensel fikirleriyle insanlığa rehber olmuştur. O, içinde yaşadığı toplumun sorunlarını çok iyi tespit etmiş, yerinde ve zamanında çözümler sunmuştur. Mevlâna, insanlarla ilişkilerinde toplumun hiçbir kesimini dışlamamış, hepsini kucaklamış, kılıç, kalem ve kelâm ehlini birbirine kenetlemeye, birlik beraberlik içinde yaşamaya, kardeş olmaya çağırmıştır.
Mevlâna’nın sözleri inançları ne olursa olsun bütün insanlık için evrensel değerler taşımasından dolayı dünyanın dört bir tarafındaki insanlar Mevlâna’yı tanımaya çalışmıştır. Mevlânâ, günümüz dünyasının en çok muhtaç olduğu sevgi, birlik ve barışı eserlerinde en güzel şekilde işlemiştir. Hayatı ise bu konuların örnekleriyle doludur. Ondaki sevgi ve aşk ilahîdir. Yaratandan Ötürü yaratılmışı sevmiş ve hoş görmüştür. Düşünce, sevgi ve hoşgörüsünün evrensel oluşu nedeniyle fikirleriyle bütün dünyayı etkilemiştir. Kendisinin bu tutumu da insanlar arasında sevgi, kardeşlik ve barışın yayılmasını sağlamıştır. Sevgi, barış ve kardeşliğe hasret olan dünyamızda Mevlânâ'nın daha fazla bilinip tanımasına ve fikirlerinin yayılmasına ihtiyaç vardır.
Mevlânâ engin bir hoş görü sahibiydi. İnsanların ayıplarım araştırmazdı. Hatasız dost arayanın dostsuz kalacağını da şöyle dile getirmiştir: " Eğer dostlarınızın kötülüklerini size anlatırlarsa, sizin onları yetmiş kere hayırla ve iyi niyetle tevil etmeniz gerekir. Onu açıklamaktan tamamıyla âciz kaldığınız zaman, "Bunun sırrını o bilir" deyiniz Ve konuyu kapatınız ki dünyada dostsuz kalmayasınız. Çünkü ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır." Sözleriyle nasihat ederdi.
Mevlânâ'nın üzerinde önemle durduğu en önemli konulardan birisi "Gönül Alemi" dir. Ona göre gönül; ilâhî tecellîlerin aksettiği Kâbe gibi kutsal bir mekândır. Bunun için insanın gönlü hoş tutulmalıdır.
Gönül, Cenâb-ı Allah'ın kendisini görmek için ve ona bakmak için yarattığı bir aynadır. Bunun için "Gerçekten Allah; sûretlerinize, mallarınıza bakmaz; fakat gönüllerinize, amellerinize bakar." denmiştir. Ayna tozlanınca suretleri iyi göstermez. Gönül aynası da temiz olmalıdır. Sevgi, samimiyet, aşk, barış ve güzelliklerle dolu olmalıdır. Kin, hırs, riya, hile ve düşmanlık gibi duyguların gönül aynasını kirletmesine izin verilmemelidir.
Mevlânâ, Hakk'ın sevgisini barındırmayan gönlü harap olmuş, yıkılmış bir şehre benzetir. Allah sevgisiyle dolu gönül ise; Hakk güneşinin nûrunu aksettirir (Fahri Kayadibi, Mevlâna’da Sevgi, Birlik ve Barış).
Günümüz insanının en çok ihtiyacı olduğu şey; Mevlânâ'nın sevgi, barış ve kardeşlik konusunda gösterdiği hassasiyetidir. Çeşitli olumsuzluklar nedeniyle huzursuz ve mutsuz olan dünyamız onun evrensel görüşlerini benimsemesiyle sevgi, barış ve kardeşlik konusunda büyük kazanımlar elde edecektir. Bu nedenle Mevlânâ öğrenilmeli ve öğretilmelidir. Mekânı Cennet olsun.
“Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.” (Hz. Mevlâna)
Sağlıcakla kalın.
