Terör örgütü yandaşlarınca 11 Ocak’ta Stokholm’de Devletimizi ve Cumhurbaşkanımızı hedef alan menfur eylem inanılır gibi değil. İsveç devleti bu tür terör propagandalarına nasıl müsaade edebilir? Daha yakın bir zamanda NATO’ya alınmak için kapımızı aşındıran İsveç değil miydi? İsveç Üçlü Ahitname’yle verdiği taahhütlerini nasıl unutur?
Türkiye bu tür terör eylemlerine şimdiye kadar nasıl sessiz kalmadıysa bundan sonra da sessiz kalmayacaktır. Bu olay gerçekleştikten sonra İsveç’in Ankara Büyük Elçisi, Dışişleri Bakanlığına çağrılarak menfur eylem şiddetle kınanmıştır. Ardından da İsveç’teki skandal görüntülere ilk resmi yaptırım uygulanmış, İsveç Meclis Başkanı Andreas Norlen’in 17 Ocakta Türkiye’ye yapmayı planladığı resmi ziyaret, Meclis Başkanımız Mustafa Şentop tarafından iptal edilmiştir.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson yaptığı açıklamada bu menfur eylemi şiddetle kınamıştır. Ancak bu kınama yeterli değildir. Kristersson, İsveç’in NATO üyeliği için yaptığı başvurunun sabote edilmek istediğini söylemiştir. Eğer İsveç bu düşüncelerinde gerçekten samimi ise vermiş olduğu sözleri yerine getirir. Aksi halde NATO üyeliğinin hayalden öteye gidemeyeceğini bilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı aleyhine bu tür terör eylemlerine fırsat veren bir ülke bizim nasıl müttefikimiz olacak? Gerçi bu soru sadece İsveç’e sorulmamalıdır. Çünkü ne yazık ki NATO’da müttefikimiz olan bazı ülkeler yıllardır terör örgütünün destekçisi oldu ve olmaya da devam ediyorlar. Bu ülkelerin başında hepimizin bildiği gibi ABD gelmektedir.
Avrupa Türkiye’ye karşı eylemlerde bulunan terör örgütleri ile arasına mesafe koymalıdır. Bunları desteklemeyi bırakmalıdır. Bugün bize karşı yapılan terör eylemleri gün gelir kendilerine döner. Bunu yakın zamanda Fransa’da gördük. Anlaşılan Avrupa Fransa’da meydana gelen terör eylemlerinden ders çıkarmamış.
Türkiye her zaman için müttefiklerine karşı samimi olmuş ve müttefikliğin gereklerini fazlasıyla yerine getirmiştir. Bunu gerek BM ve gerekse NATO gayet iyi bilmektedir. Türkiye haklı olarak ülkesine karşı yapılan terör eylemlerinin desteklenmesini istememektedir. Türkiye’nin sözde müttefik ve dost ülkeleri Türkiye düşmanlığından vazgeçmelidirler. Avrupalı devletler Türkiye Viyana kapılarına kadar tekrar dayanır mı korkusundan artık vazgeçmelidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiçbir ülkenin bir karış toprağında gözü yoktur. Ancak Aziz Şehitlerimizin kanı ile sulanmış vatan toprağından ki buna mavi vatanda dahildir bir karış toprak vermeyiz. Toprağımızda gözü olanın nasıl geçmişte gözünü çıkarmışsak şimdi de hiç tereddüt etmeden gözünü çıkarırız. Bu da böyle biline vesselam.