Öyle ya da böyle birilerine hayatla ilgili bir şeyler söylenecek olsa hep şu sözleri duyarız:” Gelecek güzel günleri düşün.” Ama nedendir bilinmez, ister mutlu zamanlarımız, isterse düşüp bir yerlerimiz kırdığımız ya da yaralanıp acı çektiğimiz günler olsun hep geçmişe dair herkes de bir özlem vardır.
Yapılan bir araştırmaya göre ilk deneyimler tüm detayları ile kayıt edildiği için çok güçlü. İnsan doğal olarak her zaman güçlü olan ilk deneyimlerini hatırlıyor. İlkokula başladığı günü, ilk arabasını vb. Alzheimer hastalarını düşünün yeni öğrenilen bilgileri hatırlama güçlüğü ve hafıza kaybı yaşarlar. Hastalar, ilk etapta geçmişi hatırlar ama yakın zamanda yaptıklarını unutur, zaman geçtikçe de eski hatıralarını unutmaya başlar.
Ekranlarda eski filmler gösterildiğinde kaç defa izlemiş olursak olalım yine de ekranın karşısına geçer büyük bir zevkle izleriz. Radyoda eski bir şarkının nağmelerini duyduğumuzda yüzümüzde bir tebessüm belirir, gözümüz hafiften nemlenir ve sesimiz titrer.
Sosyal medyada zaman zaman eski Elazığ fotoğraflarını görünce insanın burnunun direği nasıl da sızlar. Allah aşkına söyleyin o güzelim Elazığ’dan ve Elazığ insanından bugün hangisi var. Hele şu anda Gazi Caddesi’nde yürüyeceksin ve eski Elazığ’ı ve o Elazığ hanımefendileri ve beyefendilerini aramayacaksın. Ah ah… Evet Elazığ büyüdü, gelişti ve gökdelenleri var artık. Ama maalesef insanında saygı, sevgi yok artık. Şehirde ruh yok artık. Bir et parçası yığını olan beden kaldı. Ruhsuz bedenler yaşar mı zannediyorsunuz?
Bir zamanlar belki de büyüklerimiz söylediğinde anlamadığımız daha doğrusu anlamak istemediğimiz; “Ahhh ahhh bizim zamanımızda böyle miydi” nakaratının ne anlama geldiğini eminim sizler de benim gibi yaş kemale ermeye başladığında daha iyi anlıyorsunuz.
Geçmişe özlem duyanlar kendisine haksızlık yapıp da “Ben geri kafalıyım mı?” diye kendisine saçma sapan sorular sormasın. Geçmişi özlemek, geçmişe özlem duymak geri kafalılık değildir. Eskide olan ve eskide kalan naifliği özlüyoruz.
Eskiden, düşene el uzatılırdı. Şimdi yerden kalkmaması için sırtına bastırılıyor.
Eskiden, adamın hası makbuldü, şimdi parası, makamı olan makbul.
Eskiden, komşu akrabadan öteydi, oturmaya, sohbet etmeye gidilirdi. Şimdi karşı komşumuzu tanımıyoruz.
Eskiden, hayat şartları zordu ama imkânsızlıklar hayatı daha yaşanılası kılıyordu. Şimdi, yaşam kalitemiz, konforlu bir hayatımız var ama memnuniyetsizliğimiz daha da arttı.
Bana kalırsa geçmişe duyulan özlemin sebebi eskiden güzel insanlar, sevdiklerimiz vardı. Şimdi o güzel insanlar birer birer gittiler. Onların yerleri de hiçbir zaman dolmadı.
Her sözün bir anlamı, değeri vardı. Dost vardı, dostluğun bir kıymeti vardı. Gönülden gönle olan muhabbet vardı. İnsanları güzeldi. Mertti, namertlik nedir bilmezdi. Velhasıl kelam geçmiş güzeldi.
Yüreğinize sağlık sayın hocam konu mihim. Ben de şunu merak ediyorum: Kabalığın gittikçe arttığı böyle bir dünyada sizler gibi hala naifliğini koruyabilen insanların yetiştirdiği temiz evlatlarımız nasıl yapacak? İncinmeden nasıl yuruyecekler bu yolda?
Her geçen gün geçmişe özlem artıyor yazılarınızı ilgiyle okuyoruz kaleminize sağlık
Eski; edep, saygıydı ya şimdi hele gelecek sormaya korkuyorum...
İnsalar değişti, Elazığ eski Elazığ değil. Elbetteki eskiden herşey çok güzeldi.
Ruhsuz bedenler yaşar mı zannediyorsunuz? Elbette yaşamaz dostum.. Teşekkür ederim... Yüreğine sağlık....
Gazi Caddesinde yürürken insanları tanırdık. Naif insanlar vardı. Maalesef şimdi gürültü, patartı, küfürlü konuşmalar var.
Eski günler güzeldi. Çünkü insanları güzeldi. Sohbetler güzeldi.
Geçmişe duyulan özlemi hatırlattığın için Kalemine sağlık kardeşim