Elazığspor’un dün Nazilli deplasmanında aldığı 6-1‘lik galibiyet, sadece skor anlamında değil sergilenen futbol anlamında da dikkat çekiciydi. Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki Elazığspor’un oynadığı 20 maç içerisinde en keyif verici olan dünkü maçtı.
Haftalardır hem yazılarımda hem yorumlarımda Elazığspor’un skor üretmekteki etkisizliğinin pas oyununu abartmasından ileri geldiğini ifade ettim. Şampiyonluğa oynayan bir takımın oyunu daha çok kanatlara yaymasının, öne doğru hızlı ve dikine oynamasının olmazsa olmaz bir gerçeklik olduğunu ifade ettim.
Dünkü maçta sahaya yeni transferleriyle hayli iştahlı ve önde baskı kurarak çıkan Elazığspor, ilk 10 dakika içerinde önce H.İbrahim Sönmez sonra da Yusuf Mert Tunç ile mutlak gol pozisyonlarını değerlendiremese de oyunu kazanmak istediğini net olarak gösterdi.
Nitekim 17. dakikadaki ilk golde üç pasla sonuca giden Elazığspor, hızlı oynamanın, dikine oynamanın ve akıllı oynamanın semeresini aldı.
Günün yıldızlarından ve takımın asist lideri Beykan Şimşek’in Yusuf Mert Tunç’a verdiği akıl dolu pas, Yusuf Mert’in aklı ve kafasıyla da birleşince ilk gol geldi. Tabiki savunmadan attığı uzun topla Beykan’ı buluşturan Ali Keten’in de hakkını teslim etmemiz lazım.
İlk yarıda atılan diğer üç gole bakıldığında da hep üç beş pasla sonuca gidildiğini gördük. İkinci golde Kerim Frei- Beykan Şimşek- Ömer Çakı ile göze hoş gelen bir hücum organizasyonu ve çok güzel bir gol vardı.
Üçüncü ve dördüncü gollerde Yusuf Mert Tunç’un ve Halil İbrahim Sönmez’in vuruş becerilerinin öne çıktığını gördük. Özellikle Yusuf Mert Tunç’un 45. dakikada attığı ikinci golü, estetik anlamda da vuruş becerisi anlamında da olağanüstüydü.
İkinci yarıda farklı sonucu bulan Elazığspor, bir sonraki Vanspor FK maçını da düşünerek daha kontrollü, yavaş ve zaman zaman bir antrenman havasında sürdürdü oyunu. Teknik direktör Bülent Yenihayat’ın 63. dakikadan itibaren ardı ardına yaptığı değişiklikler ilk yarıdaki oyunun biraz farklı bir yöne evrilmesine yol açsa da doğru hamlelerdi.
Hem transfer edilen yeni oyuncuları hem kenarda bekleyen yedek oyuncuları hazır tutmak, dinlendirmek ve rotasyona gitmek bir teknik direktörün yapacağı doğru işlerdir.
Bu maçta takımın öne doğru hızlı oynaması, kanat organizasyonlarındaki başarı, yardımlaşma ve uyum farklı sonucu getirdi.
Kerim Frei’nin üç haftadan bu yana takıma sağladığı katkı, geçen hafta oynamayan Beykan Şimşek’in bu maçta da asistlerine devam etmesi, Muhammed Gönülaçar’ın oyunu iki yönlü oynama becerisi ve rakip atakları önlemedeki başarısı, Ömer Çakı’nın top sürme becerisi ve isabetli ortaları Ali Keten, Berşan Yavuzay ve Ercan Coşkun’un güven veren oyunları beklediğimiz Elazığspor’u ortaya çıkardı diyebilirim. Maça dair tek olumsuz taraf yediğimiz goldeki gereksiz hareketti.
Bu oyun bana göre şampiyonluk oyunudur. Tabiki önümüzde zorlu maçlar var. İlkini bu hafta evimizde Vanspor FK ile oynayacağız. Rakip ligin ikinci devresine iyi oyuncular transfer ederek girdi ve iyi sonuçlar almaya başladı. Ancak hafta sonu oynanacak maçın favorisi bana göre Elazığspor.
Ligin ilk yarısında deplasmanda 2-0 yendiğimiz Van takımını içeride de geçtiğimiz takdirde yukarıya daha fazla tutunup liderliği devralacağımız günü bekleyeceğiz.
Hafta sonu oynanacak maçta taraftarlarımızın takıma güvenmeleri ve sabırla desteklemeleri işimizi kolaylaştıracak. Olumsuz davranışlar hem takımımızın yükselen futbol ritmini hem de moralleri bozacaktır. Rakip seyircilerin olmayacağı maçta tamamen takıma odaklanıp desteklemeli taraftar gruplarımız. Sonrası kolay olacaktır.
Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.