Sorunlar Yığınına Sahip Binlerce Vatandaş, Muhatap Arıyor!

Sadece Elazığ'ın değil bütün ülkenin ortak sorunu olan 'atanamayan memurların' sayıları zaman geçtikçe katlanıyor.

Sorunlar Yığınına Sahip Binlerce Vatandaş, Muhatap Arıyor!

Atanamayan öğretmenleri konuştuğumuz şu günlerde basın ve yayın organlarının unuttuğu, atladığı birkaç meslekten sadece birine mensup olan “atama bekleyen Sosyal Hizmet uzmanları” herhangi bir devlet kurumunda ya da özel sektör kurumunda işe girebilmek için birçok fedakarlık yapmaktadır.

Her şeye rağmen atanma umudunu kaybetmeyen mezunlar, her geçen yıl rakip sayısının katlanmasına tepki gösteriyor.

Sorunlar Yığınına Sahip Binlerce Vatandaş, Muhatap Arıyor!

Esra Yücel, 26 yaşında Elazığ Fırat Üniversitesi Sosyal Hizmet bölümü mezunu. KPSS’den aldığı yüksek puan atanması için yeterli olsa da hem rakiplerin çok olmasından dolayı hem de alım sayısının yetersiz olmasından dolayı atanamadı.

“AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTELERİ BU KONUDA YETERSİZ KALMAKTADIR”

Rakip çokluğunun nedeninin açık öğretim fakülteleri olduğunu belirten ve bu fakültelerde yeterli düzeyde uygulamalı eğitim alınmadığı için mesleki yeterlilik konusunda farklılıklar olduğunu söyleyen Yücel,

“Örgün ve uygulamalı eğitimde diploma farkının olmaması mesleki yeterlilik konusunda farklar ortaya çıkarmaktadır. Sosyal hizmet mesleği, sosyal değişimi ve gelişimi, sosyal bütünleşmeyi, insanların güçlendirilmesi ve özgürleşmesini destekleyen uygulama temelli bir meslek disiplinidir. Özünde bu olduğu için uygulamalı eğitime gereksinim duyulan bir alandır. Bu mesleği yapan kişilerin mesleki yetkinliğe ulaşabilmeleri için örgün ve uygulamalı eğitim almaları gerekmektedir. Açık öğretim fakülteleri bu konuda yetersiz kalmaktadır.

Mezun sayımızın katlanarak artmasında açık öğretim fakültelerinin payı oldukça büyüktür. Yapılan alım sayısı ile bölümden mezun olan öğrenci sayısı arasındaki makas açık öğretim fakültelerinin gereğinden fazla mezun vermesiyle iyice açılmaktadır. Bu durum mesleki alanda yeterlilik kazanmış bireylerin istihdamında sorunlar ortaya çıkarmaktadır.” Diyerek sitemlerini dile getirdi.

Sorunlar Yığınına Sahip Binlerce Vatandaş, Muhatap Arıyor!

“MANEVİ DANIŞMANLIK ALANINDA SOSYAL HİZMET UZMANLARININ GÖREV ALMASI BİREY-TOPLUM BAĞLAMINDA SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE DAHA İŞLEVSELDİR”

Kamu kurumlarında görev yapan Manevi Danışmanların yeterli eğitime sahip olmadıklarını, gerekli olan psikososyal desteğin Sosyal Hizmet Uzmanları tarafından verilmesi gerektiğini savunan Yücel, bu sorunun olası çözümünü şu cümlelerle ifade etti.

“Sosyal Hizmet uzmanlarının psikososyal destek adı altında sunduğu bireyi güçlendirme çalışmalarının farklı meslek grupları tarafından manevi danışmanlık adı altında sunulması, verilen hizmetin tam anlamıyla amacına uygun ve işlevsel olmasının önüne geçmektedir. Manevi danışmanlık, insanların inanç dünyalarının hayatlarına etkilerini bilmelerine yardımcı olma süreciyken sosyal hizmet uzmanları tarafından verilen psikososyal destek, iç ve dış kaynaklardan yararlanarak sorunu birey ve toplum bağlamında çözer. Manevi Danışmanlık alanında sosyal hizmet uzmanlarının görev alması birey-toplum bağlamında sorunların çözümünde daha işlevseldir.”

“BİZLER SOSYAL HİZMET UZMANLARI OLARAK TEK UNVAN KULLANARAK MESLEĞİMİZİ YAPMAK İSTİYORUZ”

Özel ve kamu kurumlarındaki istihdam sorunu ve unvan karmaşasına binaen açıklamalarda bulunan Fırat Üniversitesi Sosyal Hizmet bölümü mezunu İbrahim Doğan,

“Özel ve kamu kurumları fark etmeksizin sosyal hizmet uzmanları unvan karmaşası yaşamaktadır. Bunun nedeni özel sektörde iş tanımının kesin olmaması ve ucuz iş gücü ile birden fazla görevlendirilme yapılmasıdır. Bu durum kamu kurumlarında ise sosyal hizmet uzmanı kadrolarına farklı meslek gruplarından (sosyoloji, pdr, psikoloji) atamalar yapılmasıdır. Bizler, sosyal hizmet uzmanları olarak tek unvan kullanarak mesleğimizi yapmak istiyoruz.

Ayrıca Sosyal Hizmet mesleğini alanında uzman olmayan kişilerin yapması mesleğin uygulanmasını olumsuz etkilemektedir. Bu durumun diğer bir olumsuz sonucu da mesleki alanda eğitim alan kişilerin istihdamını olumsuz etkilemektedir.”

Sosyal Hizmet mesleğine mensup, herhangi bir kurumda sözleşmeli personel olarak çalışan bireylerin, kadroya geçiş süresi, diğer meslek gruplarına oranla daha fazladır. Bu konudaki rahatsızlığını dile getiren Doğan,

Sorunlar Yığınına Sahip Binlerce Vatandaş, Muhatap Arıyor!

“BU FARKLILIKLAR MESLEKTAŞLAR ARASINDA ÇATIŞMALARA NEDEN OLUR”

“Sözleşmeli çalışan meslek elemanlarının bu mesleği geçici bir süreliğine yaptığı düşüncesine kapılması meslekle olan bağını zayıflatmaktadır. Bu durum verilen hizmetin işlevselliğini azaltmaktadır. Sözleşmeli personel ve kadrolu memur aynı iş yüküne sahip olmalarına rağmen maaş, sosyal güvence ve kurumlar arasındaki nakil işlemlerinde farklılıklar yaşanmaktadır. Bu farklılıklar meslektaşlar arasında çatışmalara neden olur.

Bu farklılıkların ortadan kalkması Sosyal Hizmet mesleğinin prestijini arttıracaktır. Benim görüşüm aynı mesleği yapan kişilerin eşit şartlarda görevlerine devam etmesidir. Bu eşitlik sağlanırsa sözleşmeli personelin mesleğine karşı sevgisi artar ve mesleğinde daha başarılı olur.” Diyerek çözüm önerisinde bulundu.

“KPSS 2023/5 Sağlık Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı Sosyal Çalışmacı Kadroları Sağlık Bakanlığı tarafından açılan toplam 31 bin 600 kontenjan için tercih alınacağı duyuruldu. Bu kadrolardan sadece ve sadece 91'i yani %0,29'u sosyal çalışmacı kadrosudur. Bu sayı sizler için yeterli mi? Arttırılması için neler yapılabilir?” sorusunu yönelttiğimiz Esra Yücel ve İbrahim Doğan,

“SAĞLIK BAKANLIĞI ALIMLARI İHTİYAÇLARI KARŞILAMAMAKTADIR”

“Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan Sosyal Hizmet uzmanları hasta ve kurum arasındaki en önemli köprüdür. Hastanede karşılaşılan bakıma muhtaç bireylerin ihtiyaç duyduğu hizmet kaynağına ulaşabilmesi kadına şiddet vakalarının kontrolünde, evlilik dışı dünyaya gelen bebeklerin korunmasında ve sağlık hizmeti almasında, çocuk gebeliği vakalarında, ergin olmayan bireylerden dünyaya gelen çocukların korunmasında ve sağlık hizmeti almasında, uyuşturucu alıp acil servise kaldırılan bireylerin bu bağımlılıktan kurtulması için doğru kurumlara yönlendirilmesinde ve bu bireylerin ailesi ve toplum ile yaşadıkları çatışmanın önlenmesinde önemli rol oynar. Bu rol kapsamında Sağlık Bakanlığı alımları ihtiyaçları karşılamamaktadır.

Yapılan güncel alımlar yetersiz kalmaktadır. Bu sayıların arttırılması için Sosyal Hizmet mesleğinin tanımı yeterince bilinmeli ve bu mesleğin önemi göz ardı edilmemelidir. Sayıların arttırılması için Sosyal Hizmetin her alanda sorun çözme becerisine sahip olduğunu anlatan sempozyumlar düzenlenmelidir.”