Sonuç mu Süreç mi?
Bazı siyasi partilerin faaliyetleri ve çalışmalarının sandığa yansıması merkezli değil, süreçte birilerini öne çıkarma ekseninde yürütüldüğünü görüyoruz.
Seçime girilen parti ya da desteklenen cumhurbaşkanı adayına destek amaçlı düzenlenen bazı programların, rakip partileri ve kararsız seçmenleri etkileme yerine, birilerinin şahsi gücünü ortaya koyma ve taban desteğini gösterme ritüellerine dönüştüğünü üzülerek izliyoruz.
İşin ilginci ve garibi ise bu konuda çocukça bir yarış ve rekabet yaşanması ve bunun “Ben daha çok kalabalık topladım” basitliğine dönüşmesi.
Aynı gemide bulunmanın şuurundan uzak, elde edilecek olası olumsuzlukların kendisini de vuracağından firak, partinin ve liderin bu seçimlere verdiği önem ve değerden bihaber, günün getirdiği gündemle çelik-çomak oynayan bir mantıkla değil seçim kazanmak, takım bile kurulamaz, maç kazanılamaz.
Seçimlerin önemine ve ruhuna, birilerini ezme ve değersiz kılma duygusu bulaşmışsa ve eldeki imkânlar her zaman ve zeminde değil, belirli zaman ve zeminlerde ve özellikli kişilere seferber edilmişse bunun olumsuz sonuçlarının ateşi herkesi yakar ve hesabı çok ağır olur.
Partilerin bu açıdan sürece ve sürecin insanlarına odaklanmak yerine sonuca ve neticeye odaklanması daha doğru olur.
