Senin Bir Şeyin Yok Hastalığı: Fibromiyalji

Başak MERAL GÜNDÜZ/Geçmeyen ağrılarınız ve şikayetleriniz mi var? Tüm tetkiklere rağmen tanı konulamıyor mu? Etrafınızdaki insanlar size artık 'hastalık hastası' mı diyorlar? Tüm bu belirtiler hastalık hastası değil ama fibromiyalji.

Senin Bir Şeyin Yok Hastalığı: Fibromiyalji
TAKİP ET Google News ile Takip Et

FİBROMİYALJİ İÇİN “GÖRÜNMEZ HASTALIK”DEMEK MÜMKÜN
Temel belirtileri vücuda yayılan şiddetli ağrılar, uyku bozukluğu ve depresyon olan ve sıklıkla 20-55 yaş arası kadınlarda görülen bu hastalığın münferitliği, hastaya yapılan hiç bir fiziksel testte çıkmamasından geliyor. Yani fibromiyalji için bir çeşit “görünmez hastalık” demek mümkün. Anadolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Emrah Özden,“Kas ağrıları ve sertliği olmasına rağmen görüntüleme ve kan tetkiklerinde genelde bir sorun görülmez. Bu sebeple uzun zaman psikosomatik bir hastalık olarak bakılmıştır” diyor ve ekliyor, “Teşhis şikayetlere ve muayeneye dayanır. Benzer şikayetlere sebep olan diğer hastalıklardan ayırabilmek için hastayı iyi dinlemek ve detaylı bir hikaye almak esastır”dedi.

HASTALARI DİNLEDİĞİMİZ DE FARKLI HİKAYELER İLE KARŞILAŞIYORUZ
Dr.Emrah Özden”Hastaları dinlediğimiz de çok farklı hikayelerle karşılaşıyoruz bunların ortak noktası ağrı ve yorgunluk bunlarda göz ardı edilemeyecek bir seviyede, hastanın hayatını oldukça olumsuz etkileyecek düzeyde.“Aşırı ağrılara yorgunluk, uykuda düzensizlik, sabah tutukluk, ödem hissi, baş ağrıları, el ve ayaklarda karıncalanmalar, aşırı adet ağrıları, kabızlık ve ishal şikayetleri, konsantrasyon bozukluğu da eşlik edebiliyor.Yani fibromiyalji her ne kadar görünmez de olsa, kişinin hayatının normal akışına devam edebilmesini neredeyse imkansız kılıyor. En endişe verici kısım ise hastalığı tetikleyen sebepler. “dedi.
Emrah Özden,Düzensiz uyku alışkanlığı, stres, duygulanım şokları, aşırı fiziksel aktivite, proteinsiz veya yetersiz beslenme, aşırı sıcak ya da soğuk, ağır fiziksel travmalar ve genetik faktörler” olarak saydığı listeye kısaca bir göz atıldığında bu hastalığın sadece yüksek stres altındaki bir pop yıldızının değil, günlük hayatında yüksek stres ve travmaya dönüşebilecek birçok psikolojik olayla baş eden, kendine fiziksel veya manevi olarak iyi bakamadığı dönemlerden geçen tüm kadınların, yani hepimizin başına gelebileceği bir gerçek olduğunu söyledi.

TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN BAŞINDA TATİLLER VE STRESLİ ORTAMDAN UZAKLAŞMAK GELİYOR
Özden”Bu sebeptendir ki fibromiyalji tedavi yöntemlerinin en başında sakin ortamda uzun süreli geçirilecek tatiller,yani stresli ortamdan uzaklaşmak.Ağrıları azaltmak için bazı antidepresanlar ve bazı ağrı kesiciler kullanılsa da, doğal endorfin salgılanmasını destekleyen yoga, tai chi, pilates gibi egzersizler ve tamamlayıcı tıp fibromiyalji hastaları için daha çok tercih edilen ve hatta doktorlar tarafından bile önerilen opsiyonlar geliyor.İlaçlar tek başına kullanıldığında, ilaçlardan yeterli cevap alınamaz. Olası yan etkiler de caydırıcı olabiliyor. Akupuntur, bilinçli yumuşak masaj, biofeedback ve meditasyonun ağrı üzerindeki etkileri, ufak çalışmalarla da olsa, kabul edilmiştir” dedi.

PEKİ, KİMLER BU HASTALIĞA DAHA YATKINDIR?
Özden,”Bu kişiler genelde mükemmeliyetçi ve hassas yapıdaki insanlardır. Modern yaşam koşullarının kas romatizması olarak da bilinen bu rahatsızlığın sayısını artırdığını görmekteyiz. Günlük yaşamda büyük sıkıntılara neden olan yumuşak doku romatizmasına, pek çok faktör etkili olabiliyor. İnsanların dış görünüşünü hiçbir zaman değiştirmez, sakat bırakmaz ancak tedavilerinin uzun sürebileceğini ifade etti.Tedaviye başlamadan önce nasıl bir yol izlemeliyiz?”dedi.
Emrah Özden”Bir tedavi için önce teşhisi doğru koymak gerekir. Teşhis ve hastalığın derecesi doğru tespit edilirse tedaviler de çok daha başarılı olacaktır. Tedavi ne şekilde ilerliyor?Öncelikle bütüncül yaklaşım çok önemli. Sistemik kronik hastalıklar var mı? Bağırsak sağlığınız ne durumda? Mantar, parazit, bakteri ve virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar var mı? Besin intoleransı ne durumda?Bu hastalığın tedavisinde değişik ilaçların yanı sıra; hasta ve çevresinin eğitimi, lokal enjeksiyonlar, kuru iğneleme, PRP, fizik tedavi yöntemleri, oksijen-ozonterapi, lazer, glutatyon, damardan C vitamini, radyofrekans, uygun beslenme programı ve düzenli su içilmesi, B-12 ve D vitaminleri, magnezyum, çinko, selenyum, immunature gibi bilimin ışığında etkileri kanıtlanan bitkilerin karışım çayı, koenzim Q-10, ruşeym, çörekotu, nitrik oksit, Schüssler Doku Tuzları, omega-3 ve zerdeçal gibi doğal gıda takviyeleri kişiye göre planlandığında çok güzel sonuçlar vermektedir”dedi.

PEKİ, BU HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMAK GEREKİR?
Özden,Stresten mümkün oldukça uzak durmaya çalışınız. Günümüzde ne yazık ki etrafımızdaki stres kaynakları çok fazla ve bel ağrılarımızı da artırabilirler. Ama bu üzüntü veren durumlarla yaşayıp kaslarımızı germek yerine sorunları çözmek için yollar arayıp, ruh sağlığımıza önem vererek ağrılardan da kurtulabiliriz. Ağrıları yok etmek için ilk iş stresle mücadele olmalıdır. Hayatımızdaki stres unsurlarının listesini çıkartıp ve çözüm yolları bulmaya çalışmalısınız.Sağlıklı, zinde ve mutlu bir yaşam için düşünce, davranış ve beden esnekliği gerekir. Günlük telaş arasında çoğu zaman depresif, bitkin ve huysuz bir ruh hali kimliğimiz haline gelebiliyor, vücudumuz esneklik ve direncini kaybediyor. Esneklik için kendimize zaman ayırmalıyız. Kendinize ve sağlığınıza daha fazla zaman ayırmanın yanı sıra yoğun çalışma sırasında verilen molaların da bu hastalığın tedavisinde etkili bir yöntem olduğunu söyledi.