Kadınlara 'KADES' kalkanı
Türkiye'de uygulanmaya başlayan Kadın Destek Uygulaması (KADES) kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında önemli bir misyonu üstlenerek hem şiddetin önlenmesinde hem de şiddete karşı caydırıcılığın artmasında ciddi bir rol oynadı.
2018 yılında hayata geçirilen KADES uygulaması dijital çağın ve teknolojinin nimetlerinin Türkiye’de mükemmel bir şekilde uygulanmasının bir diğer örneği oldu. Kadına yönelik şiddet konusunda son yıllarda artan vakalar karşısında kadınların en büyük güçlerinden biri olan bu uygulamanın Elazığ’daki kullanım istatistiklerine de ilk kez Hakimiyet Haber ulaştı.
KADES YAYGINLAŞMALI
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle aslında her gün hatırladığımız ancak bugün ısrarla dile getirmek istediğimiz, Türk tarihinde, İslâm dininde, hatta tüm toplumda kutsal bir konumda bulunan kadınların, şiddetle değil ancak sevgi, saygı ve hoşgörüyle anılmasıdır. Hem devlet yetkilileri hem kurumlar hem de medya olarak bizler bu konuda elimizden gelen gayreti göstersek de şiddeti önleyemediğimiz bazı durumlar ne yazık ki yaşanabiliyor. KADES gibi uygulamalar bu mücadelede kadınlara ciddi bir kolaylık sağlıyor.
HEM KORUMA HEM CAYDIRMA
KADES uygulaması kadına yönelik şiddetle mücadelede tüm kadınların rahatlıkla kullanabileceği bir uygulama olması, şiddetin engellenmesinde etkin bir rol oynaması ve devletin tüm imkanlarının kadınların anında ulaşabileceği yakınlıkta konumlandırması, bunun yanında tüm bu özellikleriyle caydırıcı bir yapıya bürünmesi nedeniyle de takdir görüyor.
ELAZIĞ’DA KAÇ KİŞİ KADES İLE DESTEK ALDI
Hakimiyet Haber’in Elazığ’da ilk kez ulaştığı verilere göre geçtiğimiz 2024 yılında sadece ilimizden toplamda 2244 kadın KADES uygulamasından ihbarda bulundu. Bu ihbarların 170 tanesi asılsız ihbar olarak değerlendirilirken, asılsızlarla birlikte İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından 2244 vakaya müdahale edildi.
UZMANLAR NE DİYOR?
KADES Uygulaması hakkında edindiğimiz nicel verilerin yanında 8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesiyle bu uygulamanın daha çok yaygınlaşması ve tanınması adına yaptığımız bu haber çalışmasının anlamlı ve güvenilir hale gelmesi için uygulamayı uzmanlara da sorduk. İşte uzman görüşleriyle KADES Uygulaması:
DOÇ. DR. KARAKAYA: KADES OLDUKÇA ÖNEMLİ BİR UYGULAMA
Fırat Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Handan Karakaya, uygulama hakkında düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “KADES uygulaması kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve durdurulmasında oldukça önemli bir uygulama. KADES'in olması haberdar olan kadınları güvende hissettiren bir durum. Ancak her uygulamada olduğu gibi KADES uygulamasında da uygulama boyutunda veya kullanım boyutunda birtakım sorunlar yaşanabiliyor. Özellikle sistematik şiddete maruz kalan kadınlar uygulamayı indirmekten çekiniyorlar ve bununla ilgili denetim altında olduklarını ifade ediyorlar. Bu çok üzücü. Bunun yanında KADES uygulaması ile ilgili yeterli eğitim almamış olan kolluk personeli olaya müdahale ederken mağdura failin yanında şikayetçi olup olmadığını sorabiliyor. Oysa KADES uygulaması kapsamında yapılan müdahalelerde böyle bir durum söz konusu olamaz. Ancak uygulama ile ilgili yeterli deneyim ve bilgi olmadığında böyle durumlarla karşılaşılabiliyor. Zaman zaman KADES uygulamasının istismar edildiğine dair duyumlar da alıyoruz. Ancak münferit vakaları genellemek doğru olmaz. KADES uygulaması kadınların şiddet karşısında güçlendirilmesi için önemli bir adımdır. Bu bağlamda uygulamanın önemli olduğunu ve daha da güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum”
“ŞİDDETLE MÜCADELEYE KATKI SAĞLAYAN HER UYGULAMA DESTEKLENMELİ”
Doç. Dr. Karakaya, şiddetle mücadelede kullanılan bazı uygulamaların eleştirilere de tabi tutulabileceğini ancak kadına şiddetin engellenmesi için KADES gibi uygulamaların desteklenmesi gerektiğini belirterek: “KADES uygulamasının toplum üzerindeki etkisini cinsiyet farkları üzerinden değerlendirebiliriz. Kadınlar açısından bu oldukça işlevsel bir uygulama. Herhangi bir şiddet tehdidi ile karşılaştıklarında uygulamadan hizmet alabilirler. Ancak erkekler uygulamayı kendi hayatları açısından bir müdahale ve tehdit olarak algılıyorlar. Ancak şunun altını kalınca çizmek lazım bu ülkede her yıl yüzlerce kadın eş veya partner şiddeti sonucunda hayatını kaybediyor. Karşımızda bu kadar büyük ve ürkütücü bir gerçek var iken kadını şiddete karşı güçlendiren herhangi bir uygulamayı farklı açılardan eleştirmek doğru değildir. Gencecik insanlar kadın olmaları, birinin sevgilisi ya da eşi olmaları nedeniyle hayatını kaybediyor. Buna hangi açıdan bakarsanız bakin çok yaralayıcı bir durum. Bir insan hakki ihlali olan kadına karşı şiddeti durdurmak amacıyla KADES uygulamasını destekleyecek politikalar geliştirilmeli ve bu şiddet durdurulmalıdır. Toplumsal olarak kadın ve erkeğin birer birey olduğunu, haklar konusunda eşit olduklarını ve hiçbir bireyin bir diğerinin hayatını tehdit etme hakkinin olmadığını kavramamız gerekiyor. Elbette insanlar arasında sorunlar olabilir. Hatta aşılması mümkün olmayan sorunlar olabilir. Bunun çözümü birinin diğerinin hayatına, bedenine, cinselliğine, ekonomisine ve sosyal yaşamına zarar vermesi ile sonuçlanamaz. Yaşama hakki kutsal bir haktir ve bu hak bireye cinsiyetine göre verilmemiştir. Bu, her bireyin ihlal edilmemesi gereken temel insan hakkidir.” şeklinde konuştu.
UZMAN PSİKOLOG YILMAZ: “İNTERNET BAĞLANTISINA BİLE GEREK YOK”
Uzman Psikolog Çağla Yılmaz, uygulamanın şiddetle mücadeleye sağladığı katkılarını şu sözlerle aktardı: “KADES uygulaması, sadece kadınların TC kimlik numarasıyla doğrulama yapıldıktan sonra, internet bağlantısı olmadan kullanılabilen bir uygulama. Bu uygulama aile içi veya dışarıdan şiddete, tacize maruz kalan kadınlarımızı ve gençlerimizi korumak adına kurulmuş bir uygulama. Çok hızlı bir haberleşme aracı, direkt güvende hissettiren ve gerçekten güvenlik sağlayan emniyet güçleriyle beraber hareket edilen bir uygulama. Şiddete maruz kalan kadınlar defalarca kez ayrılmayı denemelerine rağmen bu döngünün devam ettiğini görüyoruz. Burada özellikle kişiyi bu evliliğin içerisinde tutan meseleler bazen korku, bazen utanç, bazen suçluluk duygusu oluyor. Şiddete uğrayan kadın kendisine, çocuklarına veya ailesine zarar geleceğinden korkuyor. Maddi, manevi bir destek alabileceği kişiler veya kurumlardan koparılmış oluyor ve geniş tabloyu göremiyor. Yaşadığı şiddeti insanlara anlatmaktan ve sahip olduğu aileden, seçtiği eşten utanmış oluyor. Şiddetin kendi suçu olduğuna ve başarısız olduğuna inanıyor. Bu ilişkinin düzelebileceğine dair umutları var, umutlarından vazgeçemiyor. Geçici olduğuna ve her şeyin iyi olacağına dair umut besliyor. Bütün erkeklerin şiddet uyguladığına ve bunun normal bir süreç olduğuna inanıyor ve özellikle travmatik bir bağlanma yaşıyor, buna Stockholm sendromu da diyebiliriz. Kendisine bu şiddeti uygulayan şahsa ayrı bir duygu geliştiriyor, ayrı bir sempati ve sevgi besliyor. Bu da şiddete maruz kalan kadınların evliliği bitirmesini zorlaştırıyor.”
“KORKU CAYDIRICI BİR SEBEPTİR”
Korkunun caydırıcı bir sebep olduğunu belirten Yılmaz, açıklamasını şu bilgilerle sonlandırdı: “KADES uygulamasının aile içi şiddeti azaltacağını düşünüyorum. Çünkü korku caydırıcı bir sebeptir. Genelde erkekler savunmasız veya güçsüz gördükleri kadınlara daha ciddi şiddetler uyguluyorlar. Ama KADES uygulamasının varlığı, kadının yalnız olmadığının ve güvenlik güçlerine hemen ulaşabileceğinin en önemli göstergelerinden biridir. Emniyetle işbirliği içinde bulunmak kadını daha korunaklı ve daha güvenli hale getirecek. Bu da erkeğin korkmasına ve şiddeti bırakmasına sebep olacaktır. Aynı zamanda uygulanan şiddetten emniyetin de haberinin olması, cezai yaptırım gerektirdiğinden daha caydırıcı olacaktır.
Şiddete maruz kalan kadınlar özellikle bunu gizlememeli. Öncelikle şiddete uğradığını beyan edip darp raporu almalı ve daha sonra savcılığa başvurarak yasal süreci başlatmalı. Eğer bir barınma ve sığınak ihtiyacı varsa devlet bu desteği sağlıyor. Bu kanalları araştırıp öğrenip oradan destek edinmeli. Daha sonra bir plan yapmalı, “şiddete uğradığım zaman ne yapmalıyım, nereye gidebilirim?” gibi bir güvenli planı yapmalı.
Kadın, kendisini güvende hissedeceği bütün adımlarda bilgi sahibi olmalı ve en başta korkmamalı. Çünkü korku, kişiyi bu şiddete mecbur bırakır, hapseder. Ama biz kadın olarak çok güçlüyüz ve şiddete boyun eğmemeliyiz”