İNŞAATIN KOMŞU BİNALARA ZARAR VERMESİ DURUMUNDA NE YAPILABİLİR?

Fadile Saka, 'Herkes gayrimenkulleri üzerinde hukuk kuralları çerçevesinde dilediği gibi inşaat çalışması yapma hakkına sahiptir. Ancak inşaat aşamasında yapı sahipleri ve yükleniciler( müteahhitler vb.) bu haklarını çevreye, komşu taşınmazlara, başkalarının can ve mal güvenliğine zarar vermeden kanuni sınırlar içerisinde kullanabilirler.

İNŞAATIN KOMŞU BİNALARA ZARAR VERMESİ DURUMUNDA NE YAPILABİLİR?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Başak MERAL GÜNDÜZ/Avukat Fadile SAKA yapılan inşaatların komşu binalara zarar vermesi durumunda neler yapılabileceğini gazetemize anlattı.

 

HERKES GAYRİMENKULLERİ ÜZERİNDE HUKUK KURALLARI ÇERÇEVESİNDE DİLEDİĞİ GİBİ İNŞAAT ÇALIŞMASI YAPMA HAKKINA SAHİPTİR

Fadile Saka, ”Herkes gayrimenkulleri üzerinde hukuk kuralları çerçevesinde dilediği gibi inşaat çalışması yapma hakkına sahiptir. Ancak inşaat aşamasında yapı sahipleri ve yükleniciler( müteahhitler vb.) bu haklarını çevreye, komşu taşınmazlara, başkalarının can ve mal güvenliğine zarar vermeden kanuni sınırlar içerisinde kullanabilirler. Uygulamada inşaat yapımı veya bina yıkımı sırasında komşu taşınmazlara verilen zararlar söz konusu olmaktadır. Komşu taşınmaz kavramından  sadece sınır komşusu olan taşınmaz anlaşılmamalıdır. Daha uzaktaki bir taşınmaz da inşaat faaliyeti nedeniyle zarar görürse yine aynı hükümler uygulanır” dedi.

 

FARKLI KANUNLARIMIZDA ZARARLARA KARŞI ÇEŞİTLİ DÜZENLEMELER MEVCUTTUR

SAKA, ”Ayrıca burada hak sahibi olanlar sadece komşu taşınmaz sahibi değil o taşınmaz üzerinde hak sahibi olan (rehin hakkı, irtifak hakkı sahibi vs.)  veya bu inşaat faaliyeti sebebiyle zarar gören her kestir. Farklı kanunlarımızda bu zararlara karşı çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Özellikle medeni kanunumuzda açıkça  “Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır.” denmiştir. Yani böylece zarar gören veya zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya kalan komşunun, durumun eski hale getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini isteyebilecektir. Zarar veren veya taşınmaz maliki gönüllü olarak bu zararı gidermez ise bu alanda zarar görenin dava yoluna gitme hakkı bulunduğunu ifade etti.

 

KAZI YAPI VEYA BENZERİ FAALİYETLER YÜZÜNDEN SU KAYNAKLARINI KİRLETME YÜZÜNDEN TAZMİNAT VEYA ESKİ HALE GETİRME İSTENEBİLİR

Yine inşaat sahibinin, inşaat malzemelerini koyarak ya da başka bir suretle komşu taşınmazı gasp etmesi halinde ise komşu, el atmanın önlenmesi davası açabileceğini söyleyen Fadile Saka, kaza yapı veya benzeri faaliyetler yüzünden su kaynaklarını kirletme veya kesme durumunda da tazminat veya eski hale getirme istenebileceğini söyledi.

İNŞAAT YAPI YIKIMI SIRASINDA GEREKLİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİNİN ALINMAMASI DURUMUNDA HUKUKİ HAKLAR DIŞINDA CEZAİ YAPTIRIMLAR SÖZ KONUSUDUR

Fadile Saka, ”Yine ceza kanunumuzda ise  İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama başlığı altında “ İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” denmiştir. Böylece inşaat yapı ve yıkımı sırasında gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması durumda hukuki haklar dışında ayrıca cezai yaptırımlarda söz konusudur.

Yüklenici, inşaatı yaparken komşu taşınmaza bir zarar vermişse borçlar kanunumuza göre muhakkak kusura dayanan bir sorumluluk altında olacaktır. Bunun yanında arsa sahiplerinin olaydaki sorumluluğu ise Türk Medeni Kanunumuza göre objektif, kusursuz sorumluluktur. Kanuni düzenlemeler gereği arsa sahibi hiçbir kusuru olmasa bile kendi arsasına yaptırdığı yapının doğuracağı her türlü zarardan yapının maliki olması nedeniyle kusur aranmaksızın sorumludur. Böyle durumlarda zarar gören komşu; taleplerini malike yönlendirebilecektir” dedi.

 

YAPI İNŞAAT GİBİ KONULARDA HUKUKİ MEVZUATLARIMIZ HALA YETERSİZ KALMAKTADIR

SAKA, ”Ülkemiz ve özellikle şehrimiz bir deprem bölgesi olmasına ve yine sağlam yapı stoğunun az olmasına rağmen yapı, inşaat gibi konularda hukuki mevzuatlarımız hala yetersiz kalmaktadır. Ancak bu alandaki mevzuatların önemi çok büyüktür. Bu alanda her geçen gün yeni kanuni düzenlemeler yapılmakta ve hukuki olarak gelişme göstermektedir. Unutulmamalıdır ki hukukta her olay kendi özelinde değerlendirilir bu nedenle inşaat faaliyetleri nedeniyle herhangi bir zarara uğrayan kişilerin  bu alanda uzman bir avukattan hukuki yardım alması gerekmektedir” dedi.