Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer

Okuryazarlık oranını yükseltmek, eğitimde eşitsizliği gidermek, kadınların ikinci planda kalışını ortadan kaldırmak amacıyla 1932'de 14 şehirde Halkevleri açılmıştır. Halkevleri bünyesindeki şubelerde okuma yazma, müzik, resim biçki-dikiş gibi ücretsiz kurslar düzenlenmiştir. Halkevleri 1950'de kapatıldıktan sonra da bu kurslar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Halk Eğitim Merkezleri'nde devam etmektedir. Günümüzde hala devam eden Halk Eğitim Kursları, birçok kadının hayatına dokunan ve kadınları üretken hale getiren bir işleyiştir. Şehrimizin nerdeyse her semtin de bir dikiş kursu yer almakta. Sürsürü mahallesinde bulunan ve Ayşegül Gençer'in hocalığıyla işletilen kurs merkezin de güzel işler yer almakta. Birçok kadın burada hayat buluyor. Ben Elazığ Hakimiyet Gazetesi Muhabiri Hasret bu röportajı yaparken çok keyif aldım umarım siz değerli okurlarımız da beğenirsiniz.

Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer

Ayşegül Gençer:” asıl işim terzilik yapmak, yaklaşık 30 yıldır terzilik işleriyle ilgileniyorum 5 senedir de Halk Eğitim’e bağlı kurslarda usta öğreticilik yapıyorum. Giyim bölümünden almış olduğum belgeyle hocalık yapıyorum. Şuan kayıtlı 16 tane öğrencim var, içerisinde eski öğrencilerim de var yeni öğrencilerimde var.

Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer

“GÜNLÜK HAYATTA YAŞAMIŞ OLDUKLARI STRESİ GELİP BURADA UNUTTUKLARINI BELİRTİYORLAR”

 Gelenlerin çoğu dikişe çok hevesli olan kadınlar. İşlerini yapmakta zevk alıyorlar yapınca da çok mutlu oluyorlar. Günlük hayatta yaşamış oldukları stresi gelip burada unuttuklarını belirtiyorlar. Öğrencilerim arasında depremzede var. Yaşadığı kötü durumlardan biraz olsun uzaklaşa bilmesi adına kursumuza geliyor yaklaşık 2 haftadır bizimle ilk geldiği psikolojiyle şuan ki psikolojisi arasında ciddi bir fark var. Bizde kendisini çok seviyoruz, normal şartlar altında kursta bulunan makinalardan ya da kesici aletlerden dolayı çocuk kabul etmiyoruz ama gruptaki diğer arkadaşları kendisinin özel durumundan dolayı gelmesini kabul ettiler’ hocam biz hep birlikte çocuğa bakabiliriz’ dediler. Bu da kan bağı olmadan bir grup kadının bir birine karşı göstermiş olduğu sevgiyi temsil etmekte. Burada herkes aile gibi birçok farklı alanda uzun süre bulunmuş ama sonrasında bir kurs merkezin de yolları kesişmiş. Öğrencilerim arasında emekli banka müdürü olan var, ilahiyat okuyan var, çocuk gelişimi öğretmeni olan var.

“YAŞ FARKI YOKMUŞÇASINA BİR ARAYA GELMEKTE”

 Kendi içimizde herhangi bir sınıflandırma yok, öğrencilerim yaş farkı yokmuşçasına bir araya gelmekte. Yoğun talep olması dikiş makinanın yetersizliğine neden olunca iki arkadaş ortaklaşa bir makina aldılar ve kullanmaya başladılar. Kısıtlı imkanların olması yavaşlamaya neden oluyor ve verilen kıyafete ayrılan zaman yetmiyor bu da işlerin aksamasına neden oluyor.

“YAPILAN İŞLER AYNI ZAMANDA AİLE BÜTÇESİNE KATKI SAĞLIYOR”

Çalışma saatlerimiz halk eğitim tarafından belirleniyor son birkaç yıldır sabah 10.00-14.00 arasında aktif bir şekilde çalışıyoruz. Halk Eğitim’in puan sıralamasına göre görevlendirmeler yapılıyor, görevlendirilme sürecinde yaptığımız işleri almış olduğumuz modüllere göre sıfırdan başlayan öğrencilere en temel eğitimi vererek başlıyoruz. Aldığımız modül içerisinde dönem boyunca yapacağımız işler yer alıyor. Bu yıl ki modülümüz de bir pantolonun nasıl yapılacağını en baştan başlayarak öğretiyoruz.  Modül bitmiş olduğunda öğrencimiz artık bir pantolon dikebilecek seviyeye ulaşmış oluyor. Aynı zamanda işleyen bir işletme haline gelmiş oluyor, kurs yerimizde öğrencilerimiz buradan ek gelir elde etmiş oluyor. Yapılan işler aynı zamanda aile bütçesine katkı sağlıyor, buraya gelen kadın öğrencilerimiz arasın da güzel bir bağ oluşmasını sağlıyor. Önemli olan herkesin kendi ekmeğini kazanabilecek bir iş kapısının olması. Benim nezdim de ne kadar çok kişiyi uzanana bilirsem o kadar çok iş yapmış olacağım düşüncesi yer almakta.

“ÖĞRENCİ GELEN HER İŞTE İŞİN FARKLI BİR İNCELİĞİNİ ÖĞRENİYOR”

 Amacımız buraya gelip de boş yere vakit öldürmek değil, her gelen öğrencinin muhakkak kendisine bir şeyler katması. Geçtiğimiz dönem 3 aylık bir süreçte dikiş dikmeye dair bilgisi olmayan bir öğrencilerim burada manto, kaban, astarlı ceket diktiler. Normal şartlar altında bu bahsettiğim şeyleri dikmek 3. 4. Seviye bir iştir ağırdır öğrencilerimin verdiğim her eğitimi almış olması hevesli olması her iki tarafında işini kolaylaştırıyor ve böyle olunca da güzel şeyler ortaya çıkıyor. Şuan mevcutta olan grubum Ramazan Bayramından sonra başlayan bir grup içerisinde geçen yıllardan gelen öğrencilerde mevcut. Şuan ki konumuz drapej tekniğiyle drapeler yaparak yeni elbiseler tasarlamak. İşin için de hem hayal gücü var hem de yapılan işin orijinalliği var. Drapej tekniğini öğrenen her öğrenci kendi çapın da abiye ya da gece kıyafetleri dikebiliyor. Özel günlere yönelik elbiselerde sipariş alıp dikebiliyoruz, şuan elimizde bir nişan elbisesi var kişi buraya gelip hayal ettiği elbiseyi bize anlatıyor bizde elimizden geldiğince yapmaya çalışıyor o özel günlerde mutlu olmalarını sağlıyoruz.

Öğrenci gelen her işte işin farklı bir inceliğini öğreniyor. Dışardan alınan işler öğrencilere çok şey katıyor. Aldığımız işlerden farklılığı olduğunu gördüğüm her şey de öğrencilerimi çağırır gelip bu işe görmelerini sağlarım.

“GELEN TÜM ÖĞRENCİLERİM TÜM KORKULARINI İŞ YAPTIKÇA AŞIYOR”

Kurs saatleri öğrencilerimin tamamına uyan bir zaman dilimde yer aldığı için hem evine hem ailesine hem de sosyal hayatına zaman ayırabiliyor. Bir ev hanımı buraya gelip hem iş öğreniyor, ev ekonomisine katkıda bulunuyor aynı zamanda da ailesine vakit ayırabiliyor. Gelen tüm öğrencilerim tüm korkularını iş yaptıkça aşıyor.

Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer

“HERKES KENDİ EMEĞİYLE YAPTIĞI İŞİ SERGİLEYECEK”

Pandemi ve deprem sonrasında eskisi gibi sergiler ve kermesler yapamadık. Online olarak gerçekleşen sergilerimiz oldu.  Halk eğitim müdürümüzle yapmış olduğumuz toplantı da bu yıl serginin olacağını öğrendik. Herkes kendi emeğiyle yaptığı işi sergileyecek. Satışın olmamış olması bile asla kötü yorumlanamaz çünkü kişin kendine yapmış olduğu bir yatırımdır, bir kazançtır. Eskiden evlenen her genç kıza bir dikiş makinası hediye edilirdi bilsin ya da bilmesin bular güzel adetlerdir zamanla yok olup gitmeye başladı bence her kadının dikiş yapmayı öğrenmeli. Zaten şuan baktığımız da ekonomik olarak fahiş fiyatlara en basit işler yapılıyor, ama halbuki herkesin kendi evinde yapabileceği işler bunlar. “ ifadelerini paylaştı.

 “BELİRLİ BİR ÇALIŞMA HAYATIN SONRA BÖYLE POZİTİF BİR ALANDA GÜN GEÇİRMEK KİŞİYİ HAYATA BAĞLIYOR”

Şeyda Güray 21 yıl bir bankada müdürlük yaptıktan sonra emekliye ayrılmış ve soluğu dikiş kursunda almış. Güray:” emekliliğe ayrıldıktan sonra evde geçirmiş olduğum süre boyunca ev ortamının beni rahatız ettiğini fark ettim. Tesadüf bir şekilde kurs merkezinin önünden geçerken dikkatimi çekti içeriye baktım ve güzel bir ortamın olmuş olması beni cezbetti. Bende eline iğne almamış bir kadın olarak içeri de ki arkadaşların işlerini görünce heveslendim. Kayıt yamak için Ayşegül hocayla görüştüm ve yer olmadığını söyledi bende yaşadığım durumu anlatınca sağ olsun hocam kabul etti ve beni de gruplarına aldılar geldiğim için çok mutluyum. En azından kendi çapında bir şey öğreniyorsun, bir şeyler üretebiliyorsun. Sıfırdan başlayan bir kadın olarak şuan etek olsun pantolon olsun birçok kıyafeti tek başıma dikebiliyorum, diktikçe daha da motive oluyorum. Belirli bir çalışma hayatın sonra böyle pozitif bir alanda gün geçirmek kişiyi hayata bağlıyor. Aynı zamanda da kendime bir şeyler katmak benim için çok daha keyifli oldu. Öylesine alıştım ki bu ortama, tatil günlerinde keşke devam etseydik gitmeye düşüncesi oluşuyor bende. Saatin nasıl geçtiğinin asla farkında değiliz. Her kadına için sosyalleşme adına, kendi üretimini yapması adına muhakkak öneriyorum.  Burası farklı bir dünya, dikiş dikmenin bir devamlılığı var diktiğimi giyeceğim, diktiğimi giydirteceğim. Ben bir işletme mezunu ve uzun yıllar bankacılık yapmış biri olarak şuan tasarım yapıyorum farklı bir dünya derken tam olarak bahsettiğim şey bu. Ayşegül hocamız içimizde ki yeteneği ortaya çıkardı“ dedi.

Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer

6 Şubat’da yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremde ailesinin tamamını kaybeden Emine Adıgüzel yanına aldığı oğlu Yusuf’la birlikte, yaşadığı acıyı bir nebze olsun unutabilmek adına dikiş kursuna gelmiş ve hayatına renk katana arkadaşlıklar edinmiş. Emine Adıgüzel:” 29 yaşında bir çocuk annesiyim ben bir depremzedeyim. Deprem de babamı ve kardeşlerimi kısacası ailemin tamamını kaybettim. Deprem sonrası oluşan psikolojik süreci atlatabilmek için buraya geldim evde kaldıkça duvarlar üzerime gelmeye başladı kendimi çok kötü hissettiğim dönemler oldu.  Ayşegül hocamız sağ olsun beni kursuna kabul etti burada yaralarımı sardık. Tüm ekip arkadaşlarım hepsi ayrı ayrı yanımda oldular. Oğlum çok küçük olduğu için anaokulları kabul etmiyordu. Kurs merkezine çocuk getirmeyi kabul etmezler normal de ama yaşadığım durumdan dolayı hassasiyet gösterip beni içlerine aldılar hem çocuğuma bakmakta yardımcı oldular hem de bir şeyler öğrenmeme yardımcı oldular. Çok yabancısı olduğum dikiş konusunda 2 hafta da çok iyi ilerledim ve bir etek dikmeyi başardım” diyerek düşüncelerini bizimle paylaştı.

Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer
Her Elazığlı Kadının Olmak İstediği Yer