HAKSIZLIĞA HAYKIRMAK…

HAKSIZLIĞA HAYKIRMAK…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Siyasi mücadele ve halka hizmet aşk işidir, yürek işidir ve gönül işidir. Kendi varlığınız ve duruşunuz ile mensup olduğunuz siyasi misyonun size yüklediği bazı görev ve mesuliyetler vardır.

Öncelikle partinizin genel hizmetleri ile ve gayretlerinizle halka buluşan güzellikleri anlatacak onlara sahip çıkacaksınız. Davanıza, misyonunuza, liderinize ve icraatlarınıza söz söyleyen ve haksız yere eleştiren birileri varsa ona bir süre yanlışını düzeltme için opsiyon vereceksiniz.

Yalan, iftira, kasıt ve özellikle karalamaya ve küçük düşürmeye varmayan eleştirileri dikkate alıp gereğini yapacaksınız. Hz. Ali’nin ifade ettiği gibi haksızlık karşısında susmayacaksınız. Susunca hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedeceğinizi iyi belleyeceksiniz. Bu hem sizi siyaseten pişirir hem de engin tecrübeler edinmenizi sağlayacak güçlü bir irade ve kariyere ulaştırır.

Ancak, yapılan eleştiriler, eleştiri boyutundan uzaklaşır ve düpedüz iftira, karalama ve kamuoyunda yanlış algılar oluşturmaya evrilen bir kampanya raddesine ulaşırsa burada size düşen susmak ve söylenenleri sindirmek değil, aynı üslup ve tarzla cevap vermek, halkın gözünün içine baka baka doğruları, hakikatleri ve gerçekleri haykırmaktır.

Başkan Şerifoğulları, bazı kesimlerin itiraz ve erteleme taleplerine karşın sırf şehrin bir an önce yaralarını sarmak amacıyla sekiz ay süre ile üzerinde çalıştıkları yeni imar revize planının meclisten geçmesini sağladı ve askıya çıkardı.

Herkesi ve her kesimi mutlu etmenin imkansız olduğu imar planı ile ilgili olası aksaklık, eksiklik ve yanlışların telafisi için verile bir aylık askı süresi içerisinde bulunduğumuz bu süreçte CHP Milletvekili Gürsel Erol çıktı ve planın rant ve kişiye özel seçkinci özellik taşıdığını ifade etti.

Bununla da kalmayıp, planın kadük doğduğunu, başta Ak Parti İl Başkanı ve Saadet Partisi Belediye Başkan Adayı Haluk Arslan olmak üzere üniversiteden ve bilim insanlarından faydalanılmadığını ifade etti.

Erol, TOKİ’nin şehri mahkûm ettiğini, insanların mağdur olduğunu ve siyasilerin bu konuda halkın yanında olmadığını belirtti.

CHP Gürsel Erol’un bu iddiaları bir hafta askıda kaldı ve olayın diğer tüm siyasi muhatapları susmayı tercih etti. Taki, Başkan Şahin Şerifoğulları, televizyon programına çıkana kadar.

Başkan Şerifoğulları, usta ve deneyimli gazeteci Zeki Akbıyık’ın programına teknik hiçbir hazırlık yapmadan çıkmıştı. Zira her bir konuya hakim, her bir proje ile yakından ilgili ve dolayısıyla bilgiliydi.

Yaptığı ve yapacağı projelerden bahsetti, hizmetlerinden söz etti, su kesintileri başta olmak üzere eksikliklerini de açık yüreklilikle ifade etti ve özür dileme erdemini gösterdi.

Sonra imar ve akabinde Gürsel Erol’un iddiaları gündeme gelince o sakin başkan gitti ve heyecanlanan, sesi titreyen ve üzüntüsü ses tonuna yansıyan bir başkan geldi.

İnsanların ancak haksızlığa ve iftiraya uğradıklarında oluşan tüm haller Şahin Şerifoğulları’nın da şahsında ve yüzünde bihakkın tezahür etti.  Tıpkı, İBB’den para yardımı aldılar iddiasına karşı verdiği cevaplarda rengi kızaran ve sesi titreyen İHA ve SİHA mimarı Selçuk Bayraktar’ın  CNN ekranlarında Ahmet Hakan Coşkun’un programında yaşandığı  anlar gibi.

CHP milletvekili Gürsel Erol’un, hiçbir sahih bilgi, somut delil, elle tutulur belge olmadığı halde imar planı hakkındaki sözleri ile birlikte Ak Parti’nin deprem sonrası ilimizde yaptıkları hizmetleri karalayan ve itibarsızlaştıran sözleri belli ki oldukça yaralamıştı Şahin Başkanı.

Doğru ve haklı olmanın manevi gücüyle bir konuştu pir konuştu. Popülizmin dibini bulan ve ucuz kasaba siyasetini yerin dibine soktu. Birçok kesimin nedendir ve ne sebepledir bilinmez ama az çok ilgi ve alaka duyguyu ve şehir efsanesi haline getirdiği kâğıttan kuleleri bir bir yıktı, yere serdi ve resmen tuş etti.

Dayanıksız, mesnetsiz, sırf karşıtlık ve muhaliflik olunmak ve bunların etrafında gezinerek görünür olup çalışıyor çakası atmak adına ortaya konan tüm atraksiyonlar harap oldu, türap oldu.

Halk adamlığını halkın umuduyla oynamak ve bu duyguları suiistimal etmek olarak algılayan ve sokağa yansıtan eski Türkiye’nin eski siyasi anlayışı tarumar oldu.

Şahin Başkan da olmasa tüm iddialar ve ithamlar Ak Parti’nin üzerinde kalacaktı. 

Keşke bu konuda milletvekillerimiz ve il başkanımız da konuşsaydı ve iddiaları yalanlayabilselerdi.

Ekip ruhu sadece güzellikleri ve hizmetleri paylaşma ve görüntü vermekten ibaret değildir. Birlikte yol yürümek odur ki omuzdan bazen de yük alına. Ekstra yük bindirilmeye…