Felaketlerde Siyasetin Dili
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremin vurduğu Adıyaman'da incelemelerde bulundu.
Sarsıntının ve olumsuz havanın etkisi ile ilk günlerde Adıyaman'a istenilen çalışmanın sürdürülemediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşından helallik istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün 21. günü geride bırakıyoruz 22. gündeyiz. Büyük felaketten bu yana 10 bin artçı deprem yaşadık. Her şeyin farkındayız ve gereğini yaptığımızdan, yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava nedeniyle ilk birkaç gün Adıyaman’da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için helallik istiyorum. Her fani gibi hatalarımız olabilir ama gece gündüz milletimiz için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Halkın, büyük felaketlerde ve acılarda beklediği üslup tam da buydu. Deprem sonrası sosyal medyada yapılan yalan yanlış haberler elbette düzeltilmeli ve doğruları verilmeli ama bunun ötesinde hakarete varan bir üslup ve tavır takınılmamalı.
Erdoğan’ın Adıyaman’daki söylemleri, geçtiğimiz hafta hakaret söylemlerinin bir nevi telafisi yanında üslup yanlışlığının itirafı gibiydi.
Millet olarak en büyük zenginliğimiz acılar etrafında kenetlenmemiz, bunun yaralarını hep birlikte sarmaya yönelik dayanışma ruhumuzdur. Bu ruhu incitecek, yoracak ve zedeleyecek üsluptan herkesin kaçınması lazım.
Böylesine acılarda iktidarın da muhalefetin de hedefi, yaraların sarılmasına katkı sunmak olmalı. Bunun için de seviyeli, güveni ve yardımlaşmayı önceleyen bir iklim ve dil önemli. Bunu yapan hem siyaseten hem de kalben kazanır.
