ESKİ KRAL ÖLDÜ YAŞASIN YENİ KRAL - II -

Aynı başlıkla kaleme aldığımız bu yazının ilkini dün sizlere takdim etmiştik

ESKİ KRAL ÖLDÜ YAŞASIN YENİ KRAL - II -
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Aynı başlıkla kaleme aldığımız bu yazının ilkini dün sizlere takdim etmiştik. İzin verirseniz bu günde ikincisiyle devam edelim.

Yüce denimizde israf yoktur, gösteriş yoktur, şatafat yoktur.

Yüce dinimizde paylaşmamak, anlaşmamak, aşırıya kaçmak yoktur.

Yüce dinimizde Yüce peygamberimizin buyurduğu gibi komşusu aç iken tok yatmak hiç yoktur.

Çünkü Yüce Peygamberimiz “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diye buyurmuştur.

Bu hadisi yorumlayacak olursak İslam ülkelerinde açlıktan ölen bebeklerin, açlık sınırının çok altında inim inim inleyen İslam ülkelerinin Suudi Kralını ilgilendirmediğini görüyoruz.

Filistin’in yıllar süren dramını, Sudan’da açlıktan ölen Müslümanları, İslam ülkelerindeki yoksulları Arapların görmediklerini görüyor Yüce peygamberimizin “Ben Arap’ım ama Arap benden değildir” sözündeki gerçeği geç de olsa anlamaya çalışıyoruz.

Yine Suudi Arabistan’ın kan ve baruttan dahası ölümden kaçarak Avrupa ülkelerinin kapısında çile dolduran hiçbir Suriyeliyi topraklarına almadıklarını onların acılarına ve gözyaşlarına kayıtsız kaldıklarını görüyoruz.

Hani İslamiyet paylaşmaktı, bölüşmekti, yardımlaşmak tı?..

Hani Arabistan İslam dünyasının kalbi idi…

Demek ki bu kalp teklemeye başlamış işlevini görmüyor.

Bu kalbinde bir bay-pasa ihtiyacı var.

 

                                          ***

Tarih 12 Şubat 2016.

Suudi Arabistan Kralının dev uçağı Ankara Esenboğa Hava alanına indi.

Yürüyen merdivenleri ve asansörü vardı. Uçağın gövdesinde Arapça ve İngilizce “Tanrı Seni Korusun” yazıyordu.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı forsu takılı makam aracıyla karşıladı kral Selman bin Abdulaziz’i…

Birlikte kral ve mahiyetinin ikamet edeceği ve sadece kral ve mahiyetine tahsis edilen 7 yıldızlı otele geçildi.

Otelin bütün camları kurşungeçirmez camlardandı.

Kralın şey ederken rahat etmesi için kolozetler altın kaplıydı.

Otelin garajında her biri bir milyon değerinde olan 120 adet araçla hepsi son model 600 adet araç kralın emrine tahsis edilmişti.

600 adet araba; Her arabada üç kişi, eder 1800 kişi…

Ne yapacak bu 1800 kişi?

Kralın hizmetinde bulunacak, yemeklerini yapacak, giyindirip kuşandıracak, onu koruyacak altın klozetlere çişini yaptıracaktı.

Yani gösteriş, şatafat, debdebe son haddindeydi.

Oysa Kral hazretlerinin dört günlük Türkiye ziyareti için kaç bin engelliye protez, kaç bin hastaya ilaç alınır kaç bin çaresiz hasta ameliyat edilirdi. Kaç sağlık ocağı yapılır kaç tane ambulans alınabilirdi?

Tabii ki bunlar kraliyetle idare edilen ülkelerde geçerli akçe değildi.

Kralın şey ettiği yere halkın şey etmesi mümkün müdür?.

Kralın gittiği yere halkın gitmesi caiz midir?

Kral farklıdır, kral kraldır.

Krdigerarda padişahlar gibidir.

Halkın tek görevi onlara biat etmek “Padişahım Çok yaşa” demektir.

 

                CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ

 

Kral kendisine ve mahiyetine tahsis edilen 7 yıldızlı otelde ağırlandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçildi.

Arabistan Kralı külliyeyi gördüğünde muhtemelen yaveriyle şöyle bir konuşma yapmışlardır.

Kral yaverine;

“Türkiye’de petrol var mı?

Yaveri;

“Yoktur Kralım”

Kral:

İyide biz bir petrol denizinin üzerinde oturuyoruz bizim böyle bir sarayımız yok. Nereden geliyor bu şatafat?

Ah Kral hazretleri ahhh…

Bu şatafatın nereden geldiğini koca Türk milleti bilmiyor siz nereden bileceksiniz?..

Bütün bunları gördükten sonra bizlere cumhuriyeti armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla yâd etmemek mümkün mü?

Ey benim dünya liderim. Mekânın cennet ruhun şad olsun.

 

                    ANITKABİRE GİTMEYECEK

 

Ankara’da üç gün kaldıktan sonra İstanbul’a gidecek olan Suudi Arabistan kralı Selman bin Abdulaziz Ankara’da kaldığı sürece, Atatürk'ün kabrini ziyaret etmeyecekmiş. Zaten bizim de beklentimiz buydu.

Bir kralın bir cumhuriyet düşmanının Anıtkabire gitmesi normal bir hadise değildir.

Gitmemesi daha normal ve daha doğaldır.

Çünkü onların dünya görüşünde Atatürk gibi bir lideri tanıma şansları olmamıştır.

O topraktan, bol bol petrol çıkar, 

Kral çıkar, şeyh çıkar, emir çıkar,

Ama!..

Asla ve asla bir Atatürk çıkmaz, hiçbir zaman da çıkmayacaktır.