Elazığlı Ebeveynler Çocuklarını Ne kadar Düşünüyor?

Hasret Ata/Gelecekteki gücümüz olan, çocuklarımızın ve gençlerimizin toplumumuzda çok önemli bir yeri vardır. Her anne babanın gözbebeği olan çocukları, yaşadığı ergenlik dönemi ile gerek ailesiyle gerekse toplum içerisinde birçok konuda farklılıklar yaşamaktadır.

Elazığlı Ebeveynler Çocuklarını Ne kadar Düşünüyor?

Ergenlik dönemi içerisinde bulunan çocuklarımızı konu alan bu haberimizde Psikolojik danışman Mustafa Yüksel hocamızla birçok konuyu ele alan bir röportaj yaptık.

Mustafa Yüksel: “ İstanbul üniversitesi mezunuyum meslekteki 16. Yılım başlangıçtan bu yana Elazığ’da görev yapıyorum. Şuan ortaokul kademesindeki öğrencilerle eğitim veriyorum. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik uzmanıyım daha çok işin psikolojik danışmanlık kısmıyla ilgileniyorum. Çocuklarda sınav kaygısı, sınav stresi, kaygı, korku, fobi alanlarında çalışmaya gayret gösteriyorum.

Elazığ’da psikoloji atölyeleri yapıyoruz ‘psikokafein’ adında etkinlikler oluyor.  Yapılacak olan etkinlikleri “Pd Mustafayuksel” isimli sosyal medya hesabım aracılığıyla duyuru yapıyorum. Kış sezonun da her 15 günde bir etkinlik belirliyoruz, kaygı atölyesi, ilişkiler atölyesi gibi konular üzerinde gayri resmi bir ortam da seminer havasından ziyade sohbet tarzında ilerliyor. Bir kafede toplanıp tamamen ücretsiz olarak bunlarla ilgili bir oturum düzenliyoruz. En yakın etkinliğimiz ise 10-11 Haziran Sivrice Galaksi Tatil köyünde ücretsiz bir kamp yapmayı planlıyoruz. 5 psikoloji 1 diyetisyen atölyesinin bulunduğu bir etkinlik olacak. Elazığ’da yaşıyoruz buranın ekmeğini yiyoruz hizmet verme ihtiyacı duyduk. Psikoloji meraklılarını bekliyoruz” dedi.

Elazığlı Ebeveynler Çocuklarını Ne kadar Düşünüyor?

ERGENLERİN SOSYAL İHTİYAÇLARI NELERDİR?

“Ergenlik hayatın çok ilginç bir dönemi artık çocukluktaki oyun çağından çıkıp yetişkinlikteki iş hayatına da girilmediği bir dönem bu dönemde bir ergenin en büyük ihtiyacı sosyal kabul görmek. Bir çok ebeveyn çocuklarının doyumsuz olduğunu, ellerinde her türlü imkanı olduğunu ve buna rağmen mutlu olmadıklarını falan belirtir. Oysa bir ergenin hatta bir gencin 25 yaşına kadar bu böyledir. Onay alma ihtiyacı çok fazla bulunmakta anne babası tarafından onaylanmak ister, onların taktirini kazanmak ister. Bunu ise başarılarıyla değil direkt varlığıyla almak ister.

Aslında gençler Sosyal ihtiyaçlarını bir şekilde gideriyor. Eskisi kadar sokağa çıkamıyorlar keşke çıkabilseler bir pedolog olarak bir çocuğun sokakta küfür öğrenmesini tablette oyun oynamasına tercih ediyorum, yeter ki çocuk sokağa çıksın. Ergenlerin en büyük sosyal ihtiyaçlarından bir anne babasıyla vakit geçirmektir. Biz çocuklara hediyeler alıp tablet telefonlar almaktansa onlarla nitelikli kaliteli vakit geçirmeye çalışmalıyız. Nitelikli vakit geçirmekten kastım; illa çocukla tiyatroya, sinemaya gitmek zorunda değilsiniz ama baba kız çocuğuyla market alışverişine bile çıkabilir. Özellikle kız çocuğunun ergenlik çağları için söylemem gerekirse babasıyla yeterli iletişimi kuramayan kız çocuğu ilişkilerinde baba rolünü oynayabilecek, kendinden yaşça büyük insanlara meyil eder.  Bir kız çocuğunun düzgün ilişkiler gütmesi babasına, bir erkek çocuğunun düzgün ilişkilere yönelmesi annesiyle olan tutumuyla çok alakalıdır. O yüzden çocuklarımızla gerekli iletişimin sağlıklı şartlar da kurmaya gayret gösterilmeli” konularını ele aldı.

ERGENLERLE NASIL İLETİŞİM KURMAK GEREKİR?

“Ergenlik çağında vücudun hızlı büyümesi, beyin gelişimini yavaşlatır. Çünkü;  gelişim dönüşümlüdür, sakarlıklar isyankarlıklar bunlar gayet normaldir. Ergenle iletişim kurarken tek yapmamız gereken şey koşulsuz olarak kabul ettiğimizi göstermemiz gerekir. Eğer biz ergenlerle pazarlık masasına oturmaya kalkarsak, o masadan kimse avantajlı kalkamaz. Anne baba çocuğu kaybeder, çocuk kendisine olan öz güvenini kaybeder. Birçok anne baba “bizde zamanında ergendik, ama biz böyle değildik.” Oysa şunu sorgulamak lazım, tamam bugünün 40-50 yaşları ergenken daha uysaldı ama acaba şuan psikolojileri daha mı sağlıklı? Ergen isyan etmezse depresyon yaşar, ergen ruhsal öfkesini boşaltmak zorundadır.  Bu ergenlerin dönemsel bir özelliğidir. Tek yapmamız gereken şey anlayışlı olmak, iletişimi açık tutmak. Çünkü çocuk küçük hatalarını sizinle paylaşamazsa, büyük hatalarını kendi çözmeye kalkar bu defada çözülemeyecek girdaplara girecektir. Bu nedenle iletişim kesinlikle açık olmalı ve koşulsuz sevgi göstermeliyiz” şeklinde çocuklarımızın koşulsuz desteğe ihtiyacı olacağını belirtti.

ERGENLERDE SİGARA VE MADDE BAĞIMLILIĞI İLE İLGİLİ NASIL ÖNLEMLER ALABİLİRİZ?

“Bizi bekleyen en büyük tehlikelerden biri de teknoloji bağımlılığı, madde bağımlılığının daha arkasında kalır ve daha masum gibi durur ama masum değildir. Çünkü bildiğimiz birçok terör örgütü sosyal medyadan kendilerine yandaş toplamaya başlıyorlar. O yüzden aile filtreleri kullanmaya özen göstermeliyiz ve çocuğun çağına uygun yaşamalıyız. Madde bağımlılığı konusunda ise sigarayı ele alarak şöyle cevap verebilirim; anne babaların yapması gereken tek şey sigara içmemek. Çünkü aksi durumda siz ağzınızın kenarında sigara sallanırken sigaranın zararlarını ne kadar anlatırsanız anlatın o çocuk sigara içmeye devam edecektir. Ergenlerde önemli olan akıl vermek değil rol model olmak ve anlayışlı olmak gerekir. Çok zor bir dönemde çocuk yetiştiriyoruz kolay değil, ama ergenlik öyle bir çağ ki çocuğun ikinci kez şekillenmesi için aileye verilen bir şans, çok hassas bir çağ o yüzden çocuklarımızın yanında olmalıyız. Dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de çocuğunuzla arkadaş olmayın anne baba olduğunuz belli olsun, onun zaten yeterince arkadaşı var. Aradaki saygı ve sevgi duvarlarını aşmadan çocukla açık bir iletişim kurma da fayda var. Her türlü bağımlılığın önüne geçmek adına, çocuk eğer merakını sizde tatmin edemezse dış dünya da tatmin etmeye çalışacaktır. O nedenle iletişimizi sürekli çok güçlü ve anlayışlı olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

ERGENLERDE CİNSEL EĞİTİM NASIL OLMALIDIR?

“Artık cinsellik 21. Yüzyılda tabu olmaktan çıkmaya başlıyor, böyle olması psikoloji açısından sorun değil.  Ama ergenler çok küçük yaşlarda, uygunsuz ilişkiler yaşamaya başlıyor burada aslında daha çok devlet politikalarının devreye girmesi gerekiyor. Cinsel eğitimin okullarda verilmesi gerekiyor. Kişisel bakım ve temizlik gibi görevlerin okul da verilmesi, evde anne babaların bunları tabu olarak görmemesi ve çocuğuyla konuşması gerekiyor. Çünkü: evren boşluk kabul etmez, sizin vermediğiniz her bilgiyi o çocuk bir şekilde öğrenecektir. Bir çocuk cinsellikle ilgili bir şey sorduğu zaman eğer ona sus çok ayıp, çok günah gibi reaksiyon verirse o çocuk onu bilinçaltına itip kendi muhakkak araştıracaktır. Ama yaş grubuna uygun çocuğa izah edilirse merakı tatmin edilecektir. Hal böyle olunca da çocuk başka mecralara başvurmak durumda kalmayacaktır. Ergen bir çocuk bu merakını giderememesi durumunda ya sokağa başvuracak ya da bilinçaltına atacak hiç yokmuş gibi davranacak bu defa da ilerde sağlıklı ilişkiler kurması gereken çağda istek ve ihtiyaçları sebebiyle kendisine sapık damgası vuracaktır. Benim neden böyle isteklerim var, ben sapık mıyım düşünceleri oluşacaktır. Oysaki bu tamamen temel ihtiyaçlar gibi normalleştirilmeli ve çocukların bunun normal olduğunu bilmesi gerekiyor. Bunun sağlanması için anormal yollara başvurmaması gerektiğini bilmesi de gerekiyor. Oradaki hassas dengeyi sadece eğitim ile sağlayabiliriz.” diye konuştu.