Kurasızlık Devleti İtibarsızlaştırır

Bilindiği gibi İŞKUR tarafından geçtiğimiz günlerde TYP kapsamında bir yıllığına 750 personel alınacağı açıklanmıştı. Erol'un bu açıklamasıyla ortaya çıkan şu ki bu sayısının yüzde 80'i kura ile geriye kalan yüzde 20 yani 150 kişi kuraya girmeden direkt liste verilmek suretiyle işe alınacak.

Bu 150 kişilik listenin de ülkemizin bir geleneği ve teamülü olmuş haliyle siyasiler tarafından düzenlenip verildiğini bilmeyende yok.

İktidar partisi yanında farklı siyasilere de verilen bu kura dışı kontenjanlar, işe alınanlar tarafından bir süreliğine siyasetçileri belki itibarlı kılabilir ama genel anlamda siyaset müessesini itibarsızlaştırıyor ve güvenilir olmaktan çıkartıyor.

Oysa hangi partiden hangi görüşten olursa olsun bu şehrin işsiz gençleri bizim gençlerimiz, bizim çocuklarımız. Bunlar için ayrıca ve özellikle bir imtiyaz kullanmaya hele hele hak yemeğe, kul hakkına girmeye gerek var mı?

Yüzde 20'lik kura dışı isimler, özel meslekler, kurada çıkma ihtimali az olan özellikli meslekler için kullanılsa belki anlaşılabilir. Örneğin kurumların şiddetle ihtiyaç duyduğu yazılımcı, bilgisayar uzmanı, iş makinası operatörü, şoför gibi mesleklerden olsa bu mazur görülebilir. Ama bildiğimiz kadarıyla TYP kapsamında işe alınan personelin böylesi görevlerde çalıştırılması da mümkün değil ve kanunen suç.

Daha çok kurum ve bina temizliği ve çevre düzenlenmelerinde görevlendirilen personel için kura dışı alım yapmak, siyaset kurumu gibi devlete güven duygusunu da zedeliyor.

CHP milletvekili Gürsel Erol'un Elazığ Valisini devlet adamlığına yakışır bir tavır ortaya koymaya yönelik çağrısı bakalım karşılık bulacak mı? Yoksa yaklaşan kararnamenin gölgesinde kalıp unutulur mu?