Boşa Mı Hava Atıyoruz?

'Bal, bal demekle ağız tatlanmaz' diye bir atasözümüz var. Bizler, kendi değerlerimizi ne kadar çok güzel anlatsak da en güzel görseller ve videolarla sunsak da bu değerleri insanlarımıza birebir eskilerin deyimiyle ruberu gösterip sunamadıktan sonra atasözünün mesajı bihakkın yerini bulmuş oluyor.

TAKİP ET

Son zamanlarda ilimizi değişik yönleri ile tanıtan birçok görsel materyaller hazırlandı ve paylaşıma sunuldu.

Çekim tarzı, kurgu ve tarihi yerlerimizin hikayeler ile anlatılamaması gibi profesyonellikten oldukça uzak olduğu yönünde tartışmalar ve iddialar olsa da bu gayretler faydadan hali değil. Ancak bu güzellikleri izleyenlerin bu değerleri yerinde gördüklerinde ya da aradıkları halde bulamadıklarında bir sukut-u hayale kapılma riskini de düşünmek lazım.

Doğal güzellikleri ile övündüğümüz mekanların bakımsızlığı ve ilgisizliği, bazı tarihi mekanların perişan hali, misafirlere mahcup olmayacağımız bir temiz lavabo sunamama gibi hala önemli ve ciddi problemlerimiz var bizim.

Hele hele Gaziantep'ten sonra en zengin mutfağa sahip olma gibi bir iddianın peşine takılıp gastronomi alanında havamızı atıp, görsel şölenler ile iştahımızı kabartan yemekleri yiyebileceğimiz bir tek lokantamızın ve mekânımızın bile olmayışı gerçeği ile yüzleşme anındaki mosmor halimizi düşününce, biraz daha ve ciddi anlamda yol kat etmemiz gerektiğine kanaat getiriyoruz.

Evet, dostlar! Ne yazık ki Gaziantep'ten sonra 152 çeşit yemekle ikinci sırada olduğumuz iddiamızı somut olarak destekleyecek bir karakter arz eden ve bu yemekleri yiyebileceğimiz bir lokantaya hala ve hala sahip değiliz.

Dememiz o ki bir sabah akşam bal, bal desek de onu tattırmadıktan sonra bunun hiçbir karşılığı olmadığı gibi kendi kendimizi avutmanın ve kuru kuruya övünmenin ötesinde bir değeri de olmuyor.

Bakmadan Geçme