Geçtiğimiz günlerde ABD’de meydana gelen terör olaylarını haberlerden takip etmişsinizdir. Yaklaşık birer ay arayla iki saldırı meydana geldi.
Birinci saldırı 3 Ekim tarihinde Las Vegas kentinde bir konser alanında gerçekleşti. Konser alanını gören bir otel odası kiralayan katil, konsere katılanların üzerine makineli tüfek ile ateş açarak 59 kişinin ölümüne ve 500’den fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu. Saldırganın ismi Stephen Paddock ve yaşı 64. Kumar düşkünü bir adam. Saldırıyı her ne kadar DAEŞ üstlense de saldırganın DAEŞ ile hiçbir bağlantısı tespit edilemedi. Bunu FBI ve CIA de teyit etti. Adam saldırıyı tek başına planlayarak düzenlemiş.
Saldırgan için Trump’ın kullandığı ifade; ‘O çok hasta ve deli bir adam.’
İkinci saldırı ise geçen hafta 5 Kasım Pazar günü meydana geldi. ABD’nin Teksas eyaletinde meydana gelen saldırıda hedef bir kiliseydi ve kilisedeki pazar ayinine katılan insanlardı. Saldırıda 27 kişi ölürken 30 kişi de yaralandı. Ölenlerin içerisinde hamile kadınlar ve çocuklar da var. Saldırıyı gerçekleştiren kişi 26 yaşındaki Devin Patrick Kelley isimli bir şahıs. 2009-2013 yıllarında ABD hava kuvvetlerinde asker olarak çalışmış biri. Sonrasında ise ‘İncil’ öğretmenliği yapmış. Yani aşırı bir Hıristiyan diyebiliriz.
Olay için Trump’ın kullandığı ifadede terör kelimesi yok. Sadece ‘Tanrı Teksas halkının yanında olsun.’ diye bir tweet atmış.
Şimdi bu iki saldırıyı ve daha önceki terör saldırılarını göz önüne aldığımızda olaylara yaklaşım tarzının saldırganların kimliklerine göre şekillendiğini ve büyük bir algı operasyonu yapıldığını görüyoruz.
Saldırganın kimliğine göre bir yaklaşım!!!
Eğer saldırgan Müslüman ise hemen ‘terör’ yakıştırması yapılıp, İslam ile terör kelimeleri yan yana kullanılarak algı operasyonu yapmaya başlıyorlar. Bu yıllardır böyle devam ediyor. Bunu yapan ABD, Batı medyası ve bu ülkelerin yönetimleridir. Daha doğrusu bu algı operasyonu küresel üst aklın bir ürünüdür. Maalesef ki İslam toplumlarında bile bu kavramlar birbirleriyle ilintiliymiş gibi algılanıyor. DAEŞ batı kaynaklı bir terör örgütü olduğu halde ve bu bilindiği halde hala DAEŞ’in İslamın temsilcisi olduğunu kabul eden Müslümanlar bulunuyor.
Eğer saldırgan Müslüman değil ise öldürdüğü kişilerin ve yaptığı katliamın hiçbir önemi kalmıyor. Bırakın terörist demeyi neredeyse kahraman ilan edilecekler. Ya ‘yalnız kurt’ oluyor ya ‘hasta birisi’ oluyor ya da ‘psikolojik sorunları olan şahıs’ oluyor.
Batı Müslümanları kendi silahları ile vurmayı çok sever. Ateşi maşa ile tutmayı çok sever. Yoksa eli yanar. Batı Müslümanların arasına nifak tohumlarını ekip ortalığı ateşe verir. Ardından da maşa olarak yine Müslümanları kullanır. Müslümanların çok dikkatli olması gerekiyor.
