Mehmet DUMAN

PEMBE TABLO

Mehmet DUMAN

Adım, adım gidiyoruz demek zor gelse de dillere, korkusu yüreklerimizi titretmeye başladı, başlayacak. Hani bir şarkı var ya, yolun sonu görünüyor diye. Kimse kusura bakmasın, yönetimsel başarının sahaya yansımadığı bal gibi görülürken, bu saatten sonra pembe tablolardan uzak durup, gerçekleri görme vakti geldi, geçiyor demek lazım. Defalarca, yazdık, söyledik. Geçen sezon süper ligin kapısından yönetimsel hatalardan dolayı geri dönem bu takım bu yıl nerelerde diye. Bu kadar çaba, bu kadar ödeme, bu kadar sahiplenme bir araya gelmişken niye skor başarısı yakalanamıyor, niye Elazığ spor saha da yok diye. Çözüm gayet basit olmasına rağmen niye çözülemiyor belli değil. Futbolun çok basit bir oyun olduğunu savunanlardan biri olmuşumdur her daim. Futbolda verilen görevler vardır, görevini yapan yerinde kalır, yapamayan yol alır. Bugün süper lig de bitti, gitti gözüyle bakılan Kayseri sporun Sergen Yalçın liderliğinde, Futbolun kurallarını sahaya yansıtmasıyla elde ettiği başarı gün gibi ortadadır. Elazığ spor a dönecek olursak, bu sezonun çok kolay geçeceğini beklemediğimizden olsa gerek, bu yılı kurtuluş yılı ilan ettiğimizi sezonun başından kabullenmiş bir düşünceyle başlamıştık sezona. Bu düşünce şu demek değildi, bu kurtuluşun geçen sezon lige damga vuran takıma da bu denli yansıyacağı. Giresun spor maçından önce ki maçlara gözler çevrilip, sadece oynanan oyunun karşılığı olarak çizilen pembe tabloların puan olarak sana hediye edildiği görülmediğine göre, sorunun saha içerisinde çözülmesi gerektiği bir kez daha görüldü böylece. Bu takımın savunması oturmuş, kolay gol yemez, ligin en az gol yiyen takımı Elazığ spor diyerek yazanlara, konuşanlara, biz o zaman bile bu takımın savunması çok açık veriyor, kalemize gelen her yan ve duran top gol oluyor, rakip gol atamaz ise merak etmesin biz kendi elimizle kalemize gol atarız cevabını verirken, oynanan maçlar bu sözlerimizin ilacı olmuştur her daim. Kendi sahamızda, maç kazanamıyoruz, deplasman maçlarından eli boş dönüyoruz, puan hanemiz çok kötü, sıralamamız çok kötü, geride kalan maçlarımız çok kötü, buyurun kararı siz verin, pembe bu tablonun neresinde. Kan değişikliğinin takıma katkısı olur mu bilemiyorum. Kan değişikliği daha önce niye yapıldı onu da çözemiyorum. Gelenle, giden arasında ne değişti buyurun kararı siz verin. Ligin üçte birlik kısmına baktığınızda o kadar kısıtlı kadroyla mücadele etmesine ve üstü çizilen altı puana rağmen oynanan futbol ve maçı isteme, koparma arzusu daha yüksek değil miydi bu takımın. Şimdi bakıyorum, yedek kulübesi zengin, sahaya süreceğin on biri her hafta değiştirebiliyorsun, olmadı oyuncu değişikliğini bile çok lüks görüyorsun, her hafta topu bir sonraki haftaya atıyorsun, tek eksiğimiz gol derken, kalende gördüğün golleri çok çabuk unutuyorsun, sonra da durmak yok yola devam. Bak ben söyleyeyim, hangi yönetim hocasının arkasında durmuş ise o hocanın sonu çok erken gelmiştir. Giresun maçında, futbolu unutmuş, başka diyarlarda gezinen Binya’ya seksen altı dakika nasıl sabır gösteriliyor anlamak elde değil. Kısaca, maç alabilmek için istemek ve gol atmak lazım. Elazığspor’un şu an bir oyun şablonu olmadığına göre maçı isteyip alacak yapısı da kalmamıştır. Temennimiz, İnşallah geçen sezon takım gibi takım olan hüviyetimize tekrar bürünür, bir an evvel beklediğimiz çıkışı yakalarız diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları