Erol KARA

İŞ BULAMAZSANIZ KAPAĞI ESNAF ODALARINA ATIN

Erol KARA

Hani dilin de zekatı var derler ya…

Dilin zekâtı, güzel konuşmak, hayırlı şeyler söylemektir. Ama bazen kendini bilmezler yazdığımız yazılar nedeniyle sosyal medya üzerinden küfür ve kötü sözlerle galiz hakaretlerle sabrımızı deniyor.

Merak etmeyin, onlara kendi mahsulüm sözlerle cevabımı misliyle veriyorum.

Evet: Hep ulusal yazacak değiliz, biraz da yerelden inceden inceye eleştiri yapalım dedik.

Yahu seçim zamanı, bu ne ? demeyin. Seçim yazılarım için de daha zaman var merak etmeyin.

Bugün, kendilerini beğenmiş ama halkına sırtını dönmüş şehri maskeli baloya çevirenleri biraz uyaralım dedik.

Haa uyarmadan Anne babalara da buradan bir müjdem var.

Çocuğunuz eğer okumuyorsa dert etmeyin (!) Çünkü, çocuğunuz ilk orta lise mezunu da olsa iş bulamıyorsa, hiç mi, hiç üzülmeyin.

Dershaneye felan da göndermeyin.!

Yapacağınız tek şey kağıt üzerinde çocuğunuzu vergi mükellefi yapıp, Esnaf odalarından birine kâtip, Sekreter hatta çaycı olarak işe sokmak.

Sonra ne mi oluyor?

Sonra ilkokul mezunu hatta orta okul mezunu işsiz çocuğunuz, burada dönen dolapları görüp, entrikalarla oda başkanlığına kadar yükseliyorrrrr. (!)

Hiç fark etmez Diyarbakır’lı da olsanız Baskilli de olsanız fark etmez. İş hazır, yüzde yüz, ben size garanti veriyorum.

Nasıl mı?

Acele etmeyin, yahu onu da bulunduğu oda da öğreniyor,  çocuğunuz biraz uyanıksa. Başkanı koltuğundan edip yerine kendi geçiyor. Ayda en az 3 in TL yi cebine koyuyorrr. Birde AB projeleri yaparsa ooo paracıklar havada uçuşur ki görmeyin.

Ya öyle işte…

Hatta oda da çalışırken tayin terfi, işe giriş çıkışları, bürokratlar üzerinden itibar elde etmeyi, Tv lere çıkıp ÇAKA satmayı, haa birde bir cemaate sırtını dayayıp konuşurken önce sakin sonra sinirlenmeyi öğreniyor çocuğunuz.

Daha da ileri giderek belki Baskil den Belediye Başkanı olmayı hedefliyor çocuğunuz (!)

Mükemmmel değil mi?

Bakınız, yazı yazarken muhatabına göre yazar, muhataba göre kağıt kalem seçer, muhatabına göre renk ayarı yapar, muhatabına göre duruşumu sergilerim.

Şimdi lafı uzatmadan, şehir de bazı esnaf odaları yukarıda saydığım özellikle göre ayarlanmış istismara açık yerlerden biri olarak görünüyor.

Kağıt üzerinden esnaf olarak görünüp oda başkanlığı yapılıyor. Bu ne kadar ahlaki? Buna şehir karar versin.

İş bulamayınca en kurnaz yolu bulup bu kurumu meşgul etmek, gerçek esnafa hakaret değil mi?

Uyanıklar, bu yollu bulup kendine iş imkanı sağlarken gariban esnaf da, oynanan oyunu fark etmeden seçim zamanı (EVET) demeyi tercih ediyor.

Bu ne kadar ahlaki.?

Birilerinin gölgesinde, geldiği makamın kerametini kendinden menkul zanneden zavallılar, daha ne kadar esnafın sırtından para kazanacak.

Hani nerede esnaflık yaptığınız dukkan? Öyle kağıt üzerinde esnaf görünüp gerçek esnafın yerine geçmek ne kadar ahlaki?

Kişinin vicdanı varsa? Müftüye gitmesine gerek yok. Vicdanının varsa, inancınız varsa, o koltuklarınızı esnafa teslim edersiniz.

Yoksa, ilahi mahşerde bunun hesabı ağır olur.

 Buradan bir çift sözüm de şehrimizin güzide esnaflarına:

Yelkenlerinizi ustalıkla ayarlamazsanız, esen rüzgârın oyuncağı olmaktan kurtulamazsınız. Ahilik geleneğinden gelen siz esnaflar, istikâmetinizi, konjonktür el gelişmelere göre değil, İslâm’ın değişmez ölçü ve ilkelerine göre belirlemelisiniz.

Söz ahilik ten açılmışken, iki kelam da Berberler ve Kuaförler odasının değerli başkanına; Bazı Kuaförlerin otogar simsarları gibi kapı önünde kart dağıtıp, yoldan geçenleri zorla içeri davet edilmesine siz müdahil olamıyormusunuz?

Eğer olamıyorsanız, hangi gerekçelerle yetkilerinizi nerede kullanmak için oda başkanlığı yapıyorsunuz?

Bunu açıklayın.

Yönetim kurulu olarak, yukarıda bahsini ettiğim esnaflarla bir araya gelip otogar simsarlığına son verilmesi için usulden gidip bu ayıba son vermenin yollarını bulamazsanız, sizde kibirli çiğ yeni yetme,  ya tarih okumamış veya kendinden büyük biriyle sohbet etmemiş kriptolu başkanların safında olursunuz.

Aslında o başkanların anlamadıkları, müzik çoktan bitmişti, ama dans edenler farkında değildi diye düşünüyor, şehre yakışmayan bazı esnaflarınızı tatlı dille uyarıp bu görüntüye son vereceğinize inanıyorum. 

Çünkü siz farklısınız.

Selam ve Dua ile.

 

Yazarın Diğer Yazıları