Cengiz GÜLAÇ

BELEDİYECİLİK Mİ DEDİNİZ?

Cengiz GÜLAÇ

Bu hafta benim için çok yorucu geçti. Bir işim için Bursa’ya gitmiştim. Ak Partili belediyelerin istifalarının konuşulduğu bir döneme denk gelmesi benim için iyi oldu. Gündeme ilişkin istifaları yerinde gözlemlemek, vatandaşla konuşmak, değerlendirmemi daha sağlıklı yapmamı sağladı.

            İki veya üç yaşındayken ilk olarak gittiğim Bursa’ya ilişkin hiçbir şey hatırlamıyorum. Daha sonra 1993 yılında gitmiştim. Devamında birkaç kez içinden geçtiğim Bursa’yı uzun zamandır görmemiştim.

            Bursa, Türkiye’nin dördüncü büyük ili. Ekonomisi, sanayisi çok gelişmiş. İmkânları bizim gibi illerle kıyaslanmayacak kadar fazla.

            Bursa’nın hali resmen içler acısı durumda. Ana yollar yetersiz ama hadi neyse… Ara sokaklara girmeniz imkânsız. Kaldırım diye bir şey yok. Bütün arabalar duvarlara sıfır sayılacak kadar yakın bir şekilde kaldırımlara park etmiş.

            Arabanız biraz büyük bir kasaya sahipse kesinlikle sokak içlerine giremezsiniz. Bir araba bile yola sığmıyor.

            Diyebilirsiniz ki, eski yerleşim yerinden bahsediyorsun. Emin olun yeni imara açılan yerler bile berbat…

            Bir arkadaşımın kaldığı siteye gittik. Yolları tek tek anlattı. Yeni bir yerleşim yeriydi. Yolları sadece bir arabanın geçeceği genişlikte yapmışlar. Araba bir iki manevrada ancak dönebiliyor…

            Bursa Belediye Başkanı ne için alındı, bilemem. Ama Bursa’da hiçbir iş yapmadığını gözümle gördüm. Başkaca iddialar siyasetin cevaplayacağı sorulardır.

*****

            Hatırlarsanız daha önce de Erzurum Belediyesi ile ilgili gözlemlerimi köşemde sizlerle paylaşmıştım. Sağlıklı eleştiri kurumların daha verimli çalışmasını sağlayacaktır ama galiba biz yerel yöneticilerimize bazen haksızlık yapıyoruz.

            Özellikle son üç yılda yapılan yolları, başta kuzey imar yolu olmak üzere,… Baktığınızda trafiğin rahatlaması için çok önemli adımlar atıldı. Elazığ’ın merkezindeki sokaklar da yetersiz. Ama son yapılan imar revizyonu incelendiğinde yolların, kaldırımların ciddi şekilde genişlediği görülüyor.

            İmar revizyonunun meyvelerini bugünden toplamanın mümkün olmadığını biliyorum. Eski yapıların yıkılması gerekiyor. Buda zaman alacaktır.

            Büyük şehir olarak Bursa’da yaşamak kulağa hoş gelebilir. Emin olun, hiçbirimiz insanı çileden çıkartan o şehirleşmede yaşamak istemeyiz.

            Bursa Belediye Başkanı kusura bakmasın ama demek Cumhurbaşkanımız doğru karar vermiş. Böylesi belediyeciliğe aferin diyecek değildi ya!

ÇOK ZORUMA GİTTİ!

            Bursa sokakları berbat da, adliyesi çok mu iyi?

            Labirent gibi bir adliye var Bursa’da. Yenisi yapılıyormuş. Mevcut adliyede bir mahkemeyi bulmak neredeyse imkansız.

            Gideceğim mahkemeyi gösteren herhangi bir tabela olmadığı için bir meslektaşıma sorayım dedim. Yanımdan cübbesiyle geçen bir kadın meslektaşıma selam verip mahkemeyi soracaktım ki, avukat hanım bana canlı bomba muamelesi yaptı!

            Sakalımı yokladım! Göbeğimi bomba düzeneği mi zannetti diye özeleştiri yaptım!

            Hiçbiri değildi. Büyük şehirlerde insanlık kalmamıştı, hepsi bu.

            Yıllar önce Urfa’da bir amcaya adliyenin yerini sormuştum. Amca beş dakika benimle sohbet edip, Urfa’ya hoş geldin dedikten sonra adliyeyi göstermişti. Halfeti’de adliyeye gittiğimde memurlar tam yarım saat evlerinde o akşam beni misafir etmek için ısrar etmişlerdi. “Avukat bey sen Ankaralardan geleceksin, biz seni misafir etmeden gönderecez he!”

            Hülasa, avukat hanımın yaptığı çok zoruma gitti.

            Şükür ki Elazığlıyım. İnsani değerleri kaybetmemek çok güzel… 

Yazarın Diğer Yazıları