Cengiz GÜLAÇ

BAŞKAN ADAYLARI VE YALAKALIK ÜZERİNE MANTIKLI BİR BAKIŞ

Cengiz GÜLAÇ

            Temel bir yarışmaya katılır. Yarışmayı kazanan Temel’e bir kitap hediye edilir. Kitabın adı “Düz Mantık”’tır. Temel kitabın içeriğini merak eder ve kitabı hediye eden adamla şöyle bir diyalog geçer aralarında:

-Bu kitapta ne yazıyor?

-Okuyunca öğrenirsin...

-Ben onunla uğraşamam, anlat bakayım sen bana.

-Bak şimdi; senin evinde akvaryum var mı mesela?

-Evet var...

-O zaman içinde su da vardır.

-Evet var...

-İçinde su varsa balık da vardır....

-Evet var...

-Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen.

-Evet....

-Hayvanları seviyorsan insanları da seversin herhalde.

-Evet.

-O zaman senin sevgilin de vardır.

-Evet var.

-Yaşlı görünüyorsun o zaman senin karın da vardır.

-Evet var.

-Eee karın olduğuna göre de homoseksüel değilsindir?

-Evet...

-Bak gördün mü, işte buna düz mantık denir!

            Temel adamın anlattıklarından çok etkilenir ve kitabı koltuğunun altına koyduğu gibi evin yolunu tutar. Yolda Dursun’la karşılaşır. Dursun Temel’e sorar:

-Temel o koltuğun altındaki de nedir?

-Düz Mantık kitabı!

-Hele anlat bakayım düz mantık da nedir?

-Bak şimdi, sizin evde akvaryum var mı?

-Yooook!

-o zaman sen ib..sin! İşte buna düz mantık diyorlar!

*****

            Yaşadığım psikolojik travmalarımın kimseyi ilgilendirmediğini biliyorum. Zor bir şehirde yaşıyoruz. Kısmen alışsam da, bazen niyet okuyuculardan gına geliyor…

            Düzenli bir okur kitlesine ulaşmayı başardım. Hemen hemen her yazımı okuyan düzenli okuyucularımla çok sağlıklı bir ilişkim var. Asla niyet okumuyorlar. İyi kötü beni tanıdıklarını biliyorum.

            Dedikoduya meraklı, yazdığınızdan çok niyet okuyan, ömründe üç satır okumamış insanların kahrı bazen çekilmiyor.

*****

            Birisi hakkında olumlu kanaat mi dile getirdiniz, kesin o kişinin yalakasısınız! Düz mantık!

            Birisini eleştiren bir yazı mı yazdınız, kesin o şahsın muhaliflerinin tetikçisisiniz! Düz mantık!

            Bu insanlar için yazdığınız yazının içeriğinin hiçbir önemi yoktur. Satılmaya, yanaşmaya, yalakalığa meyyal insanlar oldukları için, sizi de öyle sanırlar.

            Sayın Tolga Ağar ile ilgili önyargılarımı da yazdım, kendisine haksızlık ettiğimi de yazdım, takip ettikçe samimi bulduğumu da yazdım, şehrimiz adına ümitli olduğumu da yazdım. Yazı içeriğine itiraz eden olmadı ama gereksiz bazı tipler “Hayırdır, nerden icap etti?” demeye başladı.

            “Hayrı şu… Senin gibi geri zekalılar bu soruyu sorsun diye yazdım!” deyip geçtim! Başka ne yapabilirdim ki?

            Belediye başkan adayımı açıkladım. Allah’tan en fazla takdiri bu yazıda gördüm. Sayın Ali Tekataş’a gösterilen teveccühten hem mutlu oldum, hem de özel durumuma saygı gösterilmesine sevindim.

            Sayın Mücahit Yanılmaz’ı çok konuda destekledim. Eski zamanlarda zaman zaman yanlış anlaşılmalardan dolayı kırgınlıklar yaşasak da genel olarak saygı, sevgi çerçevesinde bir ilişkimiz oldu.

            Sayın Ramazan Gürgöze hakkında en sert yazıları ben yazmıştım. Daha sonra birbirimizi anladıkça haksızlık yaptığım konuların farkına vardım. Sayın Gürgöze hiçbir zaman siyasi kanaatlerimi sorgulamadı, o da benim niyetime itimat etti.

            Sayın Süleyman Selmanoğlu’nun önemli muhaliflerinden birisiydim. Soruşturmayı yürüten polislerin tamamı ve yargılamayı yapan hâkimin FETÖ’cü çıkıp tutuklandığı dosyada Sayın Selmanoğlu ceza almıştı. FETÖ yargıdan temizlendikten sonra dosya Sayın Selmanoğlu’nun lehine bozuldu. Ben hukukçuyum. Mahkeme hükmü benim için esastır. Halkın Selmanoğlu sevgisini de bu sürede gözlemleme şansım oldu.

            Hele haklarında eleştirel yazılar yazdığım kişilere hiç girmeyelim. Kimseyle uğraşacak takatim kalmadı…

            Yanisi şu sevgili okur…

            Temel’in düz mantık metodunu uygulayayım dedim ama kimin yalakası olduğumu bulamadım!

            Özetle…

            Birisi lehine bir yazı yazmak demek onun adamı veya yalakası olmak demek değildir. Temel fıkrasında anlatıldığı gibi düz mantık siyasi meselelerde işlemez.

            Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar. Ben adayımı açıkladım. Ali Tekataş hem başkanlığı sonuna kadar hak ediyor, hem de başkalığı en kralından da yapar.

            Benim adayımı açıklarken gösterdiğim vefalı duruş Mücahit Bey yeniden aday olmayı hak etmiyor demek değildir… Ramazan Gürgöze belediye başkanlığını yapamaz demek değildir… Süleyman Selmanoğlu’na jübile dönemi nasip olursa eski tecrübelerinden ders çıkarmamış, başarılı olamaz demek değildir…

            Allah hak edene, hakkının hayırlısını nasip eder inşallah…

*****

            Yazının başında Temel’in düz mantık fıkrasını anlattım da, şimdi fark ettim…

            Benim de akvaryumum yok!

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları