Cemil TURGUT

BEN OLSAM DİK DURURDUM

Cemil TURGUT

            Malum ülkemiz 16 Nisanda referanduma gidiyor. Gözlemlediğimiz kadarıyla bu gün itibarıyla ülke bazında çok ciddi bir problem yaşanmadı, herhangi bir kargaşaya fırsat verilmedi. İnşaallah herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan referandum süreci sakin bir şekilde tamamlanır.

Sürecin sakin bir şekilde tamamlanması biraz da hem hükümet kanadı hem de muhalefet kanadınca kullanılacak dille ilgilidir. Birkaç siyasetçinin “evetçileri denize dökeceğiz” gibi absürt çıkışının dışında çok sert bir üslup kullanılmadı. İlk başlarda cumhurbaşkanı da dahil hükümet kanadının hayır oyu verenleri terör ve hainlerle bir tutan söylemleri vardı. Daha sonraları, evet diyenin de hayır diyenin de kendi özgür iradeleriyle oylarını kullanacakları ve her iki tarafın da saygın olduğu ifade edilerek yanlıştan dönüldü.

Doğrusu herkesin iradesine saygı göstermek gerektiğini biz de ifade etmek isteriz. Ancak hayır diyenlerin dik durması gerektiğini hızlı trenlere binmemeleri, Marmaray’dan , Yavuz Selim köprüsünden geçmemeleri, daha önce sadece gökte gördükleri uçağa 50-60 liraya bilet alıp binmemeleri, tüp geçitlerden, duble yollardan geçmemeleri, Sağlık imkanlarından yararlanmamaları gerektiğini düşünüyoruz.

Son elli yılın kırk yılı sefalet içinde, yokluk içinde, yolları, köprüleri, hastaneleri, gelişmemiş üçüncü dünya ülkeleri modunda bir Türkiye vardı. Ve bu Türkiye ne yazık ki yollarının duble olmamasından dolayı otuz yıldan fazla bir süredir devam eden terör belasıyla uğraşmak ve milyarlarca lira kaybetmek zorunda kaldı. Zira yol medeniyet demekti. Ne diyordu daha çok erkeğe benzeyen gazeteci bozuntusu namert  “bu hükümet duble yolları Pkk’ya askeri operasyon düzenlemek için yapıyor” diyordu.

Şimdi bu Türkiye’den daha müreffeh ve daha gelişmiş bir Türkiye’ye doğru hızla yol alınmakta olduğu açıkça ortadayken, daha da ileri giderek diyebiliriz ki Türkiye’nin bu sistem değişikliğiyle gelişerek bölgesinde küresel güç olacağı, Avrupa ve Amerika’nın bundan dolayı büyük endişe taşıdığı ortadayken, referanduma hayır demenin dayanılmaz hafifliğine kapılanlar evet dik durmalıdırlar. Uçağın yanından bile geçemezken şimdi çok çok ucuza alınan uçak biletleriyle her tarafa uçan ve uçaktan adeta zafer kazanmış bir komutan edasıyla inen, hızlı tren ve diğer ulaşım araçlarıyla istedikleri yere kısa sürede gidenler, hastanelerde misafir muamelesi görenler, evet şimdi bu nimetlerden faydalanmayarak dik durmalıdırlar. Öyle ya madem bu sistem değişikliği referandumuna hayır diyeceksiniz, o zaman bu sistem değişikliğini önerenlerin yaptığı büyük hizmetleri de görmezden gelmeli ve on beş yıl önceki Türkiye’de yaşamalılar. Hem yapılan onca hizmetten yaralanacaksın hem de büyük değişime karşı olacaksın.

Esasen neye karşı olduklarının bile farkında değiller. Muhalefet edenlerin büyük bir bölümü bir kısım parti liderleri de dahil referanduma konu olan anayasa değişikliğinin  içeriğini dahi  bilmiyorlar. Hangi maddeler değişiyor niye değişiyor umurlarında bile değil. Tayyip gitsin de ne olursa olsun. Ülke sıkıntı mı yaşar, tekrar Avrupa ve Amerika’nın uydusu mu olur? Terör mü azar çok da önemli değil onlar açısından. İşi öyle bir noktaya taşıdılar ki Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla örtüştürdüler. Yani Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir referandum süreci yürütülmeye çalışılıyor..

Tamam madem Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden işliyor bu süreç, o zaman  Tayyip Bey’in hizmetlerinden dik durarak faydalanmamalıdırlar. Şimdi diyeceksiniz ki dik durmak da Tayyip Bey’i sevenlerin sık sık söylediği “Dik dur eğilme bu millet seninle” sloganından mülhem olacağından ona da sıcak bakmazlar.  Artık o da onların bileceği şey.

Sözün kısası eğer muhalefet yapanlar ciddi muhalefet yapıyorlarsa o zaman gereğini yerine getirmeli ve bu iktidar döneminde yapılan her türlü yeniliğin yanından bile geçmemelidirler.

 

Yazarın Diğer Yazıları