Cemil TURGUT

BATI'NIN GERÇEK YÜZÜ

Cemil TURGUT

 Son yüz elli yıldır hem büyük bir hayranlık duyduğumuz, hem de kurtuluşumuz olarak gördüğümüz batılılaşma serüveni; Batı’nın Türkiye’ye bakışı, Filistin’deki İsrail zulmüne yaklaşımı, Suriyeli mültecilerin dışlanması, yükselen İslamafobi ve ırkçılık hareketleri dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmesi gereken bir serüvendir. 

Her gün ya bir Filistinli çocuğun ya Filistinli başörtülü genç kızın şehit edildiği ya da dünyanın birçok bölgesinde camilere yapılan saldırıların hızla devam ettiği bu günlerde Batı yine sessizliğini koruyor hatta İsrail’den yana tavır alıyor. Yetmiyor çoğunlukla da Müslümanlara yapılan saldırılara karşı sessiz kalıyor. Batılı ülkeler yıllardır PKK terör örgütüne sırf Türkiye kendi bölgesinde küresel güç olmasın diye destek vermeye devam ediyor. Irkçılığa ve İslam düşmanlığına prim veriyor. İşte son Yeni Zelanda saldırısı karşısında takındığı tutum Batı’nın gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur.

 Batı her zaman bizde; insan hakları, demokrasi, bilimsel ve teknolojik gelişmeler açısından değerlendirildi. Esasen birileri de bunu böyle istedi galiba. Önceleri roman başta olmak üzere edebi türlerle, sonraları da özellikle altmışlı yetmişli yıllardaki salon filmleriyle milletimiz kültürel ve inanç değerlerinden uzaklaştırılmak istendi. Neyse ki bütün bu mühendisliklere rağmen çeyrek yüzyıldır Batının gerçek yüzü görülmeye başlandı.  

Son yüz elli yıldır dünyadaki birçok bölge, Batı’nın bir şekilde işgali altındadır. İşgal edilemeyen bölgeler ise entrikalarla parçalanıp küçük devletçikler haline getirilerek kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. İşgal edilen, sömürülen yerlerde o kadar büyük insan hakları ihlalleri yapılıyor ki; bunları ifade etmek için sözler bile utancından kelimeleşmiyor, kavramlaşmıyor. Geçmişte Yunanlıların Anadolu’da,  İngilizlerin Arap Yarımadasında Hindistan’da, Afganistan’da, İtalyanların Libya’da, Fransızların Cezayir’de yaptıklarıyla, bu gün Amerika’nın Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de, İsrail’in Filistin’de, Lübnan’da, Rusya’nın Suriye’de yaptıkları arasında sadece tarih dilimi açısından fark var. Öldürülenler hep çocuklar, günahsız insanlar, tecavüz edilenler acımasızca katledilenler kadınlar. İşin garip yanı Batı bütün bu acımasız tavrını demokrasi, barış ve medeniyet adına ortaya koyduğunu ifade ediyor.

Peki Batı’da insan hakları, barış, demokrasi, eşitlik, adalet varsa bu zulümleri  uzaylılar mı kendilerine Batılı süsü vererek yapıyorlar. Ve işin bir başka ilginç yanı bütün bu zulüm ve işgaller çoğunlukla neden İslam coğrafyalarında oluyor?

Burada açıkça ortaya konması gereken bir gerçek var. O da Batı’nın, tarihin hiçbir döneminde savaşsız ve düşmansız kalmadığı gerçeğidir. Batı tarihin her döneminde kendine bir düşman yaratmıştır. Başka coğrafyalarda düşman bulamamışsa kendisiyle savaşmıştır. Ve anlaşılan odur ki bu gün Batı kendisine İslam coğrafyasını ve medeniyetini düşman olarak seçmiştir. Esasen bu düşmanlık satır aralarında zaman zaman ifade de edilmiştir. Amerikalı eski başkanlardan birinin  “ haçlı savaşlarının intikamı alınmaktadır” ifadesi, İtalyan eski başbakanının  “İslam bir medeniyet değildir” ifadesi, Netanyahu’nun oğlunun Konstantiniyye vurgusu ve İskandinav ülkelerinde Peygamberimiz hakkındaki çirkin karikatür ve ifadeler aslında adı konmamış medeniyetler çatışmasıdır, savaşıdır. Bunun böyle devam etmeyeceği de bir gerçektir.

Bu çok mu büyük bir iddia olur bilmem ama Batı’nın bu “ tek dişi kalmış canavar medeniyeti! gün geçtikçe sona doğru yaklaşıyor kanaatimce. Ufukta ABD’deki her eyaletin  ayrı bir devlete   dönüştüğü, Avrupa ülkelerinin sömürge bulamadığı için ekonomilerinin çöktüğü ve daha gelişmiş güçlü bir Türkiye’nin olduğu günler çok da uzak değil gibi. Aslında Müslüman ülkeler Batı ülkelerinde bulunan trilyonlarca dolarlarını çekebilseler bu ülkelerdeki çökme belki daha erken de olabilir.

Sözün kısası Batı’nın şimdiye kadar sakladığı gerçek yüzü, son yıllarda İslama ve Müslümanlara yapılan ırkçı saldırılar neticesinde ortaya çıkmıştır. Sıra Müslüman ülkelerin ve Batı hayranı Müslümanların uyanmasında artık.

 

Yazarın Diğer Yazıları