Cemil TURGUT

BATININ ENDİŞESİ

Cemil TURGUT

Öncelikle Batı kavramından Avrupa’yı ve Amerika’yı kastettiğimizi belirtelim. Daha önce bu köşede Batıda medeniyet var mı? Diye sormuştuk. Batı’nın genel olarak demokrasiyi kendi vatandaşlarına uyguladığını, ülkedeki diğer insanlara bırakın demokrasiyi uygulamasını oldukça acımasız davrandığını gerek medyalarındaki haberlerden gerekse orada yaşayan vatandaşlarımızın anlattıklarından edindiğimiz bilgiler ışığında dile getirmiştik   İşte son zamanlarda özellikle Avrupa’nın bazı ülkelerinde yaşanan hadiseler bize bir kere daha Batı’nın gerçek yüzünü göstermeye yetti. Hatta belki ilk defa Batı’nın ülkemize karşı bu kadar hırçınlaştığına şahit olduk. Yıllardır ülkemiz aleyhinde faaliyet gösteren terör örgütlerine nasıl kucak açtığını görüyor ve biliyorduk. Ancak bu derece koruyup kolladıklarını belki yakından ilk kez müşahede ettik. Peki Batı ülkemize karşı neden bu kadar sertleşti. İşin içine Amerika’yı katarak değerlendirme yapmaya devam edelim. Denildi ki işte Avrupa’daki ülkelerin çoğunda seçimler var. Dolayısıyla bu ülkeler özellikle Türkiye’yle çekişmeyi iç malzeme yaparak siyasi çıkar elde etmek istediler, iktidar olan hükümetler yerlerini kuvvetlendirmek istedi. Muhalefette olanlar da oy oranlarını arttırmak istediler. Yani özellikle Avrupa’yla yaşadığımız çatışmanın temelinde bu var denildi. Bu  yaklaşımı tamamen yabana atmamakla birlikte acizane bizim yaklaşımımız meselenin iki temel ayağının olduğu yönündedir.   Birincisi Avrupa’nın orada yaşayan Türkler sayesinde yavaş yavaş Müslümanlaştığı ve dolayısıyla zaten tahrif edilmiş Hıristiyanlığın zihinlerde oluşturduğu bulanıklığın İslamiyet’e olan ilgiyi arttırmasıdır. Şurası bir gerçek ki İslamiyet hem Amerika’da hem de Avrupa’da hızla yayılıyor. Öyle ki bazı Avrupa ülkelerinde İslamiyet ikinci sıraya yükseldi. Müslümanlar kılık kıyafet ve ibadethanelerle ilgili hukuk mücadelelerini zaferlere dönüştürerek artık rahat bir şekilde Avrupa ülkelerinde dolaşmaya başladılar. Müslümanların yaptıkları ibadet ve giydikleri kıyafetlerden etkilenen Avrupalılar arasında İslamiyet hızla yayılmaya başladı. İşte Avrupa hükümetleri gelecek yıllarda İslamlaşmış bir Avrupa görmek istemedikleri için şimdiden yırtınıp duruyorlar. Hatırlayacaksınız Amerika da 11 Eylül 2001 saldırısını hazırlayarak ülkesinde İslam’ı terörle birlikte anmış ve İslam’ın yayılmasını engellemeye çalışmıştı. Öte yandan Batı’da hızla eriyen genç nüfus da işin bir başka yanı. Özellikle Avrupa ülkelerinden Hollanda, Danimarka, Avusturya, İsviçre hatta Almanya gibi ülkelerde kapanan onlarca ilkokul düzeyindeki eğitim kurumu bu ülkelerin niçin endişeye kapıldıklarını da ortaya koymaktadır. Bu ülkelerdeki yoğun Türk nüfusu doğal olarak gelecekte buraları Müslüman Türklerin yöneteceği konusunda onları endişeye sevk etmektedir. İkincisi Türkiye’nin hem bölgesinde hem de  dünyada güçlü bir ülke olmayı hedeflemesidir.  Geçmişte sömürdükleri ülkelerin artık ellerinin altından kaydığını, Türkiye’ye yöneldiklerini Türkiye’yi lider olarak gördüklerini anlamaya başladılar. Yıllarca pazar olarak gördükleri ve sırtlarından geçindikleri Türkiye ve İslam ülkeleri artık kendi ayakları üzerinde durmaya ve bir dayanışma içerisine girmeye başlayınca Batı ciddi ciddi endişelenmeye başladı. Zira Batı’nın ekonomik dinamikleri daha çok Türkiye, Ortadoğu, Afrika ve Ön Asya ülkelerine yönelikti.  Büyük oranda bu ülkelere teknoloji ve silah ihracatı yapmaktaydı. Şimdi başta bizim ülkemiz olmak üzere bu ülkelerin birçoğu kendi teknolojilerini ve silahlarını üretme gayreti içine girdiler. Kısa vadede olmasa bile uzun vadede Batı bu pazarları kaybedeceğe benziyor. Onun için de bu durumu yeniden lehine çevirmek için çirkin oyunlarını bir kez daha sergilemeye koyuldular. Vel hasıl kurdukları düzenlerinin tartışılmaya başlaması Batı’yı çıldırtmaya yetti. Öyle anlaşılıyor ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve çıldırmaya devam edecekler. Zira 16 Nisandan sonra bambaşka bir Türkiye olacağını görmeye başladılar. Darısı içerdekilerin başına.  

Yazarın Diğer Yazıları