Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ŞEYTANLAR KİME İNER

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kur’an buyuruyor,

“Şeytan’ın kime ineceğini haber vereyim mi?” (Şuara, 221)

Şeytanın kime/ veya kimlere ineceğini Kur’an bizlere haber veriyor;

“(Onlar) iftiraya düşkün, çok günahkâr olan,

Herkesin üzerine iner!” (Şuara, 222)

İlk akıllara gelen, ‘iftira…’

Sözlükte iftira nedir?

“Kasıtlı, asılsız suç yükleme…”

Burada ne vardır?

Bir başkasına, ‘zulüm…’ vardır!

Şeytanın indiği yer?

“Çok günahkâr olanların üzerine…”

“İftiraya düşkün olanların üzerine…”

O iftiraya düşkün olanlar,

Ve çok günahkâr olanlar ne yapıyorlar?

Ayet, (Onlar ise şeytanlara) kulak verirler;

Bunların çoğu da yalancıdır…” ( Şuara, 223)

Hadis, “Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?

‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ dediler.

Bunun üzerine, “Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!”

Orada bulunan bir zat, “Ya benim söylediğim onda varsa, (bu da mı gıybettir?)”

Allah Resulü, “eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun,

Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir.”

O halde, bir haber geldiğinde, ‘onun doğruluğunu…’ araştıracağız!

Ayet, “Ey iman edenler! Eğer fasık (yalancı, günahkâr) bir kimse;

Size bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki,

Bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru olmadığından)

Yaptığınıza pişman olan kimseler olursunuz” (Hucurat, 6)

Bir başka ayette de şöyle buyruluyor;

“Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının,

Zira zannın bir kısmı günahtır.

Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin;

Hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır?

Ondan tiksinirsiniz; Allah’dan sakının, şüphesiz Allah

Tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır” (Hucurat, 12)

Toplum olarak, kendimizi düzeltmeliyiz,

Kendimize çekidüzen vermeliyiz!

Aman ha! “Dedikodu toplumu…” olmayalım!

 

“ZANNIN ÇOĞUNDAN KAÇINMAK!”

Bir başkasının, ‘kusurunu araştırmak…’

Bizde büyük bir marifettir!

Bir başkası gıyabında,

“Gelişigüzel konuşmak…”

Onu incitecek sözler söylemek,

Zanda bulunmak,

Gayet normal!

Günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir!

Ne diyoruz,

“Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi,

Sizler de başkasına yapmayınız!”

Ayet, “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının!

Şüphesiz ki zannın bazısı günahtır;

(birbirinizin kusurunu inceden inceye) araştırmayın;

Bazınız, bazınızı gıybet etmesin!

Sizden bir kimse, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

İşte bundan tiksindiniz! O halde Allah’dan sakının!

Şüphesiz ki Allah Tevvab (Tevbeleri çok kabul eden)’dir,

Rahim  (çok merhamet eden)’dir.” (Hucurat,13)

 

HAYATIMIZ DEDİKODU OLDU…

Hayatımız tamamen, ‘dedikodu’ oldu!

Rahatlıkla,  bir başkası hakkında;

Hüküm yürütebiliyor,

Sadece ‘zanna…’ dayanarak bir başkası hakkında konuşabiliyoruz!

Bu doğru mu?

Hayır!

İnancımız ne diyor?

“Hiçbir kimse bir başkasının günahını yüklenmez…”

Ayet, “Ey iman edenler! Eğer fasık (yalancı, günahkâr) bir kimse,

Size bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki,

Bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınızda (bu hareketiniz doğru olmadığından)

Yaptığınıza pişman olan kimseler olursunuz” (Hucurat, 6)

Bir konu hakkında,

Ya bilgi sahibi olduğumuz doğruları söyleyeceğiz,

Veya susacağız!

Susmak da, bir vakar ve bir edeptir!

 

Yazarın Diğer Yazıları