Ahmet KIZILKAYA

İHMAL EDİLMİŞ İSLAM GERÇEĞİ: EMPATİ

Ahmet KIZILKAYA

 

Bugünün toplumunda temel şikâyet konularının başında iletişim kopukluğu, birbirini anlayamama gelir. Bu problemin ortaya çıkmasında temel faktör de empati kuramama ya da daha bizden bir ifadeyle ‘halden anlamama’ vardır. Aslında yabancı kökenli bir sözcük olmasına rağmen gerek telaffuzundaki kolaylık gerekse içerdiği anlam itibariyle empati sözcüğü bana hep sempatik gelmiştir.

Bir başkasının içinde bulunduğu durumu,  taşıdığı duyguyu ve davranış motivasyonunu anlamak kendinde içselleştirmektir empati. Bunu yapabilir mi insanoğlu bilmem, ama yapmalıdır. Hz. Süleyman’a ait olduğu söylenen muhteşem bir söz var. Der ki Hz. Süleyman: ‘ Anlayış, sahibine yaşam kaynağıdır.’  Aslında tam da budur bütün mesele, anlamak, kendini karşındakinin yerine koymak.

Egoyu aşmanın, bencilliği yenebilmenin bireysel ve toplumsal çok önemli sonuçlarının olacağı muhakkak. Bu, hayatı güzelleştirme adına büyük bir kazançtır. Düşünün, bugünkü toplumsal çatışmaların, basit çekişmelerin, kavgaların sebebi, birbirini anlayamamak değil midir? Günümüzde insanlar arası iletişimin derin bir anlayışa dayanmaktan çok kakafoniyi andıran bir uyumsuzluk içermesi hep bu halden anlamamak, empati kuramamak eksikliğinden kaynaklanmıyor mu?  Herkes kendi zaviyesinden bakıp, kendi haklılığında ısrarcı olunca çatışmalar da başlıyor haliyle.

Judie Paxton’un  yazmış olduğu kısa bir öyküde empatinin en somut tanımı çarpıcı bir şekilde ortaya konmuş. Şöyle diyor Judie Paxton: ‘Orta okuldayken sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya girdim. Onun haksız olduğundan, kendiminse haklı olduğumdan emindim.

Öğretmenimiz bize çok iyi bir ders vermeye karar verdi. Bizi bütün sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına yerleştirdi. Masanın tam ortasında yuvarlak, siyah renkli bir nesne vardı. O çocuğa nesnenin rengini sordu. Çocuk 'beyaz' diye yanıtladı. Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı. Yeniden tartışmaya başladık öğretmenimiz de dikkatlice bizi gözlemlemeye devam etti.

Öğretmen bu kez beni çocuğun yerine, onu da benim yerime geçirdi. Ve bu kez bana nesnenin rengini sordu. 'Beyaz' yanıtını vermek zorundaydım, çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, diğer tarafı ise siyahtı.

Aslında öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi. Karşımdaki kişinin bakış açısını anlamam için kendimi onun yerine koymam gerekiyordu.’

Biraz derinlemesine düşündüğümüzde hayatı kendi ellerimizle zorlaştırdığımızı anlayacağız. Hep kendimizi haklı görüp karşı tarafa kulağımızı kapatmak, onu anlamaya özen göstermemek, sonunda bir ruh hastalığına varacak kadar ciddi bir tehlikedir.

İslam’ın muazzez peygamberi  Hz. Muhammed’in yaşamından örnekler bildiren hadislerde ve binlerce yıllık yaşam tecrübelerimizi yansıtan atasözlerimiz ve deyimlerimizde aslında hep empatinin önemini ortaya koyan vurgulu cümleler var. ’Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ ifadesi yeterince açık değil midir ? Ya da ‘ Kul hatasız olmaz.’ , ‘İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.’ anlayışı neyi ortaya koyar?

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere  empati yapmak bizde çok eskilere dayansa da bugün için bu noktada Batı uygarlığına göre daha geride olduğumuzu hüzünle ifade etmem gerekir.

Özellikle Batı hümanizminde empati, günlük yaşamın vazgeçilmez bir anlayışıdır. Maslow ve J.Rogers gibi Batı hümanizminin öncülüğünü yapmış önderlerin, insan-empati ekseninde ortaya koydukları fikirler dikkat çekicidir.

Neyse, yazıyı sıkıcı felsefi sözcükler yumağına dönüştürmeden noktayı koyalım.

İslam aydınları ve düşünürleri, empati için ‘İhmal edilmiş İslam gerçeği’  derler. Kendiniz için istemediğiniz bir şeyi kardeşiniz için de istemedikçe kemale eremezsiniz.

Sağlıklı ve huzurlu bir toplum, iletişim kurma becerisine sahip toplumdur. Bunun için de fert fert hepimizin olaylara karşı evin penceresinden bakmayı öğrenmesi gerekir. Bunu başaramazsak empatinin yerini antipati alacaktır ki bu, hiçbirimizin temenni ettiği bir durum değildir kanaatimce.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın..

 

 

Yazarın Diğer Yazıları