PARTİLER, KEYFİNE KURULMUYOR

Türk siyasi hayatında 18 yıllık tek başına iktidar olma rekoru istisnasız Ak Parti’ye ait. Refah Partisi’nden erdemliler hareketi olarak ayrılan ve Ak Parti’yi kuran isimler ülkeyi 18 yıldan beri yönetiyor.

18 yıllık süre içerisinde birçok alanda ciddi gelişmeler yaşandı. Ekonomiden şehirleşmeye, sağlıktan eğitime, ulaşımdan sosyal alanlarda yaşanan gelişmelere  kadar hemen her alanda gözle görülür bir iyileşme yaşandı.

AHLAKİ YOZLAŞMA ARTTI

Ak Parti döneminde insanların refah düzeyi artarken, yaşam standartlarında gözle görülür bir iyileşme yaşanırken, işsizlik hızla arttı. Lüks yaşam ve özellikle milli ve manevi değerlerden uzaklaşma sonucu toplumda büyük bir ahlaki yozlaşma baş gösterdi.

BÜROKRATLARA GÜVEN KALMADI

Ak Parti hükümetlerini en çok zora sokan ve halkın partiden uzaklaşmasına sebep olan en önemli faktörlerden biri de siyasiler tarafından atanan bürokrat ve üst düzey yöneticilerin vatandaşlara karşı tutumları ve usulsüzlük iddialarıyla birlikte anılmaları oldu.

Recep Tayyip Erdoğan’ın savunduğu ve bunun için fedakârlık gösterdiği misyona karşı büyük bir sevgi ve muhabbet duyan büyük bir kesim yapılan yanlış atamalar ve uygulamalar ile rencide edildi.

AİLE GÖZDEN ÇIKARTILDI

Ak Parti iktidarlarını gözden düşüren en önemli yanlışlardan biri de kadın politikalarındaki yanlışlıklar. Kadını koruma adına yapılan değişiklikler ve imzalanan İstanbul Sözleşmesi ile ne kadına şiddet ve kadın cinayetleri önlenebildi ne de aile kurtarıldı.

Kadının bir telefonu üzerine evden uzaklaştırılan koca on gün sonra aracında öldü. Kadına koruma adına yapılan yasalar kadının da ailenin de sonunu getirdi.

EĞİTİM BİTTİ

18 yılık dönemde binlerde okul, on binlerce derslik yapıldı, ülkenin büyük bir kesiminde tekli öğretime geçildi, yüzbinlerce yeni öğretmen ataması yapıldı ama eğitimin kalitesi ve erdemli insan yetiştirme düşüncesi hayal oldu. Uyuşturucu ve şiddet ortaokullara kadar indi. Gençler, ülkesi için çalışıp ülke sorunlarına eğilme yerine sosyal medyanın ve internetin kurbanı oldu.

İHTİYAÇTAN MI DOĞDU?

Ak Parti'nin birçok başarılarına rağmen başta kendi tabanını da küstüren ve uzaklaşmasına sebep olan birçok sebepler üst üste konduğunda toplumda bir öfke kabarıklığını gören isimler bu boşluğu doldurma adına yeni parti kurmak gibi bir yola koyuldular.

Kendilerinin parti kurma hayali ile küresel güçlerin Tayyip Erdoğan düşmanlığı birleşince ülkede bir siyasi arayış varmış ve bunu da kendileri karşılayacakmış hissine kapılan isimler partilerini tek tek kurdular.

Önce milli görüşün mimarı ve ölümsüz lideri merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan kurdu partisini. Yeniden Refah partisi bir alternatif olarak çıkmasa da yapılacak ittifaklarla kendisini mecliste temsil edebilecek bir güce sahip.

Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi çok da  gelecek umut vermese de Ak Parti’den alacağı oylarla kendisini mecliste temsil etme gücüne erişebilecek.

Ocak ayının başında Ali Babacan tarafından kurulacak partiyle de Ak Parti bir kez daha bölünecek ve belki de iktidar olma şansını yitirmiş olacak.

YANLIŞ YAPTINIZ DEMEK YETİYOR MU?

Yeni kurulan partiler için Ak Parti cenahından ve bu partinin medyadaki yazarları tarafından “kayadan toz taş kopartamazlar, başarısızlığa mahkûmdurlar, yanlış yaptılar iflah olmazlar” türü beyan ve yazılar gelse de olası seçimlerde Ak Parti’yi zora sokacakları kesin.

AK PARTİ ADIM ATMALI

Kurulan yeni partiler ve sonrasında oluşacak anti Ak parti bloğu, Ak Parti’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini sekteye uğratabilir. Bunun önüne geçilmesi için Ak Parti’nin artık Ömer söylemini eyleme geçirme vakti gelmiş durumda.

ANKARA ACİZ Mİ?

Parti, artık Ankara’daki kurullardan yönetilemiyor. Ankara lobisi kendine ve kendi çevresine çalışıyor. Bir şehir ile ilgili verilecek kararın merkezi artık şehirlerin kendisi olmalı. Her şehirde hesabı olmayan, çıkar ve menfaat düşünmeyen samimi insanlardan oluşan bir heyet oluşturulmalı ve verilecek kararlar bu heyetle de istişare edilmeli. Karşılığı olmayan isimlerin dayatıldığı listeler, bu aşamadan sonra çözülmenin tuzu biberi olur.

Kalbi kırık, gönlü yaralı ve bazı sorulara cevap verememenin daralmışlığını yaşayan son tabana da sahip çıkılmazsa Türk siyasi hayatında yeni bir süreç başlamakla kalmayacak, birçok kazanımlardan geri adım atılacaktır. Bu da yeni krizleri, yeni sancıları ve en önemlisi de Türkiye’nin medeniyet yarışında önünde büyük engel olacaktır.

HESABI OLMAYAN HARBİ ADAMLARLA YÜRÜNMELİ

Ak Parti, “yeniden yollara düşme vakti” sloganını;  yeniden gönül kazanma ve gönül köprüsü kurma eylemiyle bütünleştirmeli ve sahaya acilen inmelidir. Ancak sahada eski yüzler ve simalar olursa bunun da çok karşılığı olmayacaktır.

İstanbul seçimleri de gösterdi ki artık seçim kazanacağını zannettiğimiz isimler seçim kazanamıyor. Hatta aynı isimlerde ısrar edilirse 20 binlik fark 800 bine çıkıyor.

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

Siyasetin gerçekleri ve halkın Ak Partiye bakışını gören ve şimdilerde Ak partide siyasi bir görev üstlenen her bir bireyin, kendi geleceği yerine partisinin ve ülkesinin geleceğini düşünerek adım atması ve kararını vermesi gerektiğini belirten vatandaşlar, bu fedakârlık yapılması halinde tabanda da önemli bir sinerji oluşturacağına dikkat çekiyorlar.