EN BÜYÜK İNSAN HAKKI İHLALİ SAĞLIK ÇALIŞANI HAKKI İHLALİDİR!

BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/KAMU SAĞLIK-SEN GENEL BAŞKANI ÜMİT KARATAŞ, en büyük insan hakkı ihlalinin sağlık çalışanlarının haklarının ihlali olduğunu savundu.

EN BÜYÜK İNSAN HAKKI İHLALİ SAĞLIK ÇALIŞANI HAKKI İHLALİDİR!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kamu Sağlık-Sen Genel Başkanı Ümit Karataş 10 Aralık Dünya İnsan hakları günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Karataş, özellikle son yıllarda artan savaşlar ile bölgesel çatışmaların sürekli birbirini beslemekte ve bu durumdan en büyük zararı yoksul halkların gördüğünü söyledi. Karataş, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin yıl dönümünde, insan hak ve özgürlükleri açısından bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de ciddi bir geriye gidiş yaşanmaktadır. Son dönemde hızla artan Sağlık Çalışanına şiddet ve ölüm vakaları, kadın cinayetleri, ihmallere kurban giden madenciler, güvencesiz ve alın teri çalınan kadrolu taşeron işçileri, maaş artırımında ve diğer özlük haklarında ayrımcılığa maruz kalan memurlar, emekliler gibi pek çok konuda insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Mümkün olan en yüksek sağlık standardına ulaşma hakkı” olarak tanımlanan sağlık hakkı hem sağlık hizmetinden faydalanan tüm toplum hem de bu hizmetin sunucuları olan sağlık çalışanları açısından eş zamanlı olarak düşünülmeli ve sadece kağıt üzerinde kalmamalıdır. 

 

SAĞLIK HAKKI  VAZGEÇİLMEZ ERTELENEMEZ BİR İNSAN HAKKIDIR

Çünkü sağlık hakkı, vazgeçilmez ve ertelenemez bir insan hakkıdır. Bugün Türkiye’de, insan hakları alanında, özellikle düşünceyi ifade ve örgütlenme özgürlüğü önünde hala ciddi yasal ve fiili engeller bulunmaktadır. Sendikaların üye ve yöneticilerine yönelik baskılar, sürgünler ve mobbing'in idarelerin tasarrufu ve yönlendirmesi ile yapıldığının bilinmesine rağmen, sendikaları hizaya getirme amaçlı olarak yapılan her türlü girişim karşısında bütün gücümüzle duracağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Taşeron olarak çalışan ve Kamu Kurumlarının tüm birimlerinin temelini oluşturan işçilerimize köle muamelesi yapılmamalı ve tek dertleri evlerine ekmek götürmek isteyen bu insanların kadro hakları ve diğer özlük hakları kesintiye uğramadan verilmelidir.En büyük insan hakkı ihlali olan taşeron sistemine son verilmelidir.

 Emeğin ve alın terinin çalındığı,hak ihlalinin yaşandığı bu sistem tarihin mezarlığına gömelim.İnsanca, hak ve hukukun egemen olduğu bir dünyada yaşayalım.

 

EN BÜYÜK İNSAN HAKKI İHLALİ ÜNİVERSİTELERDE AKADEMİSYEN VE İDARİ PERSONELLERE UYGULANAN MOBBİNG!

Yine en büyük insan hakkı ihlali Üniversitelerde Akademisyen ve İdari Personellere uygulanan MOBBİNG olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Bugün resmi raporlara bakıldığında, en çok ihlal edildiği gözlenen hak konularının başında SAĞLIK ÇALIŞANI HAKKI ihlalleri gelmektedir. Sağlık kurumlarında; Adalet, eşitlik, hakkaniyet ve gönüllülük esasına değil, Orta çağ karanlığından kalma baskı ve zorlamaya dayanan, hakkını arayanları çıban başı gibi gören, onları  hastalıklı, uyumsuz, tembel ve tehlikeli kişiler olarak suçlayan, SUÇ VE CEZAYI temel felsefe kabul eden, kanunları kişiye göre yorumlayıp, kişiye göre uygulayan bir anlayış halen devam etmektedir. Yapılan işlemlerin bir çoğu haksız ve hukuksuzdur. Yürütülen idari soruşturmaların bir çoğunun sonucu başından bellidir ve ulu orta dillendirilmektedir. Çünkü soruşturmayı yürüten ve sonuçlarını belirleyenler hep aynı kişilerdir. Yıllardır yetkisiz makamlar disiplin amiri olmadığı halde personelleri sindirmek için haksız ve hukuksuz cezalar vermekte. Bir çoğu da yargıdan geri dönmektedir. Son yıllarda Sağlık personeli dar alana sıkıştırılmış ve Yargısal anlamda hak aramada önüne ağır yaptırımlar konulmuş, haklı olsalar bile idarelerin tehdit ve şantajlarıyla Yargıya gitmekten çekinir hale getirilmiştir. Sağlık çalışanlarının psikolojilerinin bozulması ve ruhsal problemler yaşaması konuyu bilmeyen idarecilerin yaptıkları baskı ve uyguladıkları şiddetten kaynaklanmaktadır. Sağlık idarecilerinin bilinçsiz ve baskıcı yaptırımları neticesinde sağlık çalışanları ağır bunalımlar içine girmektedirler. Liyakatsiz  atanmış yöneticiler, konuları bilmediği için sağlık çalışanlarını baskılamaya ve sindirmeye devam etmektedirler.

Görevini yaptığı için ceza alan sağlık personelleri bulunmaktadır. Yöneticiler Sağlık hizmeti sunan çalışanlarını sağlıksız hale getirmektedirler. Yapılan anketlere göre; Akademisyenler ve İdari personel en çok MOBBİNG DEN rahatsız. Ankete oy verenlerin %50'si Mobbingi, %13'ü eş durumu tayininin bulunmamasını, yüzde 10' u görev tanımının net olmamasını en önemli sorun olarak görüyor. Sağlık çalışanlarının da yüzde 22’sinin intihara eğimli olduğu ortaya çıktı. Hastane içindeki görev değişikliklerine itiraz etme, şikayet bildirme engellenmiştir, İdarecilerle görüşmeleri reddedilmiş, dilekçelere cevap verilmez hale gelmiştir. En fazla Mobbing e uğrayan kesimlerin başında sağlık çalışanları gelir ama bu bilinmez ve duyulmaz.

 

MOBBİNG VE ŞİDDETİN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ

Yetkililerden sağlık çalışanlarına daha fazla baskı yapmamalarını, personel üzerindeki Mobbing ve şiddetin kaldırılmasını istiyoruz.

Yüzlerce sağlık personeli korktuğu için psikolojik tedavi alamayarak intihar eğilimine düşüyor.

Sağlık Çalışanlarının  idareciler tarafından MOBBİNG' e maruz kalmaları, hasta yakınları tarafından şiddet ve darp edilmeleri, hakkettikleri ücreti alamamaları ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler  gibi sorunlar hala daha çözüme kavuşturulmuş değildir.Bu nedenle; Akademisyen ve idari personele Üniversite Yönetimleri tarafından yapılan ülkemizde SAĞLIK ÇALIŞANI HAKKININ, adalet ve  eşitlik düzeyinin düştüğü nün öncelikle tüm sorumlular tarafından kabul edilmesi ve bu alandaki sorunların yeni bir bakış açısıyla çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

Bu vesile ile  tüm insanlığın, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde belirtilen temel hak ve özgürlüklerden istifade edebildiği ve her alanda insan haklarının öncelikli olarak kabul gördüğü bir gelecek temennisiyle tüm Sağlık Çalışanlarının ''10 Aralık Dünya İnsan Hakları” gününü kutluyor, mutlu bir gelecek diliyorum dedi.