YEDİ BELA HÜSNÜ HEPİMİZİ…
Çok korkuyorum, başım belada
Çok korkuyorum, başım belada. Tir tir titriyorum!
Referandumda evet çıkarsa, beni kim koruyacak Yedi Bela Hüsnü’den? Ödümü yerinde bulursam anlatmaya çalışayım…
Bir halt ettim ve referandumda “Evet” diyeceğimi çok önceden beyan ettim. Arşivler çarşaf çarşaf benim evet diyeceğim yönündeki yazılarla dolu. Yedi Bela Hüsnü’nün hayırcı olduğunu bileydim hiç böyle bir halt yer miydim?
Yedi Bela Hüsnü namıyla tanınan CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt evet çıkması halinde 9 Eylül 1922’de olduğu gibi bütün evetçileri denize dökeceğini beyan etmiş. Hüsnü bu, asla şaka da yapmaz ki!
Meseleyi tam olarak anlatayım da kafanız karışmasın. Korkudan cümle kuramıyorum, anlayın lütfen!
CHP’nin yarı resmi bir televizyonu var, Halk TV. Çok objektif yayın yapıyorlar! Orada; eskiden sermaye tetikçiliği yapıp, pastane denetlemeyi dürüstlük zanneden, altın varaklı saçlı Uğur Dündar adında kronik bir Tayyip düşmanı var. Uğur’un Halk Arenası isimli programına Yedi Bela Hüsnü abi çıkmış.
Hüsnü abi bu, konuştukça açılıyor. Programı seyreden kalabalık zaten eğitimli. Pavlov’un klasik koşullanma deneyinde olduğu gibi hatibin sesi yükselince veya Uğur devreye girince başlıyorlar slogan atmaya: “Mustafaaa Kemal’iiin askerleyiiiizzz”
Hüsnü abi biraz kendi sesinden tahrikiyle, biraz da sivil bünyede postal ruhu taşımaktan rahatsız olmayan fevkaladenin fevkinde laik, ilerici, aydınlık grubun gazıyla hızını alamıyor ve bütün evetçileri denize dökeceğini beyan ediyor.
Gerçi gelen tepkilerden sonra hafif gerime deyip; “Ben 1922’de denize dökülenleri kast ettim” dese de aslında geri adım atmayıp sözlerimin arkasındayım diyor. Hüsnü abi bu, geri vites olmaz ki!
Muhafazakâr/milliyetçi kökenden gelen klasik Anadolu kırosu olduğum için tarih bilgim kıt tabii ki! 9 Eylül 1922’de kimlerin denize döküldüğünü bilmiyorum. Eee haliyle beni bir korku aldı ki, sormayın.
Ben o tarihte de bir referandum yapıldığını ve evetçilerin denize döküldüğünü düşünmeye başlamıştım ki, bir arkadaşım bana; “Ya ne alakası var? Kurtuluş savaşında denize dökülen Yunanlılarla demokratik hakkını kullanan bir Türk vatandaşı nasıl aynı kefeye konur? Bu açıkça millet iradesini tehdittir…” deyince iyice sinirlendim.
“Hormonlu kıro! Hüsnü abiden daha mı iyi bileceksin?” diye arkadaşımı azarladım. Aslında amacım, olurda bu yalakalığım Hüsnü abinin kulağına giderse, benim açımdan hafifletici sebep oluşturmaktı! Az biraz etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaya çalıştım diyebiliriz…
*****
Şeyyy, ne yapsam, ne yapsam…?
Hah, buldum…
Evetten vazgeçtim. CHP Genel Başkanı Kemal abiyi çok sevdiğimi defalarca yazdım. Arşivler şahidimdir. O bana torpil yapar!
Kemal abi, Kemal abi… Yedi Bela Hüsnü abiye söyle, vdigera pişmanım! Referandumda hayır diyeceğim. Bak ölünü öpeyim doğruyu söylüyorum!
*****
Şimdi bunlar benim nedametime inanmazlarsa… En azından beni Hazar Gölü’ne dökseler bari! Kapımızın önü sayılır, rahat rahat telef oluruz! İzmir’e kadar, ooo hooo!
Hiç dert yanma Cengiz. Eşek kadar adam oldun, saçında neredeyse bir tek tel siyah kalmadı, halen daha bi çağdaş şeysi olamadın!
Daha bir baştan sona Onuncu Yıl Marşı’nı bile ezbere bilmiyorsun. Dua et de denize döksünler! Yoksa…!