Hayatını sanata adayan insanlar, bu dünyaya farklı açılardan yaklaşır; kimi onu bir pencereden seyreder, kimi ise kapısından içeri adım atar. Siz de şimdilerde beni sanatın kapısında, etrafı gözlemlerken bulabilirsiniz. Görüyorum ki herkes bir yere yerleşmiş, konumunu almış. Ülkenin kültür sanat etkinliklerinde, işin tüm yükünü omuzlayıp kendini geri plana atan koordinatörler olduğu gibi, sanatın farklı alanlarında zirveye ulaşmış isimler de var.
30 Nisan 2025 tarihinde, yaklaşık 60 yıllık sanat hayatında neler yaptığını, neler gördüğünü ve bize neler sunduğunu konuştuğumuz değerli sanatçımız Neyzen ve Bestekâr Doğan Sever'di. Kendisi, Türk Sanat Müziği'nde benlik yoluna kapılmadan büyük işlere imza atmış bir isim. Dün ise, başta Şener Bulut olmak üzere diğer kurumların da yardımı ve aracılığıyla onun adına mükemmel bir sunum gerçekleştirildi.
Öğle saatlerinde Fırat Üniversitesi Bahaddin Ögel Salonu'nda Resmiye Tokgöz'ün yazdığı “Bir Bestedir Hayat” kitabı tanıtıldı. Programda ilk olarak hocalarımız ve anıların sahibi Doğan Sever birer konuşma yaptı. Ardından Manas Yayıncılık katkılarıyla hazırlanan, film tadında bir belgesel sunuldu ve çeşitli belgeler takdim edildi. Böylece programın kitap tanıtım kısmı sona erdi.
Sonra, saat 20.00 civarında Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek olan konsere gittik. Sanatçılar ve misafirler yerlerini alıyordu. Ben de o sırada sahnenin arkasında sanatçı Mircan Özel ile kısa bir sohbet gerçekleştirdim ve kendisine sanatını icra ederken dinleyicisi olarak bana 90'ları anımsattığını söyledim. O sırada, biraz da heyecanlı gördüğüm Serap Tapan sunum için hazırlık yapıyordu. Zaten önceki sunumlarından da bildiğim üzere, diksiyonuyla program boyunca kaliteli bir işe imza attı.
Yerlerimize oturduktan sonra sırasıyla beş sanatçımız üçer şarkı seslendirdi. TRT Türk Sanat Müziği kalitesinde, Doğan Sever'in besteleri için güçlü sesler seçmesi ve bu seslerin de bu besteleri seslendirmeyi kabul etmesi, yapılan işin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Seslendirenler; Mircan Özel, Erdal Özer, Deniz Yıldırım, Funda Kova ve Naci Sönmez.
Ve Naci Sönmez
Saat 22.00'ye yaklaşırken, ömrünü müziğe adamış değerli usta sanatçımız Naci Sönmez'in o akşamki son sanatçı olarak sahneye çıkması benim ilk canlı dinleyişim olacaktı. Kendisine ait bir YouTube kanalı bulunuyor ve oradan kendisini dinledim ama canlı dinleme şansını ilk defa bugün yakaladım. Seslendirdiği her şarkıdan önce seyirciyle kısa bir sohbet gerçekleştirmesi ve şarkıların hikâyesini kısaca anlatması takdire şayan bir hareket. Seyirciye karşı yapmacıksız övgüyle bahsetmesi, tecrübenin mütevazılıkla sürdüğünü gösteriyor. Seslendirdiği ilk şarkının güftesi Bedrettin Keleştimur'a aitti. Tabii o sırada Bedrettin Keleştimur yanımda oturuyordu. Sahneden yazara seslenerek onu insanlara göstermesi, bir işin tek başına değil, birlikte yapıldığında daha iyi sonuçlar verdiğinin bir göstergesidir. “Seyreyle aşk nehrini, Bozkırlara, can verir… Şükreyle emanet mihrini, Ecrini Rahman verir.”
Ve ardından, Cenanî Dökmeci'nin içli mısraları ile Şair Süleyman Bektaş'ın derinlikli şiirleri yankılandı gecenin atmosferinde. Vakit, gecenin son demlerini işaret ediyordu; lakin o, son ana dek geceyi canlı ve diri tutmayı başardı. Buradan kendisine hayırlı ve sağlıklı bir ömür dilerken, sözlerine ve nağmelerine olan ihtiyacımızın daima süreceğini belirtmek isteriz.
Naci Sönmez'e dair kısa bir portre çizmek gerekirse; her şey, Harput ve Kars kültürlerinin o kendine has harmanını ruhunda ve sesinde taşıyan bir karakterin 48 numaralı evde dünyaya gelmesiyle başladı. İstanbul'da aldığı musiki eğitimi ve Zeki Müren'e duyduğu derin hayranlık, onunla ilk kez karşılaşan bir dinleyicide, sanki bir yerde Zeki Müren bir türkü seslendiriyormuş yanılsaması uyandırabilir.
Ancak, eserlerine daha yakından kulak verildiğinde, Naci Sönmez'in özgün tavrı ve kendine has yorumu tüm berraklığıyla hissedilir. Konuşmaya başladığında ise, yaş ve makam gözetmeksizin dinleyenleri etkisi altına alan bir bilgi birikimi ve üsluba sahiptir; sorulara verdiği gerekli ve yeterli cevaplar buna en güzel örnektir. Bizzat deneyimlediğim bu durum, anlattıklarımın bir güzelleme değil, gördüklerimin samimi bir yansımasıdır.
Youtube hakkında yazsından, Türk musikisinin kıymetli isimlerinden Naci Sönmez, Elazığ Musiki Cemiyeti, Devlet Korosu, Belediye Konservatuvarı ve Faslıbahar Türk Müziği Korosu'nun kurucusu olarak ömrünü Türk müziğine adamıştır. Sanat hayatı boyunca Türk müziği geleneğini yaşatma, geleceğe taşıma ve yeni nesillere bu eşsiz kültürü aktarma misyonuyla önemli çalışmalara imza atmıştır.
Bu platform, Türk müziği sevdalıları için benzersiz bir bilgi ve ilham kaynağı olmayı hedeflemektedir. Sanatımıza ait zengin repertuvarlar, eğitici içerikler, koro çalışmaları ve özel paylaşımlar aracılığıyla sizlerle buluşulacaktır. Türk müziğinin derinliklerine inmek ve bu köklü mirasa ortak olmak isteyen herkesi kanalımıza davet ediyoruz.
Son olarak, sanatçımızın 60 yıllık birikiminden seçilmiş özel içerikleri zaman zaman burada bulabilirsiniz…
Yorumlar 1
Bedrettin Keleştimur 07 Mayıs 2025 23:44
yüreğine sağlık... Allah kalemine güç versin... selam ve muhabbetle