Rüveyda Sadak

Sosyolojinin her tonuyla, tay

Rüveyda Sadak

Üslubun, değişime uğrayamadığı ve saygının, huzurlu bir muhabbet ile gerçeklik bulduğu ve en önemlisi de mekânı Mekke olan mevlit kandilinde, seyredilmesi gerek görülmeli bir film idi, ‘Tay’… Mekke sokaklarında yardım kavramını sakin bir dostluk tasviriyle anlatan, baş aktörleri bir at ve bir deve ile devam eden bir sanat seyredildi. Tay, film boyunca tekrar ettiği ‘Medine’ye gitmem gerekiyor, Medine ne tarafta’ cümlesiyle tutarlı bir girizgâh oluşturdu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) alemlere rahmet olarak kâinata teşrif ettiği Medine toprağını şereflendirdiği o gün, mevlit kandili olarak adlandırıldı. Filmin içeriğinde sosyal üslubun, olması gerektiği gibi anlatılması; günümüzde film teması, eğitici yönden pek mümkün olmasa da bu bir sinema çizgi filminden farklı bir eğitim pedagojisi olarak düşünülebilir. Aklın, fikirle geliştirdiği olgunluk sonucunda kötü kavramını, iyi kavramından ayırt etmek bir tay için filmdeki öğretici yön itibariyle aslında kolaydı. Çünkü anlatılan kavram bir dayanışmaydı. Dostluk kavramı, kendi başına yolda ilerleyen bir Tay’ın, tutarlı ve akılcı yolculuğuyla başladı. Jabal ile öğretici karakteri açıklayan fotoğraf, faydalı bilgilerle filme devam etti. Akıllı kavramının günümüz teknolojisindeki karşılığı, sosyal aygıtlardan ve yapay’ın zekâ figürlü çizgi karakterlerinden ziyade gerçek bilginin kendisiyle ifade edildi. Akıllı ve bilgin bir devenin; aklı, mantık ile pekiştirdiği tecrübeli bir yolculuk… Ve ‘Jabal’ın hayat tecrübesinin teşkil ettiği örnek resim, toplumda uyulması gereken birtakım kuralların da tabiî ki yer aldığı bir pedagoji kapsamını ihtiva etti. Tay, öğretici bilgilerin detayı konusunda hemfikir olunabilecek bir temayı seyrettirdi. Hayvanseverlik kapsamında ayrıca ifade edilen filmin sanatı, önerileriyle oldukça iyi bir kapsamı gerçekleştirdi. Söz konusu doğru ve yanlış kavramlarının açıkladığı bir değer vardı; iyilik, zaten iyidir ve kötülük zararlıdır. Özellikle yardım kavramıyla bir filmin, toplumsal olarak açıklandığı bir sosyolojiydi, Tay. Müşrik, put gibi yabancı kelimelerin ne anlama geldiği, hoşgörülü bir üslup ile ifade edildi. Bir hikâye gibi gerçeğin tasviri, açıklayıcı bir anlatım ve faydalı bilgilerle paylaşıldı. Gerçek ve yaşanmış olayları bir sıralamaya tabii tutarak, akıl ile tutarlı olan yorumlamayı da ayrıca anlatan bir bilginin ifadesi anlatıldı. Güvercin ve örümcek başlığıyla anlatılan masal, aslında gerçek bir hayatın, masal olmayan şekliyle bilgilendirerek değerlendirdiği oldukça donanımlı bir tür iletişim sosyolojisiydi. İfade sanatıyla olayların giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle akıcılık sağlayan özgün anlatımı gerçekleştirildi. Tutarlılığı ve gerçekle ilgisinin olmadığı filmlerin, hayal alemli insan ve kavramlar üzerinden reyting dikkatini yoğunlaştırdığına bakılırsa Tay filmi, oldukça profesyonel bir anlatım ile toplumsal gerçeği yüzleştiren bir sunum gerçekleştirdi. Kelimelerin moderne dair bir ağaç gibi budanarak, anlamı olmayan şekle getirildiği kuşkusuz. Bu kelimelerden biri olan toslamak kelimesini kullanan rol Tay’ı, yanlış bildiği toslamak kelimesinin yerine çarpmak kelimesini kullanabileceği önerisi, doğruyu yanlıştan ayırt edici bir detaydı. Film içeriğinde tekrarlanan paylaşım kavramı, yine özellikle hitap konusundaki saygı ve nezaket ile iyi yolculuklar nitelendirmesinin, geleneksel toplum değeri olduğunu örnekledi. Çizgi film kavramının çocuk yaş grubu için eğitici değil, eğlendirici olarak ifade edilmesi söz konusu iken, Tay filminin bir bilgi sosyolojisi olarak kazandırdığı pozitif katkılar, yadsınamaz bir gerçektir. Nitekim psiko-sosyal gelişim yönünden, sosyal uyum ve iletişim becerilerinin bir eğitim sosyolojisi şeklinde bireylere dair pedagojik olumlamayı, farkındalık geliştirerek açıklayan bir değer sosyolojisiydi. Tay filmindeki karakterlere uyarlanan bu değer, çocuk yaş grubu için bireysel öğrenmeyi, pratik yönden geliştiren bir doğrunun sunum haliydi.

 

Yazarın Diğer Yazıları