Rüveyda Sadak

Küreselden Bir Serbest Piyasa Ekonomisi

Rüveyda Sadak

Dünyada bir moda akım başladı. Daha doğrusu bir renk bir ütopik karakter,
toplumları negatif boyutuyla nasıl etkisi altına alır, sorusunu cevaplayan pembe renkte bir meta nesneden bir oyuncaktan bahsediyoruz. Oyuncak ve kültürel hegemonyanın denkleştiği bu figürü bilmeyen yoktur. Yapısı itibariyle çocuklara yönelik olumsuz örnek teşkili ve devamında yabancı uyarlamasıyla en çok izlenen filmlerin yine yabancı hitaplarla bireysel sempati uyandırması hala devam eden bir standart idi. Ve derken, sosyal medyanın müthiş faydacılık (!) kapsamında, devasa organizasyonla eşyadan kıyafete ve kısaca, içinde insan olan her şey bir pembe akımın ekol olma görevini idrak ediyor. Var olan her şey neredeyse pembe renge kaplanmış bir Dünya halinde devam ediyor ve burada bir tür tek tipleştirme vurgusu yapılıyor. Kapitalist sermayede görselin ağırlıkta olduğu ve sonuç olarak, tüketim kültürüne ideal bir kazanımın böylece mümkün olabileceğini gösteren ürün, standart şekli belirliyor. Hayali bir karakter olarak oluşturulan bu kavram, sözde mükemmel olan ve iletişimsizliğin aynı zamanlı kullanımıyla karmaşık anlamlar türetiyor. İletişimi olumsuz etkileyen bu durum, bireyin kültürel ve toplumsal olarak yabancılaşmasına yol açıyor.
Şimdi gündemde olan bir başka konu…

Manipülasyon, ekonomik sıkıntılar ve dolayısıyla ekonomik yönlü alışverişin alışılan mekânı marketlerden, dönem itibariyle okul alışverişleri hala devam ediyor.
Bir kitap varmış. Bir çocuk kitabı. Orijinali İngilizce olan kitabın asıl adı: Boy who ate everything (her şeyi yiyen çocuk)

Yanlış anlaşılmasın her şeyi yiyen derken, tabiî ki iştah kavramından bahsedilmiyor.
Evet, her şeyi yiyen bir çocuk varmış.  Bu ne bir masal başlığı, ne kitap, ne ödev ve ne de başka herhangi bir eğitici kulvarda kullanılabilir. Her şey kelimesi her dilde aynıdır. ‘Everything’ ya da ‘Her şey’ olarak ifade edilmesi, o kelimenin gerçek anlamını değiştirmez. Yaş grupları için bir prosedür değil midir, çocuk-yetişkin kategorisi? Çocuk grubu yaş aralığı için şiddete yönelik her şeyin bir sınırı olmasına karşın, bu yanlış davranışı onaylayarak, çocuk tarafından doğru bir şeymiş gibi algılanmasını sağlayan bir şey bir kitap olabilir mi? Kitap konusunda anlamsız ifade ve bilgiyle ilgisi olmayan bu korku temalı, olumsuz nesnenin, mantıksal boyut ve tutarsızlığını, bu nesneden birkaç cümleyle açıklayalım…

Yan komşumuzu yedim. (insandan bahsediyor)
Sonra ayakkabı, takı, diş ve karınca gibi görsellerle bir tür çocuk menü mü oluşturuldu ya da bu bir sempati oluşturma etkisi mi? Türkçeye çevirirken haya ettiğimiz bir cümlenin mevcut olduğunu, I ate my brother’s underpants ile maalesef görüyoruz. Etik değerlerin yok görüldüğü bu örnekler ve adının kitap olarak repertuara dahil olması, normal mi? Bu, çocuklarda kitap kültürünün yaygınlaşması belki de sempatik görünebilmesi olarak düşünülse de ancak bir sosyal sapma olabilir. Toplumsal inisiyatifin bu konuda çocuk-ergen psikolojisine dair olumsuz etkisi, sosyolojik olarak iyimserlik kabulünde çelişki oluşturacağı için söz konusu kitabın, okur kitlesi açısından nasıl bir bilgiyi öğretme amacıyla bu sunumu gerçekleştirmiş olabileceği düşündürücü. İnsan yemek, normal bir doğru mu? Kitap denilen bu nesne için birtakım yumuşatıcı seçenekler bile sunulmuş: Kahkaha öğelerin çocuklar için sempatik bir kitap biçiminde oluşu, olumsuzu olumlu gibi göstermeye çalışsa da 3 yaş grubu bir çocuk için insan yemek ne zamandan beri normalleşti. Ve şu cümleyle gelen bir güncel tavsiyede bulunulmuş ki meğer bu kitabı her çocuk okuyabilirmiş (!)

Yazarın Diğer Yazıları