
Kaşar Uzmanlığında (!) Hangi Kimya?
Rüveyda Sadak
Sebze-meyvenin manavdan, ekmeğin fırından, etin kasaptan alındığı toplumda, süt ve ürünlerinin şarküteriden alınıyor olması, gayet tabi bir doğru değil mi? O halde şarküteri kültürü için doğadan sofraya şeklinde uyarlanan bu klasik sloganın, oldukça yüksek seste olan reklamıyla gerçekten doğal olduğunu yine de düşünmek isterdik. Birtakım üretici tarafından süte su katılması, haklılık ve doğruluk payı olmayan bir yanlış. Elde edilen ürün, nicelik olarak oranı artırsa da buna dair herhangi bir haklı kazanç elde edildiğini söylemek, mümkün olabilir mi? Etik ve dini değerler kapsamında, istikrarlı olmayan bu üretim finansalı, bazı üreticilerin maksimum kâr amaçlı çeşitli stratejik planlamaları doğrultusunda, tüketiciyle bir arz-talep eğrisini oluşturmalıdır.
Su katkısız, süt ve yine katkısız kaşar üretimi ile arz-talep eğrileri, denge noktasında fiyat ve miktarın istikrarlı bir şekilde belirlenmesini böylece sağlayabilir. Süte su karıştırmak, üretimde maliyeti düşürmenin basit metotlarından sadece biri. Burada amaç, kısa vadede yüksek kâr elde etmek. Üretimde bazı üreticiler tarafından yapılan böyle fırsat odaklı metotlar; sağlanacak paydanın, pay kısmına oranıyla bütünlüğün kaybedilmesine sebep olurken, üretimde manipülasyon gerçeğini bir kez daha tekrarlıyor. Bu sebeple yüzdesel süt oranının, tolere edilemeyeceği gerçeği pek de yabancı bir kavram olmasa gerek. Ve şimdi de süt ürünlerden biri olan ‘Kaşar’ diyoruz. Tabi kaşar derken, sözün gelişi ve tamamen alışkanlık sebepli bir kullanım ile. Gıda manipülasyonunda, rakamları şaşırtarak kaşar ile gelen bu yenilik (!) şekil ve renk olarak aynı benzerlikte olsa da orijinal ürünün taklidinden başkası değil.
Nitekim 1 kg. kaşar üretimi için 13 kg. süt gerekirken, bunun minimal olarak neredeyse hiç masrafla tost peynir adı altında, piyasaya çıktığı görülüyor. Ürün, nişasta ve atık peynir ile oldukça şık (!) bir görünüm elde ediyor. Katkı maddesiyle karıştırılıp, elde edilen atık peynirin hammadde olarak üretime dahil edilmesi sonucu fırsatçılık oluşuyor. Üretim sırasında bu gibi gıda hileleriyle kimyası değişen ürün için, toplumun yani tüketicinin gıda olarak düşündüğü bu nesne, ne bir kaşar ve ne de tost peynir. Ve aslında c seçeneği yani hiçbiri. Bahsedilen ürün, doğallıkla ilgisi olmayan ve sadece kimyevi öğelerle içeriği değişen yapay bir gıda. Süt ürünlerin protein değer olduğunu hep biliriz. İçeriğinde bulunan kalsiyum ve diğer çok çeşitli vitaminlerle önemli bir görevi üstlenen bu ürünün, üretim içeriğindeki atık malzeme dolayısıyla steril olmaması ve sağlığa verebileceği zarar yönünde; etik, dini ve toplumsal değerlerin, neden göz ardı edildiğini düşünmüyor değiliz! Üretimden tüketime, gerçek bir doğadan sofraya temennisiyle diyelim.