
Haberde tebessüm: Filistin tanınıyor
Rüveyda Sadak
Gazze mekânında hayat... İnsan için bir mutfak ve yemeğin ol(a)madığı coğrafyanın adı, Gazze. Dünyaca ünlü bir resim değildir ve can kayıplarının kıtlık, açlık ve susuzluğa bağlı olarak gerçekleştiği Gazze’de insan, gelişmişlikten uzaktadır. Gazze’de insan faktörü, günlük hayat akışı içinde tekrarlanan normal karşısında ağlayan bir rutin üzeredir. Koşmak bir spor değildir, Gazze’de. Ve Gazze’de koşmak, bombalardan kurtulmaya çalışarak yaşamak için bir yön bulmaktır. Genç-yaşlı fark etmeksizin hayatta kalabilmek için mücadele etmektir, Gazzeli olmak. Markete gidince alınabilecekler sınırsız bir talep iken, arz ise marketin kendisidir. Nitekim bir birey olan çocuk, Gazze’de aksi yönünde olgun karaktere sahiptir ve market, bilemediği bir kavram olmuştur. Bilinçlidir çünkü hayatta kalabilmek için ekmek ve suyun gerekliliğinin farkındadır. Yere dağılan unu, tişörtüne doldurarak eve götüren yine bir Gazzeli çocuktur. Can kayıplarından sonra demografik yoğunluğun azaldığı ve bölgesel göç ile güneye doğru ilerleyerek, evini sırtında taşıyan bir Gazzeliydi. Paranın ihtişamı ile Dünya’nın merkezini bir hegemonya ve bireysel bir güç olarak bireysel bünyede bulundurmak bir şöhret ve devamıyla gücü, insandan öte tutan gelişmişlikten bahseder. Parkta eğlenen değil, sırtında un çuvalı ve su taşıyan, teneke konserve kutusundan ayakkabı oluşturarak yaşamaya çalışan da Gazzeli bir çocuktur. Ve güç, aslında para değildir. Güç, küçük olmasına rağmen Gazze’de hayatın sorumluluğunu olgun bir dirayetle taşımaktır. Gülmek ve ağlamak kavramlarını bir arada tezat olduğu halde yine de yaşamaya çalışmaktır çünkü umut mekândır, Gazze. Lüks bir lokanta değildir Gazze. Yemeğin bir sunumu yoktur ve yenilen yemeği, keyif niyetine eleştirerek değil, olması gerektiği gibi şükrün teşekkürü ile minnettar olmaktır, dualarla. Bilinir ki yemek, nimettir ve Gazze’de yemeğin önemi, şükürdür. Tencere, tabak, kova ile saatlerce yemek beklemektir ve yemeği şükrederek yiyebilmektir. İsraf, yoktur Gazze’de. Çünkü şükür vardır, daima şükür... Doğru olan, küçük bir çocuğun ağlamaktan ziyade, dik duruşudur mücadele ruhu ile… Merhamet, şefkat ile gerçekleşir, Gazze’de. Gazze’nin öyle büyük mağazalar, çeşitli kıyafetlerle dolu bir dünya hayatı yoktur. Gazze’de her şey olduğu gibidir, hayalet bir şehrin yaşamaya çalışan insanlarıdır her bir Gazzeli. Toprak yığınları, yaşayabilmek için uygun mekânı sağlamasa da ev, Gazze’de yaşayabilen insan demektir. Açlık, susuzluk 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’de var olan tek kavram ise de yaşayabilmek için insanın var olabilmesi yeterlidir. Ve ekmek, çevresel kırıntılarla dünyada israf edilirken Gazze’de un, önemli bir gerçektir. Konfor yoktur, Gazze’de. Su, içecek iken, un ise yiyecek olmuştur, dua ile. Gazetecilere ikram edebileceği çayın olmadığını ağlayarak anlatan yine bir Gazzeliydi. Mekân yoktu, Gazze’de. İnsandı Gazzeli ve Gazze her şeyden önce insandan oluşan bir toplumdu, yok olan bir insan topluluğuydu. Küresel, Filistin odaklı düşünme yönünde gerekli kullanarak, olumlu gelişmeler gerçekleştiriyor. An itibariyle kapsam; ülkelerin başlattığı Kanada, Avustralya ve İngiltere, Fransa ile başladı ve bu ülkeler, Filistin’i devlet olarak tanıdı. Filistin’in, tanınması son derece önemlidir. Diplomasideki değerin, Filistin olduğu ve böylece kaybolan Filistin’in bir ülke olarak ifade edilmesi, Filistin’e dair olması gereken mutabık bir inisiyatif idi. Filistin’in tanınması ile küresel farkındalık, Filistin’e dair olumlu bir fayda itibariyle toplumsal bir reaksiyon gösterecektir. Ve nihai cümle: Filistin tanınıyor.