Rüveyda Sadak

Bu Bir Kâğıt Değil Bir Değer

Rüveyda Sadak

Toplumun topluluğu okul ortamında bir değer manipülasyonu gerçekleşti. Duyarlılık, pozitif ve hoşgörü bileşenlerinin olmadığı ve yerinde tabir ile islamofobinin küreselden, günlük alışkanlığa dönüştüğü görülüyor. Hatta kapitalin etkisiyle bu duruma gayet normal denilmesi tabiî ki beklenilmesin. Bir okul kantini… Ve satılan ürünlerin tüketilebilirliği değil, nasıl tüketilemezliği söz konusu bir sorundu. Durum şöyle ki kantinden alınan bir tost ve devamında görülen akıl almaz şaşkınlık. Tost ürününün paket kısmıyla doğrudan dine ve kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’e hakaret niteliği taşıyan, değer ve saygıyla ilgisi olmayan ambalajdı bu. Bir ilkokulda karşılaşılan bu aykırı tutum, davranış etiğine tamamen aykırı şekilde yer aldı. İlkokul öğrencisinin tost ürününü satın aldıktan, tüketim kısmına kadar fark etmediği düşünülse bile haliyle çöpe atılacak bir değerin, dini değerin, kutsalın farkındasızlığı yaşandı. 

Boş bir levhanın zihni tarif edebildiği gibi gerçek bilginin de zihni meşgul eden olmamasıdır. Olması gereken ise değerli olan değere, dine değer vermektir. Dini hassasiyet, önemli ve kutsal bir değer olmalı. Dini bir değer olan Kur’an-ı Kerim, bu gibi hakaret niteliğinde ve olumsuzluk teşkil eden davranış biçimiyle değersizleştirildi. Bir dinin kutsalı olan kutsal kitaba karşı hassasiyet, duyarlılık gösterilmeli. Toplumsal dikkatin, Kur’an-ı Kerim kapsamında yoğunlaşacağı düşüncesiyle günümüzün tanımlanabilirliği maalesef dine hakaret boyutuyla sadece tesadüf (!) kelimesiyle özetlenen bir umursamazlık... Kur’an-ı Kerim’in ayetlerine duyulması gereken saygı, fobinin sadece Gazze’de değil, islamofobi şeklinde günümüz içerisinde yer aldığını böylece açıklıyor. Bireysel farkındalık bir toplumun değerlerine saygıyı gerektirir. Dini bir hassasiyet çerçevesinde, bilinmesi gereken şu ki… Tost kâğıdı olarak kullanılan ve kantinde öğrencilere sunulan herhangi boş bir kâğıt değildi. Dinimizin kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim sayfalarıydı. 

Öğrenciye dair, okul olması sebebiyle kâğıdın tarihçesi, oluşumu, aşamaları gibi bir ders bilgisi kavramlarından bahsedilmedi. Çünkü bu bir ders değildi. Dini değerlerin değersizleştirildiği okul kantininden bir yiyecek ve bir tost paketi olarak resmedilen bir saygısızlıktı. Abartmış olamayız, seküler dünyanın paradan ziyade ilgi alanlarından birinin sosyal medya tanımlı bir etik sorumluluğu, kültürel yönde değiştirmesini görünürde küçük çaplı fobinin, hobiye dönüştürülmesiyle anormal olanı normalleştiriyor. Dini çerçeve; fizikteki somut gerçeğin, dinin kutsalı olan Kur’an-ı Kerim’i zaten kabul etmişken, hangi mantığın gerekçesi olabilir, var görünen dini gerçeğe sebepsiz mana.

Yazarın Diğer Yazıları