Rüveyda Sadak

4 Gün Elazığ yöresel…

Rüveyda Sadak

16-19 Ekim Ankara Elazığ Tanıtım Günleri, Yöresel Ürünler Fuarında günü anlatan girizgâh ile Elazığ’ın olmazsa olmazlarından bir ürün, fırından sıcak buharıyla Yağlı Ekmek… Köfteciler Sokağı’nın patentli lezzeti meşhur Salçalı Köfte’nin, Elazığ Açık (tırnak) Ekmeği ile geleneksel Peynirli Ekmek ve daha çok çeşitli ürünlere doğru, Elazığ… Elazığ gastronomisi kapsamında yapılan yorum ve değerlendirmelerle organik içerikli doğal muhabbetler, fuar alanında toplum sosyolojisini yaşıyor ve yaşatıyor. Orcik, Badem Şekeri, Ağın Leblebisi, Peynir ve dolayısıyla Peynirli Ekmek... Peynirli ekmek derken bir tür tatlı olarak da düşünülebilen yöreselin, Elazığ mutfağındaki adıyla Peynirli ekmek, tuzlu bir pide değil şeker eklenerek pişirilen, pide grubundan geleneksel bir lezzeti ifade ediyor. Elazığ Yöreseli, gastronomi alanında tamamen organik bileşenlerle üretilen ve her biri kültürel bir değer ifade eden ürünler, özgünlüğüyle tanıtılıyor. Üzüm ve cevizi meşhur olan Elazığ’da, üzüm şırasından pişirilerek elde edilen bulamaç ve cevizin ipe dizilerek bütünleştirildiği kurutulan bir geleneksel olan lezzetin çerez çeşidi olarak Elazığ kültüründe yer aldığı Orcik, yöresel bir değer olarak tüketiliyor. Orcik, Peynir ve birçok ürünün envai türleriyle Elazığ Kapalı Çarşı’yı, Elazığ’daymış gibi düşündüren ve böylelikle çocukluk dönemi rol bilincini de ayrıca gerçekleştiren doğal ürünler sıralanıyor. Elazığ sofrası, yoğun içerikleriyle farklı şehirlerden gelen bireylere Elazığ’ın geleneksel lezzetlerini kültürel nezaketin ikram şekliyle sunuyor. Harput Köfte, İçli Köfte, Çiğköfte, Lahmacun, Kurutulmuş Biber, Kurutulmuş Dolmalık Biber ve Patlıcan, Elazığ usulü Tarhana ve Harput Dibek Kahvesi, Badem Şekeri ile ayrıca Orcik, sahne oluşturan görseli seyrediliyor. Bu fuarda ürünler yapay değil, tamamen doğal. Elazığ’da geleneksel olarak kullanılan Zeytinyağlı Yeşil Sabun, kendine has paket ve yapısıyla raflarda yerini almış görünüyor. Elazığ ile bütünleşen geleneksel mekân Kapalı Çarşı’nın, stantlar ilerledikçe değişik otantik özelliklerini görmek mümkün oluyor. Modern çağın sosyal medya hareketliliğine bağlı izole edilmişliğine rağmen toplumun, iletişim sosyolojisi kapsamında birtakım değerleri ifade eden hoş geldiniz söylemiyle, bireylerin toplumsal bir varlık olduğunu açıklıyor, mevcut kalabalık. Toplum, kalabalık içindeki moderne rağmen, geleneksel olarak değişmeyenlerden olan insan’ın, en azından diyalog olarak, nasılsın sorusuna cevaben, iyiyim kavramıyla teyit ettiği olumlama, toplumdaki organik muhabbeti yansıtan değerlerin niteliğiyle anlam buluyor. Ve ortam itibariyle nüfus, insan ve toplum şeklinde doğal bir sosyoloji yaşıyor. Günlük muhabbetlerle oluşan doğal kabiliyet, tebessümü birey olan ve toplumu, toplum yapan değerlerle mutluluk, tebessüme sebep oluyor. Yöresel fuarda müzik kapsamlı etkinlikler, Elazığ’ın geleneksel enstrümanlarından davul ve klarnet eşliğinde Elazığ halayı, günü doğallığıyla selamlıyor. Farklı şehirlerin kompozisyonu ve Elazığlı hemşehrilerin de bir arada olduğu fuar, sosyolojiyi karşılıklı diyaloglarla toplumsal ve doğal bir iletişim kaynağına dönüştürüyor. Bireylerin ikram ve alışveriş için teşekkür ile minnettarlığını ifade ettiği bir kültür seyrediliyor. Alışverişteki hareketlilik, yapılan samimi yorumlarla ürün fiyatlarının makul görüldüğü ve özgün tatlar ile aslında organik olan doğal ürünün farkındalığını açıklıyor. Organik köy ürünlerindeki doğallığın, olumlu yorumlarla beğeni kazandığı fuarda sadece yöresel gıda yönünden değil, toplumun dahil olduğu sosyal konulara da öncelik veriliyor. İnsanın yer aldığı her mekân, ihtiva ettiği sosyolojiyle samimi bir kültür alışverişini tamamlayarak tanımlıyor. Fuarın öncesinde yapılan tanıtımlarla muhabbet kapsamlı organik ürün farkındalığı, iletişim boyutuyla bireysel samimiyeti gerçekleştiriyor. El emeği doğal ürünlerin bulunduğu fuarda her adım Elazığ.

Yazarın Diğer Yazıları