Reuters Enstitüsü’nün 2025 yılı Dijital Haber Raporu yayımlandı.
Yakından takip ettiğim bu süreçte Google tarafından son bir yılda uygulanan ve özellikle haber yayıncılarını zor durumda bırakan politikaların gölgesinde, yapay zekanın rakipliğinde ve bireysel olarak benim çok uğraşmama rağmen bu süreçleri içeren akademik çalışmamın henüz tamamlanmamış olmasının üzgünlüğü ile heyecanla beklediğim bu rapor, çok önemli veriler sunuyor.
Tüm haber yayıncılarının bildiği gibi 2025 yılı, Google’ın kimilerine göre “sansür” kendilerine göre ise “güncelleme” politikaları nedeniyle kabus gibi gördüğü bir yıl oldu.
İnternet haberciliğinde, gazetelerin basım ve dağıtım sürecinin önemiyle aynı hayati aracı olarak görülen Google’ın bu politikaları birçok haber yayıncısını zor durumda bıraktı. Hem ulusal hem de yerel yayınlar bu politikalardan başta ekonomik olmak üzere birçok konuda yara aldı.
Bazı yayınlar, halihazırda mücadele ettikleri sorunlara bu “ölümcül” darbenin eklenmesiyle kapanmak zorunda kaldı.
Bugünlerde nispeten düzelen bir seyir çizgisi ortaya çıksa da yapay zekanın her geçen gün sektöre daha fazla dahil olmasıyla birlikte gelecekte haber yayıncılarını zor günler bekliyor.
Bunun en somut örneği ise Google’ın devreye aldığı yapay zeka destekli arama motoru. Dünyanın birçok noktasında ve Türkiye’de dijital telif yasası tartışmaları ekseninde herhangi bir internet haber sitesine ulaşmadan aranan tüm bilgi ve verinin özetlenebildiği bu yeni teknolojinin gelecekte haber sitelerini ne kadar zor durumda bırakacağını tahmin etmek zor değil.
***
İlk bölümde özetlediğim gibi Google’ın her geçen gün artan bir güce ve otoriteye sahip olması, kritik kararları tek başına alması ve yapay zeka rekabeti haber yayıncılarını zor durumda bırakan yeni sorunlar olarak görülüyor. Bu bölümde geçtiğimiz 1 yılda bilgiye ve habere olan ihtiyacın artma nedenlerine değinmek istiyorum.
Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş, ABD seçimleri küresel çapta bilgiye olan ihtiyacı artıran neden olarak herkesin rahatlıkla örnek gösterebileceği durumlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum elbette ki Reuters Enstitüsü’nün 2025 yılı Dijital Haber Raporu’nda da yer aldı.
İnternet teknolojisinin yaygınlaşma hızının devam etmesi, yayıncıların sayısının artması ve diğer tüm teknolojik gelişmeler de 2025 yılında insanoğlunun bilgiye ve dolayısıyla habere ulaşma ihtiyacının artmasına neden olan diğer konular olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyadaki gerginliğin, savaş ve komplo teorilerinin, iklim krizi, salgın hastalıklar gibi konuların gündemden hiç düşmemesi gelecek yıllarda da habere olan ihtiyaç eğrimizin aşağı yönde bir ivme çizmeyeceğinin ipuçları olarak görülebilir.
***
Değerli okur ve yayıncılar, ilk iki bölümde uzun bir süredir takip ettiğim ve bizzat sektörde bulunarak katlanmak olduğum zorlukları özetlemeye çalıştım. Tüm bu yorumlar, Reuters Enstitüsü’nün 2025 yılı Dijital Haber Raporu’nun bizlere sunduğu verilerle karşılaştırıldığında odaklanmamız gereken temel meselesinin kurumsal gazeteciliğin geleceğin ne olacağı yönünde daha fazla tartışma yapmamız gerektiğini gösteriyor.
Raporda yer alan verilere bakıldığında ne yazık ki habere olan güveni bu yıl da koruyamadık. “Pazarlar genelinde her on kişiden dördü (yüzde 40) haberlerden bazen veya sıklıkla kaçındığını belirtiyor. Anlaşılan o ki kurumsal gazeteciliğin aşağı yönlü ivmesi, özellikle alternatif olarak görülen ancak bu doğrultuda sıkça tartışılan Sosyal Medya Yayıncılığı’nın her geçen gün daha da artması gazeteciliğe ve habere olan güvenin sarsılmasına neden olacak.
***
Bu noktadan sonra, hayalini kurduğum konuların başında kurumsal gazeteciliğin ne olduğunu, dijital yayıncılığın yükselişinin neden kontrol altında tutulması gerektiğini ve Türkiye’de internet haber yayıncılığını karşılaştığı sorunların nasıl çözüleceğine dair tartışmaların yapılabileceği bir ortamın oluşmasıdır.
Kurumsal gazeteciliğin; şeffaf, tarafsız ve kurumsal yönlerinin geliştirildiği ve dijital yayıncılığın; kripto, iftira, yalan ve dezenformason potansiyellerinin kontrol altında tutulduğu bir yasal düzenleme ihtiyacı artık görmezden gelinemez.
Google’ın her geçen gün tekelleşmesi, tüm gücü elinde bulundurması, küresel medya şirketleri olan Youtube, META, Tiktok vb. yapıların yine Google gibi küresel çapta karşı konulamaz bir güce sahip olması Türkiye’de yayıncıların korunması gerektiğini, Dijital Telif Yasası gibi hukuki çerçevelerin zorunluluğunu net bir şekilde gösteriyor.
Bir özeleştiri olarak kurumsal yayıncıların da yapması gereken ve hiç geç olmadan bugünden itibaren atması gereken ilk adım ise dijital medya olanaklarını daha verimli bir şekilde kullanılmasıdır.
Biraz uçuk bir örnek olacak ama bir gazeteci ameliyathaneye girip herhangi bir ameliyatı gerçekleştiremez ancak sıradan bir insan herhangi bir stüdyoya grip herhangi bir kişi hakkında rahatlıkla iftira atıp bunu milyonlarca kişiye ulaştırabilir.
Bu doğrultuda, kurumsal gazete ve gazeteciler halkla kopan bağlarını yeniden inşa etmeli ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek yetkinliklere sahip olmak için mücadele etmelidir. Ne yazık ki bunun için çok fazla zamanımız yok.
***
Reuters Enstitüsü’nün 2025 yılı Dijital Haber Raporu’nun sunduğu bazı önemli bilgiler.
- Dünya genelinde haberden kaçınma oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında yüzde 61 oranla ne yazık ki yer alıyor.
- Dünya genelinde habere ulaşmak için en fazla kullanılan uygulama Facebook olurken Türkiye’de ise Instagram.
- Kurumsal Gazeteciliğin etkisi azalmaya devam ediyor, sosyal medyadan oluşan alternatif medyanın etkisi artıyor.
***
Bir tebrik, Reuters Enstitüsü’nün 2025 yılı Dijital Haber Raporu, bu yıl Sırbistan’ın da eklenmesi ve 100 bin katılımcı ile dünyanın neredeyse yarısına tekabül eden bir alanı kapsamına aldı.
Bir hayal, Türkiye’de neden böyle bir enstitü olmasın?
Bir eleştiri, bu raporun ana sponsoru neden Google?