Ömer Enes YILAR

Bir hayal daha mı?

Ömer Enes YILAR

Son zamanlarda sık sık algoritmalardan, küresel medya tekellerinden, milyar dolarlık reklam pastasından konuşuyoruz. Konuşuyoruz ama konuştuğumuz yerde kalıyoruz. Ne zaman bir yerli alternatiften söz edilse ya “tutar mı bu?” diyen bir ses yükseliyor, ya da “zaten geç kaldık” cümlesiyle umutsuzluk yayılıyor. Fakat bazen geç kalınmış gibi görünen işler, tam zamanında başlar. Belki de mesele, zamanı kovalamaktan çok, inatla yola çıkabilmektir.

Bu hafta gündemime aldığım konu, yine teknolojik bir hamle ama sadece bir yazılım ya da sosyal medya uygulamasından ibaret değil. Aslında bahsettiğimiz şey; milli bir vizyonun, dijital dünyada da kendine yer açma gayreti. Selçuk Bayraktar’ın yönetim kurulu başkanı olduğu Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı tarafından geliştirilen NEXT Teknofest Sosyal, tam da bu arayışa bir cevap olarak karşımıza çıktı.

NEXT, klasik anlamda bir sosyal medya platformu. Ancak alıştığımız yapılarla arasında çok net farklar var. Öncelikle reklamsız bir yapı vaat ediyor. Yani bir süre sonra algoritmanın sizi hangi içeriklere maruz bırakacağını düşünmek zorunda kalmayacaksınız. Özellikle bu konuda egemenliği elinde bulunduran küresel güçlerin boyunduruğu altında olmaktan kurtulacağız. Ardından yapay zekâ entegrasyonu geliyor: “T3 AI” adını verdikleri yerli bir yapay zekâ modeliyle içerik akışı daha adil, daha kontrol edilebilir hale getirilmeye çalışılıyor. Üstelik veri güvenliği konusunda da iddialı bir söylemle geliyor: Kullanıcı verilerinin Türkiye’de kalacağını açıkça belirtiyorlar.
Bu yazıyı yazarken şöyle bir düşündüm… Peki neden bu kadar heyecan verici olsun ki bu gelişme?

Cevabı basit. Çünkü her yıl milyarlarca lira, reklam harcamaları adı altında Meta’ya, Google’a, ByteDance’a (TikTok) gidiyor. 2024 yılında dünya genelinde sosyal medya reklam harcamaları 220 milyar doları geçti. Üstelik bu paranın yaklaşık %88’i sadece üç-dört küresel devin kasasına girdi. Türkiye’deki firmaların ve kurumların da önemli bir kısmı, reklamlarını bu platformlar aracılığıyla duyuruyor. Sonuç? Hem para dışarı gidiyor, hem de dikkatimiz. Ve en kötüsü, bu dikkat trafiği bizim üretmediğimiz algoritmaların insafına kalıyor.

NEXT’in tam da bu bağlamda, bir direniş olduğunu söyleyebiliriz. Elbette zor bir yolculuk olacak. Kullanıcıyı çekmek, içerik üreticilerini ikna etmek, kurumları platforma taşımak kolay işler değil. Hele ki algoritmik dengeden, küresel şirketlerin egemenliğinden kurtulmak hiç kolay değil. Ama bu yola birinin çıkması gerekiyordu, ve bu kişi belki de geçmişte “imkânsız” denileni başarmış biri olmalıydı.

Selçuk Bayraktar denilince aklımıza hep savunma sanayiindeki atılımlar, SİHA’lar, TEKNOFEST geliyor. Fakat bu kez savaş cephede değil, ekranlarda. Algoritmalarda. Görünmeyen ama çok güçlü bir alanda. Dolayısıyla bu platform yalnızca bir uygulama değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlık, kültürel özgünlük ve veri egemenliği adına bir çağrı.

Ben iyimserliğimi kaybetmiyorum. Evet, zorluklarla dolu bir yol bu. Ama daha önce de çok defa gördük ki; bazı işler, sadece yapanına inandığı için olur. NEXT, bugünden yarına bir devrim yaratmayacak belki. Ancak güçlü bir iradenin, yerli bir dijital ekosistem için ilk adımı olabilir. Bu nedenle desteklenmesi, tartışılması ve geliştirilmesi gerekiyor.

Sözün özü, belki bir sosyal medya platformu değildir dünyayı değiştiren… Ama onun etrafında şekillenen irade, bir ülkenin dijital geleceğini belirleyebilir. Şimdi bir kez daha sormak gerekiyor: İmkânsız mı?

Bence değil. Hele bu işi Selçuk Bayraktar yapıyorsa, hiç değil.
 

Yazarın Diğer Yazıları