Muhammed KURŞUN

Nereden Nereye…

Muhammed KURŞUN

Sıcak gündeme geçmeden önce 1998 yılında başladığım gazetecilik hayatımda ilk tanıştığım ve bilgilerinden de istifade ettiğim kıymetli meslektaşım Arif ÇAKMAK’ın vefatının üzüntüsünü yaşadığımı ifade etmek isterim. Arif ÇAKMAK denilince akla gelen mesleki hayatı boyunca dik duruşundan ve milli hassasiyetlerinden ödün vermeyerek gerçek bir Elazığlı modelini en iyi sergileyerek Gakgoşa en kıymetli mirasını verendir. Arif ÇAKMAK bir ismi bir idol olmuştur ve böylede olacaktır. Rabbim mekânını Cennet eylesin, yakınlarına sabır ve sevenlerine, tüm basın mensubu arkadaşlarıma başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin…

Gelelim ülkenin en sıcak gündemine yani PKK’nın lav edilmesi ve silahları bırakma kararına!

Nereden Nereye…

Malum bilindiği üzerine MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin 22 Ekim’de  PKK lideri Abdullah Öcalan'a, örgütü lağv etmesi koşuluyla çağrı yapmıştı bu çağrı “milat” olarak nitelendiriyor. O dönemlerde başkentte yoğun bir siyasi trafiği vardı hatta ne olduğuna anlam çıkarmak isteyenlerin 12 Mayıs’ta PKK tarafından yapılan açıklama ile noktalanmıştır. MHP için terörden besleniyor ve prim yapıyor diyenlerin yüz ifadelerini merak ediyorum hatta bir şey daha söylemek istiyorum; MHP ile helallik almanız gereklidir!

Öncesinde Ankara'da Çubuk ilçesinde bir araya gelerek ve sonrasında da 27 Kasım 1978’de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis köyünde kurulan PKK terör örgütü yapmış olduğu birçok kanlı eylemlerin 12. kongresinde 27 Şubat İmralı çağrısına müzahir kararlar alarak aslında 50 yılında sonunu ilan etmiştir. Bu süreci ta başından bugüne yakinen takip eden biri olarak ben 22 Ekim’de Sayın Bahçeli'nin açıklamasından sonraki günde köşe yazımda PKK’nı bittiğini yazmıştım!

Peki, bundan sonra ne olacak?

Önce önyargıların bataklığının kurtulmamız gerekir ve en önemlisi ucuz polemiklerle suni gündem yaratılmamalıdır. İdeolojik, ilkesiz ve ilkel takıntıları bir kenara bırakarak sürece destek vermeliyiz ve ‘Terörsüz Türkiye’ başlığını ilan etmemiz lazım.

Diyarbakır’da gözü yaşlı annelerin feryadına es geçmeden en azından empati kurmanın gayretinde olmamız gereklidir. Şehit analarımızın içi yaralıdır ve ben bu konuda ne derseler desinler sonuna kadar arkalarındayım, destekleyicisiyim. Lakin ülkenin bekası için alınan bu karar aslında hepimizin menfaati olduğunu da unutmamak gerekir.

Hülasa, Terörsüz Türkiye'yle ilgili tarihi gelişme ve kararların hayırlı olmasını dilerken unutmayalım ki; kazanan Türkiye'dir velhasılıkelam…

Yazarın Diğer Yazıları