Perşembe günü Beyaz Saray’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılacak görüşme, sadece iki liderin bir araya gelmesinden ibaret değil; Türkiye–ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin işaret fişeği olma potansiyeli taşıyor. Uzun süredir çeşitli başlıklarda gerilimler yaşayan iki ülke, bu zirve ile karşılıklı güven tazeleme ve sorunlu alanlarda yapıcı adımlar atma fırsatı bulacak.
Masadaki konular oldukça yoğun. Savunma alanında F-16 modernizasyonu ve F-35 programına dönüş olasılığı en sıcak başlıklar arasında. Ayrıca S-400’ler nedeniyle devreye giren CAATSA yaptırımlarının yumuşatılması ya da tamamen kaldırılması da Türkiye’nin en büyük beklentilerinden biri. Bunun yanında ticaretin geliştirilmesi, teknoloji transferi ve yatırım ortamının güçlendirilmesi de görüşmenin ekonomik boyutunu oluşturuyor.
Bölgesel güvenlik başlıkları da ihmal edilmeyecek. Suriye, Gazze, İsrail–Filistin meselesi ve genel anlamda Orta Doğu’daki dengeler, Ankara ile Washington’un farklı bakış açılarına sahip olduğu ancak ortak hareket etmesinin bölgede istikrarı artıracağı konular olarak öne çıkıyor. Bu noktada Türkiye’nin stratejik konumu ve jeopolitik ağırlığı, ABD’nin de göz ardı edemeyeceği bir gerçek.
Bu kadar başlıklar altın görüşmenin de uzun olacağı kanaatindeyim. Bu arada dünya basını da yakından takip edeceği aşikar. Aslında Beyaz Saray ilk defa dünya siyasetine yön verecek bir ismi ağırlayacak…
Hülasa, her şeye rağmen bu görüşmeye iyimser bakmak gerekiyor. Çünkü diplomasi, krizlerin içinden çıkış yolu bulma sanatıdır. Türkiye, bu görüşmeyle hem uluslararası arenadaki stratejik önemini bir kez daha hatırlatacak hem de geleceğe dair umut tazeleyecektir velhasılıkelam…