Bir soru var ki kimse yüksek sesle sormuyor:
İşveren bu kadar kazanırken, çalışana neden asgari ücret verir?
Mesele ne devlet,
Ne yasa,
Ne de zorunluluk.
Mesele tercih.
Bugün birçok sektörde ciro rekorları kırılıyor.
Araçlar yenileniyor, ofisler büyüyor, yatırımlar yapılıyor.
Ama sıra çalışanın maaşına gelince
Birden “şartlar zorlaşıyor”.
Kâr var,
Büyüme var,
Reklam var…
Ama ücret artışı söz konusu olunca hesap kitap başlıyor.
Asgari ücret bir tavan değil,
Bir tabandır.
Ama bazı işverenler için bu rakam
Adeta “verilebilecek en fazla ücret” gibi uygulanıyor.
Oysa gerçek şu:
Bir işletme çalışanı sayesinde büyür.
Ama büyüdükçe ilk unutulan yine çalışan olur.
“Piyasa bu” deniliyor.
Peki piyasa dediğimiz şey kim?
Çalışanı yok sayan bu düzeni kim ayakta tutuyor?
Kimse hayırseverlik yap demiyor.
Kimse zararına maaş verilsin de demiyor.
Ama kazancın arttığı yerde ücret yerinde sayıyorsa,
Ortada bir adaletsizlik vardır.
Bugün asgari ücretle çalışan milyonlar, Sadece emeğini değil, sabrını da satıyor. Asgari ücret yasal olabilir. Ama her yasal olan adil değildir.
İşveren kazanırken çalışan yerinde sayıyorsa,
O iş büyümüyor demektir.
Sadece dengesizleşiyor. Buradan vicdanlı işverenlerimize sesleniyorum korku mizan terazisinde olsun!
Hülasa, bir işveren yüksek kâr açıklayıp çalışana “asgari”yi reva görüyorsa, Sorun ekonomide değil, vicdan terazisindedir velhasılıkelam…
Bu arada bahis oyunları gibi ne olur diye sormanıza gerek yok çünkü beklentilerin altında (26-27 bin ) olacağı aşikar ve kaldı ki en az 35 bin olmalı olduğunu da düşünüyorum.
