Okuduğumda etkisinde kaldığım güzel bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum ve sonrasında bununla ilgili iki yorumum olacak…
“Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.
İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: ‘Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?’
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş:
Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir…”
Nasıl mesaj net mi?
Evet, bu hikâyeden anlaşıldığı üzere birinci yorumum şu ki; kendimizi geliştirmek, kendimize zaman ayırmak, zayıf yanlarımızı geliştirmektir baltamızı bilemek! Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için önemli bir adımdır.
İkinci yorumuma gelince, bazen hayat ile ilgili strateji belirlemek zorundayız. Gerçekten öyle ilginç şeyler yaşıyoruz ki gerçekten de bazen aklım ermiyor. Özellikle ekonomik sorunlar ve geçim sıkıntısı insanları tahammülsüzlükten maalesef uzaklaştırıyor. Karşılıklı hoşgörü ve saygıdan noksan bir halde yaşamaya devam ediyoruz ve bu davranış bozuklukları korkunç bir öfke patlamasına yol açıyor.
Ben derim ki; kendimizin artık silkelenme zamanı gelmiştir!
Birey olarak yapıcı ve uzlaştırıcı olmalıyız daha da önemlisi strateji belirleyerek baltamızı bu doğrultuda bilemeliyiz…
Hülasa; kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Şayet başarılı, mutlu ve doyumlu olma düşüncesinde isek baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız velhasılıkelam…