İlhami BULUT

Yemin

İlhami BULUT

                İnsanoğlu söylediklerine kuvvet kazandırmak, muhatabı ikna etmek, sözlerinin doğruluğuna inanılmasını sağlamak amacına yönelik olarak yemin müessesine müracaat ettiği bilinmektedir. 

                Anayasamızda, hukukumuzdaki yemin metinleri;
                Cumhurbaşkanı; Anayasanın 103.maddesindeki metinle, milletvekilleri de yine Anayasamızdaki metin üzerinden yemin ederler.
            Mahkemelerde ise H.U.M.K. göre şu şekilde vatandaş yemin eder.
             “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.”
             Bunun yanında askerlik yemini var, bir de Hipokrat yemini,
             Bunların dışında; gerek insanları inandırmak maksadıyla gerek yemin gerekse bir bahis konusunda toplumumuzun kültüründe bulunan sözleri şu şekilde sayabiliriz.
           Gavurun kılıcına gelem ki. Tuttuğum oruç, kıldığım namaz gavurun olsun ki. Anamın, babamın hayrını görmeyeyim ki. Ölümü öpesin ki. Dinim gavurun olsun ki. Elim, ayağım çekile ki. Can derdine düşeyim ki. Gözüm kör olsun ki. Dilim lal olsun ki. Ekmek gözümü kör etsin ki. Güneşe kör bakayım ki. Elim eğile ki. Canımın hayrını görmeyeyim ki. Torba takıp dileneyim ki. Ağzım eğilsin ki. Dilim lal olsun ki. Yatağa yapışayım ki. Allah canımı alsın ki. Ekmek bulamayayım ki. Ekmek beni çarpsın ki. Su gibi kanım aksın ki…..devam eder gider.
             Mesela, bir İngiliz, Fransız, Alman yaşamlarında bu tür yemin veya bahse tutuşurlar mı, yaptığımız kısa kapsamlı araştırma da, Örneğin, bir Alman, karım boş olsun ki demez veya bir İngiliz, torba takıp dileneyim ki, demez yine bir Fransızın, ekmek beni çarpsın ki diye bir söz sarf etmez.
             Bunun bizde niye böyle yaygın olduğu yönündeki araştırmalarımızda; yukarıda isimlendirilen milletlerin yerleşik düzende yaşadıkları, oysa biz Türklerin uzun yıllarca göçebe hayatı yaşadığımızı, çok çeşitli milletlerle iç içe yaşamış olmamız; binlerce yıl bir nevi seyyah yaşımın da getirdiği farklı kültür harmanlamaları ile yaşamımızda yer aldığını sanıyoruz.
             Ayrıca; önceki yıllarda, adalet sistemi farklıydı, her anlaşmazlığı kadının çözmesi mümkün değildi, yöresel ve bölgesel çapta da, adalet tesis edilirdi bilindiği gibi, köy ağaları, beyleri, muhtarlar zaman zaman adalet yerine hükmettiklerini biliriz.
            Buna bağlı olarak. Yemin konusu, söz verme biçimi genişletilmiş olsa gerek.  
            Kırk yıldır Almanya’da yaşayan bir arkadaş, bir sohbet sırasında; Almanlar hiç yemin etmezler dedi.  
             Bu çok dikkatimi çekti, ben de; bu konuyu merakla, orta ölçekli bir araştırma ile siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmak istedim.
 

Yazarın Diğer Yazıları