‘Elazığ Kalemleri’ isimli kitap çalışmamız; hayatın etüdünü yaparak, nirengi kareleri kendi tarzıyla şiirlere taşıyan; Elazığ’ın kara bağrından neşet etmiş bir şairimizle devam ediyor.
Bu şair ve yazarımız Mehmet Şükrü Baş;
1944 yılında Elazığ’da dünyaya gelen şair; ilk, orta ve lise tahsilini aynı şehirde tamamlayarak; geçim yolu olarak memuriyeti seçer.
Elazığ Adli Yargı Adalet Komisyonu Yazı İşleri Müdürü iken 1998 yılında emekliye ayrılan;
Gazeteci, yazar ve şair Mehmet Şükrü Baş’ın yaşam hülâsasını kendi kaleminden takip edelim.
“Sene 1950 olsa gerek il merkezine bağlı Lotoğlu (Gökçe) Köyü’nde bir kamyon homurdana homurdana Elazığ’a doğru yol alıyor. Kimler ve neler yok ki bu kamyonun kasasında; kadınlar, kızlar mı yok, gençler yaşlılar mı yok, keçiler kuzular mı yok.
Ne ararsan var. Bir de ben varım şehir yüzü görmemiş, kitap defter görmemiş, bakkal, kasap görmemiş ben.
İkinci gün merkez Atatürk İlkokulu’na kaydım yapılıyor, cennet mekân öğretmenim Şefik Sayılı’ya “Eti senin kemiği bizim” denilerek teslim ediliyorum.
Buradan mezun oluyorum, ortaokulu, liseyi burada okuyorum.
Askerlik dönüşü memuriyete giriyorum. Yalnızlığı sevmediğimden, yalnızlıktan korktuğumdan evleniyorum.
Dört çocuk babası ve sekiz torun sahibi oluyorum. Unumu eleyip eleğimi asmıyorum 1998 yılında emekli olunca,
Yerel bir gazetede günlük köşe yazıları yazıyorum,,,,,”
Evet; yazıyor, işte bu yazdıklarından dolayı biz de kendisinin hayatını yazıyor, tanıyor ve tanıtıyoruz.
Şairimizin;
“AZAP YOLU”
İsimli 118 seçkin şiirin yer aldığı 114 sayfadan ibaret şiir kitabı Nisan 2015 tarihinde okuyucusu ile buluşmuştur.
*
“Kaçıp sığınacak bir yer ararım
Bir güler yüz, bir sıcak ocak
Sarılacak bir dost ararım
Dizlerinde ağlayacak “
*
Diyen şair, şiir temalarını şiir kitabının ismiyle de müsemma hüzün ikliminde devşirir, esasen şair şiirlerinin hayatını ihtiva ettiğini bir söyleşide beyan eder.
*
“Bir garip sevdayı sardım başıma
Sazda ağladım, sözde ağladım
Dokunsalar tele, sel olur yaşım
Kemanda ağladım, neyde ağladım
*
Bir kara sevdaymış başımda benim
Hep ağlamakmış kaderim benim
Belki kınadı el-âlem beni
Aşikâr ağladım, gizli ağladım”
*
Şairin, lirik kıvamdaki şiirlerini bol miktarda hamasi şiirleri de takip eder: Prof.Dr.Bingür Sönmez’le Hasan Öztürk’ün müşterek çalışması sonunda klibi hazırlanan, Doç.Dr. Burhan Tarlabaşı’nın besteleyip, Şebnem Kısaparmak’ın yorumladığı “Sarıkamış’ta O Gece” şiiri gibi..
*
Dedem anlatıyordu… Ak saçlı Gazi Dedem,
Sarıkamış'ta gazi, Rusya'da esir dedem…
*
Derdi –‘‘Oğul, Sarıkamış neredir bilir misin…? ’
Ölüm kalım savaşı nicedir bilir misin…?
*
Yıl, Bin Dokuz Yüz On Dört, yirmi iki Aralık,
Sırtımızda bir yazlık, ayağımızda çarık.
*
Tahin yok… Taam yok… Ot bulsak ot yiyeceğiz.
Her dudakta bir tevhit… İnandık… Öleceğiz.
*
Yüz yirmi bin Mehmet, yüz yirmi bin çıplak nefer,
Karşıda Rus askeri, arkada Ermeniler.
Acımasız bir kış bu, dünya dondu donacak,
Ne bilsin Mehmet, bu yer ona, mezar olacak.
*
Kelime-i Şahadet dudaklarda son hece…
Akıl dondu, fikir dondu, bu nasıl bir gece?
*
O gece sabaha kadar kar, yağdı da yağdı.
Yüz yirmi bin Mehmet'ten otuz bini ancak sağdı.
*
Sabah ezanı... O gün, bir Harputlu okudu
Tabiat ilmik ilmik kardan kefen dokudu
*
Kalanlar hep bir ağızdan getirdiler tekbir…
Kar altında kaldı doksan bin kimsesiz kabir…
*
Bu namaz Meleklerin kıldığı bir namazdı,
Şehitlik mertebesi, onlarda birer hazdı
*
Kalanlar da sakattı, yarım adam oldular,
Onlar ki bölük bölük, Rus'a esir oldular.
*
Kangren olmuştu dizim, acımadan kestiler,
Götürdüler Rusya'ya, orda esir ettiler.
*
İşte o zaman dedim 'Keşke ben de ölseydim.'
Bunca yıl esareti, yaşayıp görmeseydim.
*
Ne olurdu o gün Mustafa Kemal olaydı,
Allahu Ekber dağlarından güneş gibi doğaydı
*
Boş yere demediler oğul, ona Atatürk,
O büyük asker, o bir dahi
Öte yandan;
*
Sevgiler susadı, gönül bahçemde,
Ne güzellik eski güzellik,
Ne arzular eski arzular,
Bir sızı kapladı ki benliğimi,
İçimi dağlar.
*
Utanmasam ağlayacağım ki... Ağlıyorum
Bilmiyorum yüzümdeki somurtkanlığı.
Niye mi sorma, bilemiyorum,
Ne yapsam boş, unuttum artık
Gülemiyorum.
*
Bir dalıp git te, birkaç sene öteye,
Ümitler vardı, ümitler yüreğimde,
Sevgi fidanları dikmiştim boy boy
Oysa şimdi acılar çöreklenmiş,
Acılar yüreğime.
*
Hep yarım kaldık, hep paramparça,
Bize ne yaptılar, niye yaptılar.
Ne sen, ne ben, ne de sevgimiz,
Senle ben şimdi, yarım kalmış.
Bir besteyiz.
*
Yarın mı, yok inanmıyorum,
Her yarın hasretlere halka oluyor.
Senden çok uzakta, hep senden ayrı,
Bir dünya varsa da,
Yaşanılmıyor.
*
Diyerek; “Yaşanılmıyor” isimli şiirleri de imzalayan şair Mehmet Şükrü Baş ayrıca güçlü kalemi ile takdir edilmeyi hak ettiği köşe yazarlığı ile de maruftur.
Üç bini aşkın köşe yazısı Nurhak Gazetesinde çıkarken, bir yandan da; Malatya Hâkimiyet Gazetesi’nde yazıları yayınlanır.
Yazarımızın bu köşe yazılarından bazıları; Türkiye dışında, Azerbaycan ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde pek çok sayıdaki antoloji, kitap, dergi, site ve gazetelerde yayınlanmış bulunmaktadır.
Elazığ Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti, Elazığ Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti üyeliklerinde bulunan ve ELAYŞAD. Kurucu üyesi olan yazar.
*
“Ben şairim çünkü ağlamasını biliyorum” der.
SAĞ SANDILAR
Ben yürüdüm o yürüdü,
Dört bir yanım, dert bürüdü.
Canımda canlar çürüdü,
Hala beni, sağ sandılar.
*
Ümidimi tükettiler,
Yüreğimi erittiler.
İnim inim inlettiler,
Hala beni, sağ sandılar.
*
İniltimi duymadılar,
Bir kaşık suda boğdular.
Yaramı tuzla oğdular,
Hala beni, sağ sandılar.
*
Hep gittiler, yalnız kaldım,
Mutluluğa baka kaldım.
Ben kendimi ölü sandım,
Hala beni, sağ sandılar.
*
**Şairimizin bu şiiri neyzen Doğan Sever tarafından
Hüseyni makamında bestelenmiş, devlet korosunda seslendirilmiş bazı dergi ve gazetelerde neşredilmiş ve pek çok şiir akşamlarında seslendirilmiştir.
“Edebiyatın her dalı ve Türk Sanat Müziği vazgeçemeyeceğim ilgi alanlarımdır. “ Diyen şair ve yazarımız.
ELAYŞAD tarafından yapılan 2.HARPUT KÜLTÜR VE SANAT BULUŞMASI ETKİNLİĞİNDE Sanayi ve Ticaret eski Bakanı Ali Coşkun tarafından verilen YAŞAM BOYU SANAT ÖDÜLÜ ile 81 ilin Gazeteciler Cemiyeti Başkanlarının katılımı ile Elazığ'da gerçekleştirilen BASIN KONSEYİ toplantısı nedeniyle Elazığ Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti tarafından ödüllendirilmiş bulunmaktadır.
“Hazar Şiir Akşamları”nda da yer alan şair; birçok il ve ilçedeki etkinliklere şiirleri, eserleri ile katılmış ve katılmaktadır.
Nesir dalında da“MÜHRÜNÜ SATAN ÜLKE” ve "BİR ŞEHİDİN BAYRAKLAŞAN MEKTUBU" başlıklı yazısı beş yüzü aşkın sitede, dergi ve gazetelerde yayınlanmış, slâyt gösterisine dönüştürülmüş, yerel ve ulusal kanallarda işlenmiştir.
Bu şairimiz; ruhunda uyanan ve kabaran heyecanları hisli ve içli bir dille kendi tarzında, ekseriyetle lirik kategoride aşk, ayrılık, özlem, çaresizlik gibi hayat umdelerinden topladığı dramatik kareleri koyu ve yoğun bir şekilde şiirlerine taşıyarak; okuyucunun iç dünyasına yüksek bir desibelle seslenir.
Bu seslenişte; sadece iç dünyaya seslenişle yetinmez nesnel dünyadan –hayattan- kaynaklanan sahipsiz duygulara sanatı çerçevesinde hamilik yapar.
Genelde şiirlerinde insanın hayattaki ezilmişliğini öncelikler. Bunu kendi yaşamsal çizgisiyle bütünleştirerek acı bir kahve gibi okuyucuya takdim eden;
Günümüzün, Şehrimiz Elazığ’ın şair ve yazarlarından olan evli ve dört çocuk babası MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ; halen kelimenin tam manasıyla köşesine çekilerek kendi efkarıyla okuyup yazmaktadır.
İkinci baharım dediği; torunları Buğrahan, Metehan, Batuhan, Aslıhan, Seda, Sefa, Zeynep Miray ve Zehra Feray ile hayatını Elazığ’da sürdürmektedir.
Şiirlerinin temasından bahsederken aşktan da söz etmiştik; şairimizin onulmaz aşkının VATAN olduğu çok sarih bir şekilde hayatının her karesinde açıkça görünür.
Bu seçkin şair ve yazarımızla onlarca yıl teşriki mesaimiz ve kırkdörtlük yıllık dostluğumuz söz konusudur.
Şairimiz şiirlerini AZAP YOLU isimli şiir kitabıyla bir araya getirmiş bulunmaktadır.
“BÜNYESİNDE AHLAK OLMAYAN HİÇBİR ŞEY GÜZEL DEĞİLDİR” diyen şairimizi bir şiiriyle selamlayarak;
Sevdikleri ile huzurlu ve mutlu bir ömür diliyor ve teşekkür ediyoruz.
*
VATAN SEVGİSİ
Bu vatan sevgisi var ya, vatan sevgisi,
Hiçbir şeye benzemiyor.
Bazen ana oluyor Anadolu’da
bazen de bir baba ata yurdunda.
*
Ah bu vatan sevgisi,
Hep ileride hep önde,
Bir bakarsınız bir yetimin,
Bir bakarsınız şehidimin gözlerinde.
*
Bu vatan sevgisi var ya vatan sevgisi,
Ana kuzusu gibi, kınalı kuzular,
Bu yüzden ki, Sakarya’da Çanakkale’de
Yedi düvele karşı koydular.
*
Ah bu vatan sevgisi
Sevgilerin en yücesi
Can içinde can
Önce Vatan, önce Vatan…...Mehmet Şükrü Baş