
Vicdanları yok edemezsiniz
İbrahim Kayaoğlu
Sumut filosu hazırlığı yapmaya başladığı andan itibaren engellenmeye çalışıldı. İsrail limanlara baskı kurdu, ülkeleri tehdit etti, organizatörlere Gözdağı verdi buna benzer birçok zorluklar çıkarıldı. Gemiye binmeden aktivistleri susturmak, yıldırmak istediler. Vicdanlar henüz denize açılmadan o vicdanları boğmak istediler.
Ama olmadı çünkü vicdan korkuya, baskıya değil hakikate inanır.
Filo'nun gideceği yer Gazze idi. Gazze Filistin'di. Gemilerin yükü belliydi ekmekti, ilaçtı ve umuttu.
Silah değil, kin değil, Savaş değil. Yalnızca insanlık. İsrail bu yüzden korktu. Çünkü gemilerde insanlık onuru vardı vicdanların bir araya gelmesi hiçbir Kural tanımayın İsrail'i korkuttu. Çünkü o gemilerde insanlık onuru vardı vicdanların bir araya gelmesi hiçbir Kural tanımayan İsrail'i ürküttü. Çünkü o gemilere binenlerin neye ve niçin gittiğini dünya insanları biliyordu. Bin bir zorlukla gemiler yola çıktı denizlere umutlara yolculuk başlamıştı.
Ama İsrail yine kanun Kural tanımadan dünyaya meydan okurcasına gemileri el koydu. Aktivistlere insanlık suçu işledi hakaretler ters kelepçeler zindana atılmalar daha birçok rezalet.
O insanlık onurunu taşıyanlara terörist yaftası vurdu. (Birleşmiş Milletler ve benzeri kuruluşlar sadece seyretti. Tıpkı gazetecileri öldürürken hastaneleri sağlık çalışanlarını bombalarken kadınların çocukların üzerlerine bomba yağdırırken insanlık aç bırakılırken nasıl sustularsa yine aynı suskunluklarını gösterdiler.)
Aslında İsrail bunları yaparken kendisine yakışanı yapıyordu.
Bütün bunlar olurken insanlık onuru her geçen gün kendisini göstermeye başladı. Asıl teröristin İsrail olduğu vicdanlara kazınmaya başladı. Uluslararası spor müsabakalarından men edilmesi işin başlangıcı olarak gündeme geldi ve gün gelecek saklanacak yer bulamayacaklar bunu dünyada da Yaşar hale geldiler.
Evet, gemilere el koydu aktivistleri sınır dışı etti. Ama unuttuğu bir şey vardı asla vicdanların sınırı yoktur kişiler var oldukça vicdanlar yaşayacaktır. Bütün bu zalimlikleri yaparken ekmek götüreni suçlu ilan etmek yaraya merhem olmaya çalışana hedef göstermek insanlığa yapılmış en büyük iftiraydı. Aktivistler sadece insani yardım farkındalığını oluşturmak için yola çıkmışlardı. Bu onurlu insanlara terörist diyerek asla dünya kamuoyuna anlatamazsınız. İsrail'in asıl korkusu belliydi dünyanın ortak vicdanı. Çünkü o ayağa bir kalkarsa tanklar durur, ablukalar yıkılır, yalanlar çöker o yüzden somut filosunu engellediler. Ama vicdanın limanı yoktur duvarı yoktur sınırı yoktur. İşte dün bütün dünyada olduğu gibi Elazığ’ımızda da binlerce insan Gazze için tek yürek oldu. İzzetpaşa'a Camiinden öğlen namazına müteakip başlayan (Elâzığ’daki motor sever kullanıcıları motorlarıyla Filistin ve Türk bayrağı taşıyarak. Yürüyüşte renkli görüntülere sahne oldu.)Yürüyüş Cumhuriyet meydanında mitinge dönüştü. Ablukanın ikinci yılı dolarken meydanlarda yankılanan ses umut filosunun bıraktığı yerden yükseldi.
Gazze yalnız değil!
Vicdanlar susturulamaz.
Elazığ'daki bu buluşma bir şehirden çok fazlasını temsil ediyordu. Bu miting dünyanın her yerinde yaşayan duyarlı insanların kalbinde aynı yankıyı oluşturdu.
Çünkü Gazze artık sadece bir coğrafya değil insanlığın vicdanıdır.
Gemileri engellemeye kalkabilirsiniz, Sesleri kısmaya çalışabilirsiniz, zavallıları satın almaya kalkabilirsiniz. Parayla, zorbayla problemleri çözmeye çalışabilirsiniz.
Ama asla insanlığın vicdanını ne satın alabilir ne de susturabilirsiniz.
Sumud filosuna engel oldunuz ve durdurdunuz peki ya vicdanı?
O hala yolda
Her Dalgada
Her Meydanda
Her kalp'te
Zulmü ne kadar artırabilirseniz artırın ama asla vicdanlara dokunamayacak insanlığın onuruyla Vicdanlarınızda yok olacaksınız.