İbrahim Kayaoğlu

Öğretmenlik: Bir çocuğun kaderine dokunan sessiz emanet

İbrahim Kayaoğlu

Öğretmenler Günü, takvimdeki bir tarihten çok daha fazlasıdır. Çünkü bir öğretmenin gönülden yaptığı bir dokunuş, bazen bir çocuğun kaderine karışır. Hayatın en kırılgan anlarında insanın önüne çıkan o büyük yürekler, yıllar geçse de unutulmaz. Tıpkı Erzurumlu köylü bir çocuk olan Ercan’ın hikâyesinde olduğu gibi…

Kur’an-ı Kerim’de “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 9) buyrulur. Bilginin, öğrenmenin ve öğreten insanın yüceliğini anlatan bu ayet, aslında öğretmenin toplumdaki yerini en sade haliyle ifade eder. Öğretmen, ilmin taşıyıcısıdır; insanı cehaletin karanlığından alıp hikmetin aydınlığına çıkaran bir rehberdir.

Ercan, yatılı okul yıllarında kırılgan, içine kapanık, valizinden çok yalnızlık taşıyan bir çocuktu. İşte o yıllarda hayatına Kebanlı bir öğretmen girdi. Onu yalnızlıktan çekip aldı. Derslerde destek oldu, hayallerine dokundu, bir baba şefkatiyle, bir anne yumuşaklığıyla yol gösterdi. Ercan’ın gönlünde kök salan en büyük değerlerden biri “insan olma çabası” işte bu öğretmenin eseriydi.

Zamanla o küçük çocuk büyüdü. Makine mühendisi oldu, idealist bir genç olarak alanında söz sahibi noktalara geldi. Fakat yükseldikçe, hayatta onu ayağa kaldıran eli daha çok hatırladı. Öğretmenini aramayı, halini sormayı hiç bırakmadı. Çünkü bir hadiste buyurulduğu gibi:
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.”
Ercan da başarısının bir kısmını, kendisine faydalı olan öğretmenine bir vefa borcu olarak görüyordu.

Derken bir ilkbahar günü… Hava aydınlık olsa da Ercan’ın içine anlaşılmaz bir karanlık çöker. İçinde bir sıkıntı, bir daralma… Böyle zamanlarda her zaman yaptığı gibi öğretmenini aramak ister.
Ama bu defa telefonu açan öğretmeninin yakınıdır.

Ve duyduğu o cümle, insanın kalbini yerinden söken cinstendir:
“Öğretmeniniz vefat etti…”

Söz biter, nefes daralır, yol uzar. Ercan hemen Elazığ’a gelir. Gözyaşları içinde son görevini yapar. O büyük insanı rahmetle uğurlar. Öğretmeninin tabutu başında eğilirken aslında bir neslin vefa duygusu da görünür olur.

Taziyede Ercan Bey’le tanışmak ve İstanbul’da bir fabrikanın müdürü olan bu mütevazı insanı havalimanına bırakmak bana  nasip oldu. Yol boyunca anlattıkları, öğretmeniyle arasında kurduğu o özel bağ… İnanın ben de derinden etkilendim. Çünkü anladım ki:

Öğretmen hayattır.
Öğretmen izdir.
Öğretmen, insanın içindeki karanlığı aydınlatan bir kandildir.

Bugün öğretme görevini hakkıyla yapan tüm öğretmenlerimize sonsuz saygıyla…
Rahmete kavuşanlara dua, yaşayanlara selam olsun.

Hayatımızdaki tüm öğretmenler, anılarımızda her zaman yer alacak.
Ve biz onların emeklerini hiçbir zaman unutmayacağız.

Öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları