İbrahim Kayaoğlu

Gazze'de Ateşkes var! Ama insanlık yok

İbrahim Kayaoğlu

Ateşkes ilan edildi.
Kâğıt üstünde, diplomasi dilinde, ekran başında…
Ama Gazze’de hâlâ ölüm var, açlık var, yokluk var.

Hâlâ çocuklar ağlıyor.
Su yok, ekmek yok, ev yok, hastane yok, ilaç yok…
Yok, yok, yok…
Anneler, çocuklarının ağlayışlarını dinliyor; artık ağlayacak halleri kalmadan kahroluyor.
Ağabeyler, ablalar acılarını unutmaya çalışıyor; kardeşlerine sahip çıkmak için çocukluklarını geride bırakıyorlar. Henüz on, on iki yaşında birer çocukken, kendilerini kalkan gibi öne atıyorlar.
Babalar çaresizlik içinde kıvranıyor.

Ve tek sığınacak bir liman kalıyor: Allah.
“O ne güzel vekildir.”

İsrail, “Ateşkese uyuyoruz.” diyor.
Evet, bombaları birkaç günlüğüne susturuyor.
Ama zulmün şeklini değiştiriyor.
Yeni yerleşim yerleri açıyor, molozları Gazze’ye yığıyor, bahanelerle yeni tutuklamalar yapıyor, yeni ölümler gerçekleştiriyor.
Yetmiyor, tek geçiş noktası olan Refah Sınır Kapısı’nı kapatıyor.
Ekmek geçmiyor, su geçmiyor, ilaç geçmiyor.
Elinden gelse, hava ile irtibatını kesip insanları havasızlıktan öldürecek.

Yani ölüm bu kez sessiz geliyor.
Topla değil, tankla değil…
Açlıkla, susuzlukla, yoklukla geliyor.

Bu bir “ateşkes” değil,
Bu bir nefes kesme operasyonu.

Refah Kapısı’nın ardında binlerce yardım kamyonu bekliyor.
Kamyonlarda un, su, ilaç, bebek maması…
Ama kapı kapalı.
İsrail “güvenlik” diyor, dünya “endişeliyiz” diyor.
Ve Gazze’de insanlar açlıktan ölüyor.

Bu mudur ateşkes?
Bu mudur insanlık?

Bir de dönelim kendimize…
Yani “ümmet” dediğimiz bize.

Bir zamanlar Kudüs için sokaklara dökülen,
Filistin için ağlayan, dua eden Müslüman dünyasına bakalım.
Şimdi ne yapıyoruz?

Ekranda bir yıkım görüntüsü görünce içimiz sızlıyor,
Sonra başparmağımız “beğen” tuşuna dokunuyor.
Bir emoji, bir cümle, bir dua:
“Allah yardım etsin.”
Ve vicdanımız rahatlıyor.
Sonra dönüyoruz kendi dünyamıza…

Gazze yanıyor, biz paylaşım yapıyoruz.
Gazze ağlıyor, biz “hikâyemize” koyuyoruz.
Gazze ölüyor, biz sessizce izliyoruz.

Artık direniş meydanlarda değil,
Sosyal medyada “beğeni sınırında” yaşanıyor.
Paylaşımlar arttıkça tepkiler azaldı.
Dualar çoğaldı ama adımlar azaldı.
Ve Gazze, yalnızlaştı.

Hamas’tan silah bırakması isteniyor.
Ama önce kim silah bıraktı biliyor musunuz?
Biz!

Müslümanlar olarak vicdan silahını bıraktık.
Birlik silahını bıraktık.
Dayanışma silahını bıraktık.
Birbirimizi “mezhep, milliyet, politika” diye ayırırken, Gazze’yi unuttuk.

Bugün Gazze yalnızsa,
Bu sadece İsrail’in suçu değil.
Bizim de sessizliğimizin, konforumuzun, ekran başı duyarlılığımızın payı var.
Bir zamanlar “ümmet” denen o büyük kelime,
Artık sadece bir hashtag oldu.

İsrail ateşkese uymuyor, çünkü biliyor ki dünya sessiz.
Müslümanlar sessiz, çünkü ekran başında teselli buluyor.
Gazze artık sadece bir coğrafya değil;
Terk edilmişliğin, ihanetin ve utancın adı oldu.

Dünya seyrediyor,
Biz dua ediyoruz,
Ama Gazze hâlâ ölüyor.

Ve hâlâ birileri “ateşkes var” diyor.
Evet, var…
Bombalar sustu belki,
Ama vicdanlar sustu, kalpler sustu, ümmet sustu.

Gazze’ye düşen son bomba,
Aslında bizim suskunluğumuza isabet etti.

Yazarın Diğer Yazıları