İbrahim Kayaoğlu

Emekli'de Makas açılıyor...

İbrahim Kayaoğlu

Makas Açılıyor, İnsanlar Daralıyor: Maaş Zamlarında Sessiz Bir Felaket kapıda;

Türkiye’de her yeni yıl “zam dönemi”dir ama fark edilmeyen başka bir şey daha var: makas dönemi.
Maaşlar arasındaki fark her yıl biraz daha açılıyor, bu uçurumun en dibinde ise emekliler duruyor.

Yıllardır uygulanan “yüzdelik zam” sistemi, gelir adaletini sağlamak bir yana, tam tersine uçurumu büyütüyor. Çünkü yüzde üzerinden yapılan artış, zaten yüksek maaş alanların cebini daha da dolduruyor; düşük maaş alanlara ise “bir paket makarna eder mi” hesabı yaptırıyor.

Basit bir örnekle konuşalım:
10 bin TL maaş alan birine %40 zam veriyorsun → 14 bin oluyor.
50 bin TL maaş alan birine aynı oranda %40 zam veriyorsun → 70 bin oluyor.
E şimdi bu makas kapanır mı? Tam aksine, her zam döneminde iki maaş arasına bir kat daha fark döşeniyor.

Emeklilerin Dramı: Yaşamak mı, Yoksa Sadece Gün Saymak mı?

Emekliler için durum daha da vahim. Zaten düşük olan aylıkları, yüzde zam sistemiyle yerinde sayıyor. Pazar filesini doldurmak hayal olmuş, torununa harçlık vermek lüks hâline gelmiş. Elektrik–doğalgaz faturaları adeta “aslan gibi kapıda bekliyor”, markette en temel gıda ürünlerine bile yüz çevrilir olmuş.

Bir ülkenin büyüklüğü sadece köprüleriyle, yollarıyla ölçülmez. Emeklisini, dar gelirli vatandaşını nasıl yaşattığıyla ölçülür. Çünkü onlar bir ömür boyu çalışmış, üretmiş, vergi vermiş insanlar. Bugün köşede unutulmaya değil, tam tersine saygıyla yaşatılmaya ihtiyaçları var.

Çözüm Belli: En Düşüğün Yükselmediği Zam, Zam Değildir

Yüzdelik zam sistemi artık sürdürülebilir değil.
Çözüm çok zor değil:

Taban maaş düzenlemesi şart.
En düşük maaş yukarı çekilmeden adalet kurulmaz.

Sabit artış + yüzdelik zam birlikte uygulanmalı.
Böylece makas kapanır, çok kazananla az kazanan arasındaki fark daha da büyümez.

Emekli maaşları mutlaka refah payıyla desteklenmeli.
Bugün verilen zam, enflasyonun hızına yetişmiyorsa zam değildir, sadece “teselli ikramiyesi”dir.

Toplumun Sabri Tükeniyor

Artık herkes biliyor:
Zamlar rakamlarla oynanan bir matematik değil, hayatın ta kendisi.

Pazar torbası hafifliyorsa, mutfakta tencere küçülüyorsa, insanlar ay sonunu düşünmekten hayatı yaşayamaz hâle geldiyse; ekonomik tartışmaların hiçbir anlamı yoktur.

Siyasetçinin, bürokratın, ekran yorumcusunun cebine göre değil; ay sonunu nasıl getireceğini düşünen vatandaşın cebine göre bir sistem kurulmalıdır.

Çünkü makas açıldıkça toplumun sabrı, umudu ve huzuru da aynı oranda açılıyor…
Ve unutmayalım: Ekonomide makas ne kadar açılırsa, sosyal sorunlar o kadar büyür.

Yazarın Diğer Yazıları