Son zamanlarda ülkemizde bazı kesimlerinsıkça gündeme getirdiği gurbetçi gurbetçi vatandaşlarımıza yönelik nefret söylemi geliştiriliyor.
Özellikle sosyal medyada yayınlanan sokak röportajlarında bunlara sıkça rastlamak mümkün.
Bu insanlar gurbette çalışırken yabancı düşmanlığına muhatap oldukları gibi kendi ülkelerinede geldiklerinde nefret söylemleriyle karşılaşıyorlar.
Peki neden bu nefret söylemi oluşuyor yada oluşturuluyor?
Bunu hakedecek ne yapıyorlar?
Bu insanlar yurt dışına gitmiş, orada yaşayarak, çalışarak ve kendilerine ait iş yerleri kurarak para kazanarak bir başarı öyküsü yazmışlar. Bununla birlikte bu insanlar ülkesini unutmayarak her şekilde döviz kazandırıyorlar.
Gurbetçilerin Türkiye’ye yıllık ziyaret sayısı yaklaşık 3-5 milyon kişi arasında değişiyor.
Yurt dışında yaşayan insanımızın Türkiye’ye olan ekonomik katkısı hiç azımsanamayacak kadar büyük olduğunu rakamlar bize çok net gösteriyor.
Ülkelerindeki insanlara gönderdikleri dövizler, gayrimenkul yatırımları ve çok daha ucuza başka ülkelerde tatil yapma imkanları varken ülkesini tercih ederek bıraktıkları döviz, oldukça önemli miktardadır.
Bunlar ülke ekonomisine doğrudan fayda sağlayan faaliyetlerdir.
Gurbetçilerin ülkemize sağladığı döviz miktarının kişi başı ortalama 15 bin Euro civarında olduğunu da tahmin ediliyor.
Bu vesile ile ülkemize her yıl 700-800 milyar TL'den daha fazla döviz girişi gerçekleşiyor. Bu paralar, hem ülke ekonomisine çok ciddi katkılar sağlıyor.
Yine ayrıca özellikle Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız oralarda Türk ürünlerini tercih ediyorlar. Bu tercihler Gıda, tekstil ve mobilya ürünlerinde Türkiye'nin bu ülkelere ihracatınıda artırıyor. Bu sekilde gurbetçilerimiz tüketim tercihleriyle ihracatımızı artırarak önemli katkılar sağlıyorlar.
Bir başka katkılarıda yurt dışında eğitim alan ve çalışan kalifiye bireylerin bir bölümü ülkemize dönerek bilgi ve birikimleri ile ülkemize değer katılıyorlar.
Peki.
Ülkelerine bu kadar önemli katkılar sağlayan insanlara karşı olumsuz tavırlar neden oluşuyor?
Bunların arkasında siyasi, ekonomik, kültürel olarak hesabı ve planı olan güçler var. Bunlar bu algıları oluşturarak, önemli miktarda ki dövizin ülkemize gelmesini istemiyorlar.
Örnek olarak başta Almanya olmak üzere Türklerin çok olduğu Avrupa devletleri her yıl milyonlarca Euro' nun ülkemize gelmesini engellemeye çalıştığını biliyoruz. Bunun içinde çeşitli faaliyetler ile bu tür kışkırtmaları yapmaları mümkündür.
Bizim sokaktaki birçok insanımız ise yurt dışına gitmek istiyorlar ama gerek yurt dışına giderek çalışma olanaklarının o devletler tarafından tanınmaması veya meslekleri, eğitimleri ve cesaretleri yeterli olmadığı için gidemediklerinden kıskançlık düzeyinde psikolojik duygulara sahip oldukları söylenebilir.
Bu nefret söyleminin en önemli nedenlerinin biride yurt dışındaki vatandaşlarımızın siyasal tercihleridir.
Sosyal medyada ve seçmen kitlesi arasında gördüğüm şu ki, özellikle CHP seçmeni gurbetçilere tepki gösteriyor. Nedeni ise seçimlerde Ak Parti'nin yurt dışında en fazla oy alan parti olmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak yurtdışında zor şartlarda çalışarak ve zaman zaman ırkçı ve yabancı düşmanlığına maruz kalarak yaşamlarını sürdürerek, ülkesine her anlamda katkıda bulunan bu insanlara teşekkür ederek bağrımıza basmalıyız.
Ülkemize döviz getirerek ekonomiye katkıda bulunan bu insanlara nefret söylemi geliştirmek aynı zamanda ülkemize yapılan büyük bir kötülüktür.
