Her zaman ifade ettiğim bir gerçek var.
Türkiye'deki seküler ideolojik zihin yapısına sahip olanlar, kendilerini bu ülkenin sahibi olarak gören "seçkinci" zümrelerdir.
Bunlara göre kendileri gibi inanmayan, düşünmeyen ve yaşamayanlar, eğitim düzeyi, gelir seviyesi, bulunduğu makam ne olursa olsun cahil ve yobazdır.
Siyaset, ticaret, kültür ve sanat ve benzeri hangi alanda olursa olsun kendilerinden olmayan hiç kimseye saygı duymadıkları gibi yaşam hakkıda tanımazlar.
Her fırsatta kendilerini “hoşgörü”, “farklı düşüncelere tahammül”, “barış kültürü”, “farklılıklara saygı”, “çoğulcu toplum” gibi değerlere sahip olduklarını ifadele eden bu kesim, uygulamada gösterdikleri davranış biçimleri tam tersini göstermektedir.
Bu kavramları, bozuk ideolojilerine kalkan yapan sanatçı kılıklı linç yobazlarının maskesi 27. Afife Jale Tiyatro Ödülleri töreninde bir kez daha düşmüştür.
27. Afife Jale Tiyatro Ödülleri töreni'nde “En İyi Kadın Oyuncu” seçilen, Sükun Işıtan ödülünü alırken sahnede yaptığı teşekkür konuşması sırasında, milli değerlere hassasiyetiyle bilinen Devlet Tiyatoları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’ya teşekkür etmesi nedeniyle sözde sanatçıların linç kültürüne uğradı.
"En iyi kadın oyuncu" ödülünü alan Sükun Işıtan’ın Karadağlı'ya teşekkür etmesi üzerine salondan yuhalama seskeri yükseldi. Salonu dolduran davetli sözde sanatçılar, Sükun Işıtan’ın her sözü üzerine yuhalamaya devam etti. Daha sonra salonu terk ederek kendilerinden olmayan birine teşekkür edilmesine dahi ne kadar tahammülsüz olduklarını gösterdiler.
Görüntüler, sanatın doğası gereği farklılıklardan beslendiği ilkesinin nasıl yerle bir edildiğini yansıttı.
Bu "üstenci" anlayış sahipleri kendinden başka kimseyi beğenmez. "En iyi kadın oyuncu" ödülü değil "Nobel ödülü" dahi alsanız eğer onlardan değilseniz hiç bir anlam ifade etmez.
İşin kötü ve üzücü tarafı şu ki, bu kesim ellerindeki imkanları kullanarak demokrasi, özgürlük,adelet ve eşitlik gibi içini dolduramadıkları söylemler ile Atatürk'ün arkasına sığınan Kemalistler, özellikle üniversite çağındaki gençleri ve toplumun bir kesimini algı operasyonları ile etkileyebilmektedirler.
Yıl 2025.
Endüstri 5.0 devrini yaşadığımız bu dünyada hala 1920-1950 dönemlerinin zihin yapısı ile dünyaya ve gelişmelere bakan, hızla değişen dünyada, ülkemizin nasıl idare edileceğine dair hiç bir düşüncesi bulunmayan bu anlayıştan, ülkeye ve topluma yarar gelmeyeceğinin anlatılması ve anlaşılması gerekmektedir.